Bir memleket ki; yazında kışı gizlemiş!
Kışında baharı!
Bir memleket ki; dağında bağı, çayında muhabbeti saklı!
Akrabalarımda kanım, dostlarımda canım gizli!
Arkadaşlarımda hatıram, komşularımda vefam gizli!
Mezarlığında anam, babam, amcalarım, dedem, nenem ve birlikte yiyip içtiğim, gülüp söylediğim uzak yakın yüzlerce insan var!
Kim demiş kışı sert diye; o sertlikte ne kadar da sıcaktır.
Hele yazın bir bahçede montsuz, hırkasız otur; otur da gör yazı, hele de akşam olmuşsa!
Erzurum kendine mahsus bir şehir!
İnsanının karakteri, Erzurum’un tabiatıyla uyum sağlamış!
Derdiyle dalga geçer gibi! Gamından henek, oyun havasından gözyaşı çıkarır; bir anda!
Hasretini gönlünün çelik yayında bir gerer ki; bir bıraksa, ah bir bıraksa karşıki dağlar yıkılır!
Palandöken kim bilir kendisine yönelip kaç kişinin ah u vahına şahittir!
Ne sırlar gizlemiş eteklerinde, beyaz karlı tepelerinde!
Ne şahitlikler yapmıştır ovadaki ağaçlar!
Vefa denince Erzurum!
İncelik, nezaket denince Erzurum!
Hatır gönül akla gelince Erzurumlu!
Vatan denince Erzurum!
Aşk denince Erzurum!
Aradıklarınızın çoğusunu dışarılarda bulamazsınız!
Hasta Erzurum’da, cenaze işleri Erzurum’da, sohbetler, aramalar, oturmalar, çermikler, hamamlar, Camiler; Erzurum’da!
Türküler, şiirler Erzurum’da!
Dışarıda yapamaz Erzurumlu!
Netekim; (!) ; Erzurum yahşi güzel!