Bir kaç yıldan beri modernleşme sürecinden başlayarak milli eğitimde iz bırakan muallimleri, öğretmenleri yazmak istiyorum ve yazıyorum.
Resim öğretmeni Fuat İğdebeli'de yazmak istediğim öğretmenlerimizdendi.
Bu konuda ilk müracaat ettiğim şahıslar tabii ki öğrencileriydi. Hocanın eğiticilik yanını, sanatkarlık yanını soruyordum. Elbette aldığım cevaplar hocanın mesleki açıdan başarılı olduğunu gösteriyordu.
Fuat Bey; 22 Temmuz 1925 yılında Erzurum'da doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini bu şehirde tamamlamıştı. İkinci Dünya savaşının felaketli yıllarıydı. 1947 yılında liseyi bitirince 1948 yılında okuma aşkı onu "İstanbul Güzel sanatlar Akademisine" götürmüş buradayken, "Halil Dikmen Galerisinde" eğitim görmüştü.
1949 yılında "Bedri Rahmi Eyüpoğlu atölyesine" devam etmiş iyi bir resim eğitimi almış ancak son sınıfta devamsızlıktan sınıfta kalınca 1952 yılında Erzurum'a dönmüştü. 1960 yılında çıkan bir afla tekrar akademiye dönmüş 1963 yılında mezun olmuştu.
1964 yılında öğretmen olarak Gazi Ahmet Muhtar Paşa Ortaokuluna resim öğretmeni olarak atandı. 1972 yılına kadar burada görevini sürdüren İğdebelli 1973 yılında İstanbul'a dönerek atölyesini açtı.
Bedri Rahmi Atölyesine devam ederken bir gün hocası Üsküdar'da bir çeşme çalışması için görevlendirmiş, kendi deyimiyle altı ay devam etmiş fazla bir şey yapamadan yaptığı resmi hocasına gösterince hocası aferin "işte aradığım buydu" demek suretiyle Fuat hocayı başarılı ilan etmişti.
GAMPO'da iken hoca talebelerine resim yapmayı, sanatkar ruhlu olmayı aşılamaya çalışmıştı. Bugünkü öğrenciler için hayal olan bir takım eğitsel bilgileri öğrencilerine kazandırmıştı.
Fuat hoca öğrencilerine yağlı boya ile resim yapmayı, sulu boya ile ilgili çalışma tekniklerini, Ebru nasıl yapılır? Ebru sanatını öğretmişti. Elektronik fotoğrafçılık olmadığı zamanlarda siyah-beyaz fotoğraflar için esas olan karanlık oda metodunu öğretmişti. Hoca bununla yetinmeyerek ciltçilik, kitap nasıl ciltleniri öğretmişti. El sanatları derslerinde tahta oygu nasıl yapılır? Doğal boya nasıl elde edilir, tuval nasıl hazırlanırı, kıl testere ile el işi nasıl yapılırı öğretmişti.
1969 yılında öğrencilerinin yaptıkları resimlerle Taksim Sanat Galerisinde "Erzurumlu Çocuklar" sergisini açtı. 1973 yılında İstanbul'da Tünel çıkışındaki atölyesinde başarılı resim çalışmalarına imza attı. Bu arada Gazi Ahmet Muhtar Paşadaki öğrencilerinden topladığı resimleri yılda bir kez İstanbul'da sergilemeye devam etmişti. Bu çalışma dergiler konu olurken gazetelere haber olmuştu.
Emekli olduktan sonrada sanatsal çalışmalarını sürdüren Fuat bey ata-baba memleketi olan Erzurum'daki TOKİ evlerinden ev alarak şehrine geri dönmüştü.
Kendisiyle iyi arkadaş olan bir kaç ay önce kaybettiğimiz Baki Akçay ağabeyi ile yazları vaktini geçirmiş, Üniversite kitap evinde Üniversitenin genç öğrencilerine nasihatlerde bulunmuş bende zaman zaman bu anlatılanlardan faydalanmıştım.
Fuat Hoca ile en son geçtiğimiz Ağustos yayında Öğretmen Evi bahçesinde saatlerce oturmuş çaylarımızı yudumlarken Baki Akçay- Fuat İğdebeli'nin konuşmalarını can kulağı ile dinlemiştim.
Yine 1930-1940'lardaki mahalleri, okulları ve bazı fiziki mekanların yerlerini sorarak öğrenmiştim.
Her fani gibi Fuat İğdebeli hocada 1924 yılında Erzurum'da doğup 24 Şubat 2015 yılında bir kış günü Erzurum'da gözlerini dünyaya kapmıştı.
25 Şubat 2015 günü İkindi Namazı sonrasında Lala Paşa Camisinde kılınan cenaze namazından sonra Köse Mehmet Köyüne götürerek sevenleriyle birlikte defnettik.
Ruhu şad, makamı Cennet olsun.
Saygi duydigum adaletli ve ogretmek icin cok caba sarf eden degerli bir ogretmenimdi 1972 li yillarda ogrencisiydim sonradan tunelcikisindaki atolyesinede gittim beni cok severdi bende ona saygi duyardim emek ve sermaye arasindaki catismalarin analizini yapardik baber saygiyla aniyoum sevgili ogretmenimi