Yüce kitabımızda, ‘’İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu’’ diye buyuruyor yüce yaradan. Hakikaten de aylardır dünyada korku iklimi hakim. Türkiye Cumhuriyeti bu zorlu dönemde demir ipek yoluyla ticaret dünyasının imdadına yetişti. 2 bin 500 ton kapasiteyle hizmet verecek olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, ticari hayatı canlandırmak için hizmete açıldı. Virüs musibetinden dolayı ticaretin sekteye uğramaması için Ticaret bakanlığı demir ağlara yöneldi. Demir ağlarda en önemli istasyonların başında ise Palandöken lojistik merkezi geliyor.
‘’Bütün zorlukların ortasında, fırsatlar yatar’’ diye bir söz vardır. Kısa bir süre önce demir ipek yolu olarak açılan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, ticarette alternatif olarak kullanılmaya başlandı. İpek demiryoluyla İngiltere, Fransa, Belçika, Almanya, Avusturya, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Çin raylarla birbirine bağlanıyor. Karayoluna göre yüzde 49 oranında daha avantajlı olan demiryoluyla yükleme, boşaltma, ayırma, depolama derken, hareket ve para akışı sağlanmış olacak.
Bu hat üzerindeki üslerden birisi de Erzurum’da bulunan Palandöken Lojistik merkezi. Bu merkezde 2019 yılında dünyanın dört bir tarafına 650 bin ton yük taşındı. 2023 yılına kadar da bu rakamın 5 milyon tona çıkarılması hedefleniyor. Azerbaycan, İran, Gürcistan, Nahcıvan, Ermenistan gibi ülkelerin ticareti açısından stratejik konuma sahip olan Palandöken lojistik köyü 2018 yılında faaliyete geçmişti. Erzurum’un bölge merkezi olmasından dolayı demir yoluyla gelen yükler burada indirilerek, hem yurt içi hem de yurt dışına gönderiliyor. Dünya’da ticaretin durduğu şu günlerde Türkiye bir üs olmak için harekete geçti bile.
Konumu itibariyle Erzurum ise, üssün merkezi durumunda. Palandöken Lojistik merkezi hava, kara, demir ve deniz ulaşımı için en avantajlı noktada konuşlanmış vaziyette. Karadeniz limanlarına ve komşu ülkelere birkaç saatlik mesafede olan lojistik köyün ne kadar stratejik olduğu bu dönemde bir kez daha ortaya çıktı. Krizlerin fırsata dönüştürülmesi açısından da tüm dikkatleri biranda üzerine çekti. Millet olarak temennimiz virüs belasından biran önce kurtulmak elbet. Ancak ticaretin sekteye uğramaması ve para akışının sağlanması için de fırsatları kaçırmamak gerekir.
Elbet şu anda en önemli konu sağlık. Ancak parasız hayat ölümden beter olsa gerek. Bu nedenle bir taraftan virüsle mücadele edilecek, bir yandan da ticari akış sağlanacak.
Unutmamak gerekir ki; mal da canın yongasıdır…