Cumhuriyetimizin ilk yıllarını hatırlatıyor, fedakârlığı, vatanseverliği, dayanışmayı, paylaşmayı ve zor zamanda çözüm üretmeyi…
Olgunlaşma Enstitüleri, bu ülkenin adeta “kefen parası”dır.
Olgunlaştırma Enstitüleri, bu ülkenin saklı bir hazinesidir.
Türkiye’de toplam 22 tane vardı…
23’üncüsü Erzurum’da açıldı…
Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz ve ekibinin üstün gayreti sonucu oldu.
Olgunlaştırma Enstitüleri nerede varsa hepsi tarihi binalardadır.
Erzurum’da da öyle…
Vaktiyle Atatürk Üniversitesi’ne ev sahipliği eden tarihi Şair Nefi Mektebi, bu kez de Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü’ne kapılarını açtı…
Bu Salih hocayı kim buldu bilmiyorum, ama o kişi bu memleket adına öyle bir hayır işledi ki anlatamam…
Olgunlaşma Enstitüsü esasında başka bir şehre, hadi adını da verelim Van’a kurulacaktı…
Salih hoca ve ekibi öyle bir savaş verdi ki sonunda eski dille, “Maarif Nezareti” dayanamayıp “Erzurum” dedi.
Esasında bu, eski kız meslek liselerine tekabül ediyor, yani Erzurum’un bilmediği bir şey değil.
Lâkin şimdiki biraz daha farklı…
Misal; öğrenci olmanıza gerek yok, bir meslek öğrenmek istiyorsanız buraya gidebileceksiniz…
Diyelim ki Erzurum ehramı…
Hani şu sıralar Bayburt nasıl ki talandan mal kaçıran hırsız misali “ehram bizimdir” diyor ya!
Erzurum da işte bu tarihi kadın örtüsünü tüm dünyaya mal etmeye çalışıyor.
Salih hoca ve tabiki yardımcısı hani Erzurum’un “Turan hocası” …
Sessiz sedasız meslek liselerinde maskeden tutunuz da dezenfektan ürünlerine kadar hemen her şeyi üretiyorlar.
Mecidiye ve Hamidiye liseleri sanki de bugün için planlanmış gibi maske ve tulum üretiyor.
Tabii ki Olgunlaşma Enstitüsü…
Her felaketin ardından kendi küllerinden yeniden doğmayı başaran bu aziz şehir, bugün de ağlayıp sızlanmıyor, madem ki “iki el bir baş içindir” diyerek ayağa kalkıp ülkesinin yaralarını sarıyor.
Eyvallah Salih hoca ve kıymetli ekibi…
Siz bir kez daha gösterdiniz ki bu millet en na müsait şartlarda bile çare üretebilir.
Meslek okullarımız maske ve tulum üretiyor, daha yeni eğitime başlayan Olgunlaşma Enstitümüz ise, maskeden başlayıp çok geniş bir üretim için kollarını sıvadı…
Sen varol Salih hoca…
Bize sanki de unutmak üzere olduğumuz değerleri yeniden hatırlattı…
Eskiden bu mekteplerin adı “Kız Olgunlaşma Enstitüleri’di.
Şimdi “kız” adı kalktı levhalardan…
Yalnızca Olgunlaşma Enstitüleri oldu.
Bence bu daha güzel…
Bir meslek edinmek için illa da “kız” olmaya gerek yok…
Misal; bir babaanne fevkalade kanaviçe yapabilir.
Ben bu yaştan sonra hat çalışıyorsam, kim bilir bu şehrin anneleri, kızları ve büyük anneleri daha neler yapar…
Ama hangi çabalar sonucu bir bilseniz…
