Adliye

Erzurum'da eşini aldattı diye katletmişti ama…

Erzurum'da eşini ve kızını öldüren Zülküf Böçkün'ün yargılanma süreci başladı.

Bilirkişi raporuyla, öldürülen Kadriye Böçkün'ün (44) herhangi bir gönül ilişkisi olmadığı tespit edildi. Cinayetlerin ardında uzun süredir devam eden aile içi şiddet ortaya çıktı. Olay sırasında evde olan ailenin en küçük çocuğu A.H.B.'nin ifadeleri ise yürekleri dağladı. İşte detaylar...

Olay, 14 Mart gecesi Palandöken ilçesi Yunus Emre Mahallesi'nde meydana geldi. Zülküf Böçkün, eşi ebe hemşire Kadriye ve kızı Asude'yi bıçaklayarak öldürdü. Cinayetin ardından kaçan Böçkün, polis tarafından yakalanarak tutuklandı. Erzurum 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı.

Duruşmada, Zülküf Böçkün'ün 24 yıllık evliliği boyunca eşi Kadriye'ye ve çocuklarına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı ortaya çıktı. Kadriye Böçkün'ün defalarca şiddete maruz kaldığı ve şikayetçi olduğu, ancak tehditler nedeniyle şikayetlerini geri çektiği öğrenildi. Sanık Böçkün, eşinin kendisini aldattığını düşündüğünü ve bu nedenle cinayeti işlediğini öne sürdü.

EŞİMİN AİLESİNDEN VE BENİM AİLEMDEN AF DİLİYORUM

Sanık Böçkün, eşinin telefonuna gelen bir arama nedeniyle tartışmanın başladığını anlattı. Eşinin kendisini aldattığını düşündüğünü ve bu nedenle sinirlenerek cinayeti işlediğini belirtti. Kızının da olay sırasında kendisine saldırdığını iddia etti. Sanık, olay sırasında cinnet geçirdiğini savunarak, "Eşime bu şahsın neden bu saatte aradığını sordum. Eşim de telefonu alarak odadan dışarı çıktı. Gece yarısı 4 çocuklu bir kadını kim, ne hakla arayabilir? O da 'Sen bana güven benim işimi yapacak' dedi.

Eşime benden gizli işler yapınca aklıma kötü şeyler geldiğini söyledim. Eşim de bana 'Sen de erkek misin?' dedi ve yaptığımın erkeklik olmadığını söyledi. 'Sen beni öldüremezsin, sen bana kıyamazsın' dedi. Özellikle bana 'Nerede sende o yürek?' deyince sinirlendim. Yatak odasındaki derin dondurucunun üzerinde bıçak gördüm. Bıçağı alarak eşime doğru geldim, 'Şahsı ara konuşalım' dedim. Eşim de bana 'Gebersen de ölsen de aramayacağım. Benim işimi bozma benim valilikten atamama ilişkin yazım çıkmış' dedi. Ben de 'Öyleyse sen kötüsün' dedim ve 2-3 kez bıçakladığımı hatırlıyorum. Sonra yanıma sesleri duyan kızım Asude geldi. Elinde bıçak vardı. Bana 'Baba sen ne yaptın, Allah belanı versin, şerefsiz' diyerek bıçağı vurdu. Sonrasını ben kızımla olan durumu hatırlamıyorum.

Sanırım ben o sırada cinnet geçirmiş olabilirim. Daha sonra mutfağa gidip ikinci bir bıçak aldığımı hatırlıyorum. Ancak bu bıçağı aldıktan sonra eşime veya çocuğuma vurduğumu hatırlamıyorum. Kızım elime vurup bıçak düşünce ben kızımı bıçakladım ancak kaç defa bıçakladım ve nasıl bıçakladım hatırlamıyorum. Ondan sonra eşim ve odaya gelen kız kardeşim Remziye birlikte odadan çıktılar. Ben bu andan sonrasını hatırlamıyorum. Evde kızım Asude ve en küçük oğlum vardı. Diğer çocuklarım Abdullah Hasan ve Harun Rize'ye gezmeye gitmişlerdi. Evde yoktu. Diyarbakır'da ikamet eden babam Abdullah ve kız kardeşlerim Remziye, Sevim, Rabia vardı. Bunlar dışında evde kimse yoktu. Olay öncesinde eşimin beni aldattığına ilişkin görgüye dayalı bir bilgim yoktur. Ben ne yapsam eşim ve kızım geri gelmez. Olaydan etkilenen 3 çocuğum var, eşimin ailesi ve benim ailemden af diliyorum" diye konuştu.

"ALLAH AFFETMEYECEK BENİ"

Ağır Ceza Mahkemesi başkanının, "Eşinin cep telefonunda toplam 109 bin 664 adet bulgu incelenmiş ve dosyada adı geçen C.Y. isimli şahıs arasında herhangi bir gönül ilişkisi olabileceği değerlendirilen resim mesaj ses kaydı ve bunun gibi suç unsuruna rastlanılmamıştır" ifadesi üzerine "Oh çok şükür. Elhamdülillah. Onları öldürdüğüm için pişmanım ama elimden bir şey gelmez. Özellikle kızımdan dolayı Allah affetmeyecek beni biliyorum" dedi.

"ABLAM BANA 'ÖLMEK ÜZEREYİM' DEDİ"

Kadriye ve Zülküf Böçkün çiftinin en küçük çocuğu A.H.B.'nin ifadeleri ise duruşmada herkesi duygulandırdı. Olay gecesi ablası Asude'nin kendisini uyandırarak "Ölmek üzereyim" dediğini anlatan A.H.B., "Uyandığımda ablamın yüzü, gözü kan içindeydi. Ablam bana 'H. kalk ölmek üzereyim' dedi. Ben kalktım. Ablam yerde yüzüstü duruyordu. Ablam bana telefonunun şifresini ve sonrasında ambulansı aramamı söyledi. Ben bu sırada telefonu aldım Bedrettin dayımı aradım. Sonrasında ambulansı aradım. Daha sonra ablamın hiç hali kalmadığını gördüm. Boynundan yaralanmıştı, ben de oraya tampon yapmaya çalıştım. Sonrasında babam elinde bıçakla geldi. Ben korkup geriye doğru çekildim. Babam yerde yatan ablamın sırtına bıçak ile 2 kez daha vurdu. Sonrasında odanın dışına çıktı, "Namusumu temizledim" diye bağırdı. Sonra ben bayıldım. Gözümü açtığımda babam Zülküf hala evdeydi. Babam 'Beni bu evden hemen çıkartın, Bedrettin gelmeden' dedi. Özellikle ağabeylerimin olmadığı bir zamanı seçti. Ben annemi görünce yeniden bayıldım. Sonrasında dayılarım gelmişti. Babam öncesinde annemi, bizi sürekli döverdi. Bu olay nedeniyle davacı ve şikayetçiyim" dedi.

Mahkeme heyeti diğer tanıkların da ifadesini aldıktan sonra Zülküf Böçkün'ün tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 20 Kasım'a erteledi.

AİLE TEPKİ GÖSTERDİ

İleri tarihe ertelenen duruşma sonrası Kadriye Böçkün'ün ailesi, sanık Zülküf Böçkün'ün ifadelerine tepki göstererek bir an önce adaletin yerine gelmesini istediler. Anne Fahriye Kara, kardeşler Mine ve Kadir Kara adliye çıkışı yaptıkları açıklamada, Kadriye Böçkün'ün hiçbir zaman eşini aldatmadığını ve mahkemenin bunu tespit ettiğini dile getirerek, "Bu bir namus cinayeti değil, kadın cinayetidir. Anne ve kızımız bir haksızlığa uğradı. Canice katledildiler. Kadriye Böçkün yıllarca kocası tarafından şiddet gördü. Kaç kere boşanmak istedi ama tehdit edildi. Aileler benzeri şiddet olaylarında sesini çıkarsın ve susmasın. Biz yandık, onlar yanmasın" dedi.

Kaynak: SABAH