İLK YARIDA BİTİP İKİNCİ YARIDA BAŞLAYAN BİR MAÇ!
Biraz da yaz boyu pikniklerde etten, kanattan bıkmış olanların bulup bulamayacağı en iyi fırsattı bu maç. Buna havanın güzelliği de eklenince hele de izleyeceği takımının deplasmandan galip dönmüşlüğü, güzel bir hafta sonu finali için üzerine bal kaymak olurdu! Üstelik özellikle son Buca deplasmanında 3 gol atarak yıldızlaşan Halil İbrahim de işin içindeydi ve onbirdeydi. Doğal olarak da teknik direktör genç futbolcuyu onbirde oynatmalıydı, o da öyle yapmıştı. Herkes maçın sonucundan çok ben gibi ilk defa bu sahada bu genç yıldızın ne yapacağını merak ediyordu. İlk dakikalardan itibaren ne zaman Halil İbrahim’in ayağına top gelse seyirci galeyana geldi, heyecan yaptı! İlk sarı kart da Halil İbrahim yüzünden geldi. Bu oyuncuyu bir atak başlangıcında durduran Nazillili Gökhan, sarı kart ile cezalandırıldı. Hele de 19’ncu dakikada gelen gol de Halil İbrahim’in eseriydi. İlk yarının bitiminde ihtiyar delikanlı Nobre’nin attığı gol, Halil İbrahim’in sempati yüzdesini tavan yaptırdı. Belki de bir çoğunun ‘es’ geçeceği ama inat edip bir dedektif edasıyla takibe aldığı topu sağ taraftan kale içine Halil İbrahim ortaladı, oluşan karambolde Mert Nobre topu fileleri bulma becerisini gösterdi. Zaten yeriyle fırsatçı bir adam. O karambolde doğru yerde olan Nobre’nin fırsatcılığına bir kere daha şapka çıkardım ve ‘Sağolasın İzocam’ dedim!
BİZ BÜYÜK BİR BASIN ORDUSUYUZ!
Bunu demesem ölürüm. Basın tribünü için ayrılan bölümde maşallah basından başka herkes var. Nasıl var, niye var anlamıyorum da bir türlü. Öyle ki yanımda oturan bir arkadaş bizim Nurullah Pala’dan esame listesi bile istedi! Çoğu basın emekçisi arkadaşım ayakta izledi maçı valla. Sevgili Kadir Sabuncuoğlu şefime yer açabilmek için biriyle dilazarlığı bile yaptım, dayak yemediğime de sevindiğimi söylemeliyim. O kadar yani! Tribünde yer bulamayan TRT’den bir arkadaş, ‘’Vay be! Bize yer kalmamış’’ deyince ben de ona ‘’Biz, büyük bir orduyuz!’’ diye takılmadan edemedim! Maç başlarken stada gelen Büyükşehir Başkanı Mehmet Sekmen’in yanında oturan biri dikkat çekti. O isim, adı son zamanlarda ETSO Başkan adaylığı için geçen Organize Sanayi Bölge Başkanı Zafer Ergüney’den başkası değildi! Şeytanın avukatlığını yapmayayım ama ne bileyim, bana zaman zaman da kafa kafaya sohbet edilen bu ikilinin yan yana oturması ilginç oğlu ilginç geldi! 12.dakikada kale arkası kapıları açıldı, dışarıdaki seyirciler içeri girdi. Bunun üzerine bazı taraftarlar, ‘’Yönetim uyuma, taraftara sahip çık’’ diye aleyhte tezahuratta bulundu. Bu da şaşırtıcıydı. O an şeref tribünündeki Ali başkana baktım, yüzü düştü ama oralı olmamaya, belli etmemeye çalıştı. Fizik kalitesi bakımından iki takım da eşdeğerdi. 19 ve 33’ncü dakikalarda Nazilli iki pozisyonda gole çok yaklaştı. 33 dakikada Nazilli’nin bir vuruşu direkten döndü. Aslına bakarsanız maç Halil İbrahim’in attığı ikinci golle bitmişti. Daha başka ne olabilirdi ki? Ama mecburen bir ikinci yarı daha izlemek zorundaydık! Okuduğunuz bu maç yazısını statda yazıyorum. Sıcağı sıcağına ilk yarıdan aktaracaklarım bunlardı. Şimdi biraz da ‘çakma basın’ kalabalığına karışmamak için bir yere kıpırdamadan zor bulabildiğim oturduğum koltukta ikinci yarıyı bekliyorum.
İKİNCİ YARIDA BAYRAĞI ALBAYRAK ALDI!
Çok da beklemediğimiz bir ikinci yarı gördük. Herşeyi gördük bir golü göremedik. İkinci yarının ilk 15 dakikasında sahada Mehmet Albayrak dalgasına tutulduk, tsunami gibi! Tam beş golle burun buruna geldi. Yanlış duymadınız, 5 gol! İkisinde kaleciye, ikisinde savunmaya, birinde de direğe takıldı! O bile dördüncü vuruşunda gol olmamasına kızgınlığından güldü. Tabi Albayrak’ı bu kadar öne çıkaran isim de kuşkusuz yine Halil İbrahim. Tez zamanda bu çocuğu vekil-mekil yapmamız da gerekiyor! Hatta bir vekilden fazlası var! İlk defa Erzurum’u ikinci yarının başlarında sağlı sollu ataklar yaparken gördük. İki gol vardı ama ilk yarıda bu kadar oyun ve pozisyon anlamında bir zenginlik yok. Kuşkusuz bunda da rakibin 2-0’lık dezavantajının rolü var.. Üçüncü gol gelecek, hem de Mehmet Albayrak ile gelecek ama gelmiyor işte. Rakip de zaten durumun ciddiyetinde. Savunmasını kalabalık tutmaya, farkın açılmasını önlemeye çalışıyor. Eski bir Erzurumlu oyuncu Halil Zeybek sahaya girerken sanki bu oyuncunun gelişi ile oyun kontrol altına alındı. Dakikalar 66’yı gösterirken durum şu: Erzurum’un farkı açması gerektiren maç, iki takımın orta saha mücadelesine dönüştü. Fakat o da ne. Albayrak kendisi adına 6’ncı golle burun buruna. 69’ncu dakikaya girilirken yine Mehmet Albayrak kaleciyle karşı karşıya ama heyhat, top yine kalecinin elinde!
SKORU O DİREK BELİRLEDİ!
75’nci dakikada sahanın yıldızlarından Halil İbrahim oyundan alınıyordu. Teknik patron Yıldırım, sırf bu oyuncuyu seyirciye alkışlatmak için onu oyundan çıkardı diye düşünüyorum. Ayrıca haftaya zorlu bir Of deplasmanı var. Onu daha diri tutmak istiyor olabilirdi. Bu arada baktım dakika 79 ve Mehmet Albayrak yeniden golle karşı karşıya. Ama yine vuruşunda top kalecinin ellerinde! Ve ve dakikalar 89’u gösterirken o ana kadar gürleyen Mehmet Albayrak hele şükür yağdı! Ne yalan söyleyeyim, onca pozisyondan sonra Mehmet Albayrak’ın gol atmasına en az onun kadar ben sevindim. Aslına bakarsanız bu maçta Erzurum’da kötü yoktu. Savunmasından orta sahasına, kanatlarından forvetine kadar mücadele ruhu yüksek, kazanmaya ant içmiş bir ekip görüntüsü verdi. Ferdi pozisyon hatalarını saymazsak eğer mavi-beyazlı oyuncu grubunun giderek takım haline geldiğini ve de grupta iddialı ekiplerden birisi olduğunu anlatı bizlere. Karakter olarak birbirinden iki ayrı yarıydı ama bana sanki ilk yarıda biten ama ikinci yarıda başlayan maç gibi geldi. Ben öyle şeylere inanırım. Belki de rakibin gardı ilk yarıda direkten dönen bir vuruşuyla düştü. Yine belki de skoru o direk belirledi! Ondan sonra da aslında iyi oyuncuları da olan rakibin bir gol bulması bir çuval inciri berbat edebilirdi ama beklenen o gol olmayınca da kadere razı olundu. Bir önceki Konya Anadolu Selçuk maçına oranla daha iyi gördüğümüz Erzurum takımı bu hafta Of’a gidecek. Eğer bu galibiyetleri seriye çevirirse çok değil, ilk yarının bitiminde şampiyonluk şarkılarını mırıldanmaya başlar. Herşeyden önce topu bilen, özgüveni yüksek ve ayağı yere sağlam basan oyuncu topluluğunu bir araya getirdiği için yönetime bir teşekkürümüzü de edip aradan çıkaralım, haftaya gelecek güzel skora şimdiden odaklanalım.
---
---
