ERZURUM’DA ŞİMDİ TAM ZAMANI!

Herkesin malumudur…

Erzurum, Anadolu’da Ermeni zulmüne maruz kalmış ve kan donduran katliamların yaşanmış olduğu bir şehirdir…

Alaca…

Ilıca…

Yanıkdere…

Pasinler…

Ve şehrin daha birçok noktasında bundan tam 102 yıl önce hunharca işlenen cinayetlerin izi var…

Değil mi ki, her yıl Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunu kutlarken bu zulmü ve mezalimi dile getiriyoruz?

Değil mi ki, Ermeni diasporasının sürekli gündeme getirdiği “sözde soykırım” yalanlarına en yüksek perdeden tepki gösteriyoruz?

Orası öyle…

Öyle de, Can Azerbaycan yanı başımızda Ermenistan’ın tepesine binerken, nedense bu süreci sadece seyrederek geçiriyoruz…

Tamam, maddi ve manevi her türlü desteği veriyoruz vermesine de, yaşanan bu gelişmeyi biz neden fırsata çevirmiyoruz?

Öyle ya!

Dünya kamuoyu hazır Azerbaycan’ın “it kovma” harekatına odaklanmışken, Ermeni zulmüne biz neden dikkat çekmiyoruz peki?

Tarihin tanıklık ettiği Ermeni katliamlarını neden anlatmıyoruz, neden gündeme getirmiyoruz?

Herkes bir kez daha görsün ve bilsin yani; Karabağ’ı 30 yıldır işgal altında tutan Ermenistan’ın vakti zamanında yediği haltların neler olduğunu… Bugün sivil yerleşim alanlarına füzeyle saldıran Ermeni askerlerinin ata ve dedelerinin masum insanları burada diri diri nasıl yaktıklarını…

Sayalım mı daha?

Irzlarına tasallut edilen savunmasız kadınları ve kızları…

Uzuvları kesilerek gövdelerinden ayrılan yaşlıları…

Etleri pişirilerek ana-babalarına yedirilen çocukları…

Bunların hepsi gerçek!

Bunların hepsi tarihi belge ve vesikalarla da sabit…

O halde susma zamanı değildir beyler!

Vakit; Ermenistan’ın aslında ne olduğunu ve gerçek yüzünü cümle aleme bir kez daha gösterme vaktidir…

Haydi Atatürk Üniversitesi!

Haydi Erzurum Büyükşehir Belediyesi!

Haydi Yakutiye!

Haydi Aziziye!

Can Azerbaycan Ermenistan’ın kafasına kafasına vuradursun, gelin bir darbe de biz indirelim onlara…

Değil mi yani?

Harp dediğiniz sadece silahla, top ve tüfekle yapılmaz ki!

Madem öyle…

Biz de kendi üzerimize düşeni yapalım!