ERZURUM METEOROLOJİ İSTASYONUNUN TARİHİNE KISA BAKIŞ

"Havaya bulut dikildi

Necmettin Belin büküldü

Danalar sele döküldü

Yandım danalar danalar."

Tarihin derinliklerinden günümüze meteorolojik olaylar insanların ilgisini çekmiştir. Özellikle gökyüzü olayları için rasathaneler kurulmuş lakin hava olayları ilgili çalışmalar çok geç tarihlerde başlamıştır.

Türkistan'da kurulan rasathaneler, Uluğ Bey, Ali Kuşçu çizgisi Takyeddin Efendinin İstanbul Kandillide kurduğu rasathane çıkan dedikodular sonucu yıkılarak yok edilmiştir.

Tarih sayfalarında meteorolojik olaylarla ilgili bir yazıya pek rastlanılmadığı ancak 18. yüzyılda Avrupa'da barometre'nin icadıyla hava değişimleri artık bilimsel bir hüviyete kavuştuğu yıllarda Osmanlı ordusu Kuzey Irak'a 1839 yılında sefere çıktığında Alman Moltke'de gözlemci subay olarak bulunuyordu.

Ordu Kütahya dolaylarına geldiğinde Moltke Osmanlı Paşasına hava durumunu sorunca paşa hemen bir askeri çağırmış, dağda otlamakta olan keçi sürüsü çobanına göndererek hava durumunu sormuş, gelen bilgiye göre havanın açık olduğunu Alman Moltke'ye anlatmış, Moltke bu olayda hayretler içinde kalmıştı.

Osmanlı Devleti 1875'lere gelindiğinde özellikle de ulaşım ve iletişimin yaygınlaştığı on altı merkezde meteorolojik rasatların telgrafhane memurları tarafından yapılması yoluna gitmişti.. Ancak ciddi bir gelişme sağlanamamış, 31 Mart Olayı’ndan sonra kurulan Osmanlı Hükümeti’nde Maarif Nazırı Emrullah Efendi'nin 21 Haziran 1910 tarihinde bir tezkere ile rasathanenin yeniden kurulması için Fatih Hoca’yı (Prof. Mehmet Fatin Gökmen) görevlendirmesiyle yeniden başlamıştı. Fatin Hoca, rasathanenin "İcadiye Tepesi’ne" kurulmasını kararlaştırmış, Fransız Ulusal Meteoroloji Müdürü Prof. Angot ile yaptığı görüşmeler sonucu gerekli meteorolojik alet ve cihazları temin ederek 1 Temmuz1911 tarihinden itibaren meteorolojik rasatlar yeniden yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca burada İstanbul için yapılan hava tahminleri Posta, Telefon ve İdaresi ile Demiryolları İdare’sine bildirilerek kullanıcıların hizmetine sunulmuştu.

Birinci Dünya Harbine giderken ciddi bir meteorolojik örgütü olamayan Osmanlı Ordusu ne yazık ki Çanakkale'de, Allahu Ekber Dağlarında hava tahminleri olmadığı için telafisi mümkün olmayan kayıplara uğramış, İstiklal Harbinde benzer sıkıntıları çekmişti.

Cumhuriyet hükümetleri Atatürk'ün isteğiyle 12 Kasım 1925'te Etlik'te "Rasâdât-ı Cevviye Müessesesini" kurdu. İlerleyen dönemlerde meteorolojik hizmetlerin tek elden ve düzenli bir şekilde yürütülmesi istenmiş, 1928 yılında Erzurum'un dışında Yarımca Mezarlığının kuzeyinde meteoroloji istasyonu kurularak hizmet vermeye başlamıştır. Aralıksız düzenli olarak meteorolojik gelişmeleri takip etmekte, değerlendirmeler yapıp kamuoyuna bilgi sunmayı sürdürmektedir.

3/11/2022 tarihinde Erdal Güzel Bey ile Meteoroloji Bölge Müdürü Hüseyin Arabacıyı ziyaret ederek yeni kurdukları mütevazi "Meteoroloji Müzesini" gördük. Konuyla ilgili bilgiler aldık. Hüseyin bey halen Erzurum, Erzincan, Ardahan ve Bayburt illerine hizmet verdiklerini, bölgede 70 adet Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonu, iki adet hava limanı otomatik meteoroloji gözlem istasyonu ile 7/24 saat kuralı gereğince hizmet verdiklerini ifade etti. Erzurum ili Kargapazar dağında 3132metre rakımlı tepede 2017 yılında kurulmuş bir radara sahip olduklarını, bunun yanında Erzurum ve Ardahan illerinde iki adet Yıldırım tespit ve takip sistemine sahip olduklarını anlattı. İlimizde günde iki defa Yüksek Atmosfer Gözlem Rasatı yapıldığını, Meteorolojinin Sesi Radyosu aracılığıyla anlık bilgileri paylaşarak ilgililerin dikkatli olmaları konusunda uyarıların yapıldığını, Konaklı Kayak Tesislerinin bulunduğu 3148 metre rakımlı tepede kurulan Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonu ile sağlıklı bilgileri elde ederek paydaşlara ulaştırıldığını izah etti.

Müzede meteorolojinin tarihçesiyle ilgili kitaplar, hava sıcaklığını kaydeden Termograf,nem oranını ölçen Higrograf, günün içinde güneşlenme süresini ölçen Helyograf, hava basıncını ölçen Barograf, Radyasyon şiddetini ölçen Aktinograf, 1944 yapılı Barometre rüzgarın hızını ve yönünü gösteren Aneometre, bağıl nem ölçen Sapan termometre, 1935'lerde ölçülen hava değişimlerini içeren bilgiler, hava tahminleri için günde üç defa uçurulan balonun 35 kilometre yükseğe çıkarak yere aktardığı bilgileri gözlemleyen ML-47-Kteodolit(1944) aleti, Radyasyon vericisi aletlerinin bulunduğu müze görülmeye değerdi.

Hüseyin Arabacı istasyon ölçümleri sonucu; "yağmur mu, dolu mu, kar mı yağacak... Rüzgâr mı, fırtınamı, kasırgamı olacak... Havada nem az mı, çok mu, bulutların rengi, hareketi konusunda anlık değerlendirmeler yaparak ilgili çevreler uyarılarak tedbir almaları sağlandığını ifade etti". Anladık ki meteoroloji istasyonları bir ülkenin asla vaz geçemeyeceği kurumdur. Mesela 1914 Aralığında bu istasyon olsaydı belki Allahu Ekber Dağlarında Mehmetler donmayacaktı.

Gerçekten meteorolojik olayların önemi, tarihçesini öğrenmek isteyen tüm dostlar 1928 yılından beri aralıksız hizmet veren bir Cumhuriyet kurumunu gezerek görmelerini öneririm.