ERZURUM’DA YEREL YÖNETİMLER VE TEMENNİLER - 1

Şehirlerin kalkınmasında ve gelişmesinde yerel yönetimlerin önemli bir rol üstlendikleri tartışılmaz bir konudur.

Özellikle son yıllarda çıkarılan yasalarla yerel yönetimlerin yetkileri, görev ve sorumlulukları artırılmış bu kapsamda Büyükşehir Belediyelerinin çalışma alanları genişletilmiştir.

Bilindiği üzere Erzurum, 25 000 Km2 yüzölçümü, 20 ilçesi ve 1009 köyü ile Konya, Sivas ve Ankara’dan sonra ülkemizin en büyük şehirlerinden biridir.

Bu tablo içerisinde bir değerlendirme yapıldığında Erzurum geniş arazisi, çetin coğrafyası ve ağır geçen kış mevsimiyle yerel yönetim açısından hizmetlerin zor şartlar altında yapıldığı bir ildir.

Ülkenin Güneyinde ve Batısında hizmet veren yerel yönetimlerin plajlara kum taşıdıkları aylarda, ilimizde bulunan belediyelerin tüm güçlerini seferber edip, yollara kum atmaları ve yağan karı kamyonlarla şehir dışına taşımaları, devletten pay alan yerel yönetimler arasında bir eşitliğin olmadığını göstermektedir.

Büyükşehir kapsamında olan ve yeni yasalarla tüm ile hizmet sunmaya çalışan Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinin yükü bir hayli ağırdır. Bu münasebetle, şehrin tamamının gelişmesi ve kalkınması için ilçe belediyelerinin de hedeflerini iyi tespit edip, bulundukları coğrafyanın potansiyellerini değerlendirmeleri gerekmektedir.

Merkezden çevreye uzanan, vizyonu yüksek bir yönetim anlayışı ile kamu kuruluşlarının işbirliği ve koordinasyonu sayesinde arzu edilen hedeflere ulaşmak mümkündür.

İlk Belediye Başkanımız Resul Paşa’dan günümüze kadar uzanan süreçte her Belediye Başkanı günün şartlarına uygun olarak hizmetlerini sürdürmüş olsalar da şehrimizin yerel yönetim hizmetleri açısından bir takım sıkıntılarının olduğu söylenebilir.

Hatırlanacağı üzere, 1980’den sonra sosyo ekonomik açıdan her gün kan kaybeden Erzurum’un üzerini karamsarlık bulutları kaplarken, şehrin enkaz halindeki görüntüleri karamsarlığı daha da artırmaktaydı. Erzurumspor’un küme düşmesi, şehrin aydınlatılmasının dahi yapılamaması şehirdeki özgüven duygusunun azalmasına yol açmaktaydı.

2011 Üniversiteler Kış Oyunlarının şehre bir nefes aldırmasından sonra istenilen hedeflere ulaşılmaması yine şehrin yerinde saymasına yol açmıştı.

Doğunun Paris’i unvanını çoktan kaybeden Erzurum’un, iller arası yarışta geri kalmasında, diğer faktörlerin yanında eksik ve pasif belediyecilik anlayışının da etkin olduğu söylenebilir.

Geçmişin yığılmış sorunları karşısında belediye hizmetlerinin şehre yansıması zor fark edilir olsa da son yıllarda gözle görünür biçimde yapılan çalışmalar şehre dokunulduğunu göstermektedir.

Bilindiği üzere belediyeler; su, kanalizasyon, imar, ulaşım, temizlik, çevre, kültür, spor, cenaze, itfaiye, çöp, park ve yeşil alan oluşturma gibi asıl sorumluluk alanlarının yanında, modern belediyecilik kapsamında sağlıktan, tarım ve eğitime çok kapsamlı konularla uğraşmaktadırlar.

Erzurum Büyük Şehir Belediye Başkanlığının 1600 okul ile şehir merkezi ve köylerdeki cami, mescit bakım ve onarımını yapması, muhtarlık binaları, cenaze ve köy odalarıyla, tuvaletlerinin yapılması kırsalda 350 gölet oluşturması, köylerin neredeyse tamamına yakınına asfalt götürmesi, ilçelere Prestij Caddeleri yapması bu çalışma alanının genişliğini ifade eden örneklerdir. (devam edecek)