Güneyçam köyünden zirveye!

Bir köylü çocuğunun çıraklıktan başlayıp ünlü bir sanayici olması kuşkusuz büyük bir olaydır ve de gurur vericidir. Hele de bu çocuk Erzurumlu olursa. Ne zamandır fırsat bulup okuyamamıştım bizim İbrahim Polat’ın anı kitabını. Ziyaretlerden arta kalan zamanlarda bu bayramda nasip oldu. Hele de bir hatıratsa bu kitap, bayramım bir bayram daha oldu. Neredeyse bir solukluk ettim. Firuzan Gürbüz’ün kaleme aldığı ve ‘’Alın teriyle’ başlığı ile yayınlanan anı kitabı, bana herkesin gıpta ile bakacağı bir büyük başarı hikayesi. 27 Eylül 1947 yılında Aşkale’nin dağ köylerinden olan Güneyçam’da başlayıp halen İstanbul’da devam eden bir girişimcilik destanıydı okuduğum. Adnan Menderes’den, Cemal Gürsel’e, Süleyman Demirel’den Ayhan Işık’a kadar bir çok tanınmış sima ile dost olacak kadar bir hikayeyi de barındıran kitabı ne edip edip bulup siz de okuyun. Acı, tatlı bir çok yaşanmış hadiseye yer veren kitapta günümüz sosyal hayatına ve de siyasetine ışık tutacak detaylar da var. Erzurum’da ki Polat Otel’in yapımından, oğlu Adnan Polat’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığının da ayrıntıları ile yeraldığı kitapta şaşıracağınız çok şey de olacak, benden söylemesi.

Kimse hakkına razı değil!

Mesela merhum Başvekil Adnan Menderes’in ona Aydın’da ki çiftliğine kahya olmasını istemesi. Mesela Adnan Polat’ın İstanbul adaylığına başından beri karşı çıkması. Mesela Demirel’in milletvekilliği teklifine, ‘’Benim işim inşaat, siyasetten almamam’’ deyip, o cazip teklifi reddetmesi. Mesela Ayhan Işık ile oda yokluğundan aynı otel odasında beraber konaklaması. En son iki yıl önce yakın dostumuz Dr.Mehmet Yavuz’u uğurlamaya gittiğimizde Erzurum havaalanında karşılaştığım ve de bir saate yakın sohbet etme imkanı bulduğum İbrahim Polat, onca İstanbul yaşamışlığına rağmen yine Erzurumluluğunu kaybetmemiş hemşehrilerimizden biri, bunu da söylemeden geçmeyeceğim. Yazıyı, onu anlatan kitabında yaptığı ilginç bir tespitle sonlandırayım istiyorum. ‘’ Şimdi güya modern olduk. Ama insanların kafası modernleşemedi. Millet şimdi daha çok öfkeli. Haksız yere kavga ediyor, senin-benim kavgası çok. Kimse hakkına razı olmuyor. Bir insan, bir millet, bir devlet hakkına razı olursa hiçbir şey olmaz’’.

Gözgeç’le başörtülü boksör muhabbeti!

Bayram tatili için Erzurum’a gelen ve uzun zamandır görmediğim kişilerden biri de siyaset ve iş dünyasının renkli isimlerinden işadamı ağabeyimiz Eyüp Gözgeç’ti. Aradan geçen onca zamana göre yine genç, yine dinamik. 1986 yılında Yenişehir muhtarı seçildiği günden beri tanıdığım Gözgeç ile bir arada olduğunda elbette ki spordan, siyasetten konuşmamak olmaz. Baktım, Erzurum’dan onca zaman Erzurum’dan uzak olmasına rağmen yine gündemi sen-ben kadar iyi biliyor. Eyüp Gözgeç aynı zamanda Türkiye Boks Federasyonu Başkanı. Son zamanlarda bayan boksörlere ‘başörtü serbestiyeti’ getirmesiyle Türkiye’nin gündemine giren Gözgeç ile bunu konuştuk. ‘’Çok gerekliydi, bayağı fazla sayıda bir başörtülü bayan boksörümüz vardı’’ dedi. Bu konuyu konuşurken ona ‘’Ama Avrupa bu karara çok uymaz. Sanmam başörtülü sporcuyu yarışlara sokacağını’’ dedim. Gözgeç, ulusal basınının da balıklama atlayacağı bomba bir haberi patlattı. Şöyle dedi: 22 Temmuz tarihinde Moskova’da Uluslar arası Boks Birliği’nin yönetim kurulu toplantısı var. Bu konudaki kararımızı da bir tebliğ halinde orada dile getireceğim. Başta başkan olmak üzere çoğu üye ile arkadaşız, başörtü serbesti getirilmesi kararına sıcak bakacaklarını sanıyorum. İnşallah oradan böyle bir karar çıkartırsak Avrupa’da da başörtülü bayan boksörlerimiz yarışlara katılma şansı elde eder’’.

Anneleri sayesinde Kore’de aç kalmayacaklar!

Buz Pateni Milli takımının olimpiyat kadrosuna giren oyuncuları, 6 aylık kamp için önceki gün akşam Kore’ye uğurladık. Branş sorumlumuz Zekeriya Deniz ve yönetim kurulu üyemiz Özcan Işık ile dün onları uğurlamaya Erzurum havaalanına gittiğimizde yanlarında bir hayli fazla valizlerini görünce şaşırdım. Valizleri görenler herhalde bir 50 kişi seyahat ediyor sanar ama gidenler biri hoca olmak üzere topu topu 8 kişi. Sebebini sorduğumda da valizlerin büyük bir bölümünün içinde yiyecek tüt şeyler olduğunu öğrenince şaşkınlığım gitti! Ne de olsa gittikleri yer Kore’ydi ve çok da güzel yerde kalacak olmalarına rağmen oralarda yiyecek bir şeyler bulamayacaklardı. Üstüne üstlük 3 ay kalacaklardı! Bizim milli sporcuların anneleri belli ki çocuklarının Kore’de aç kalacaklarını anlamış ki günlerce mutfaktan çıkmamış, ha bire çocuklarına azık hazırlamış durmuşlar.

SEVDİĞİM BABA SÖZLER : Dostlarından kuşkulanmak başa geçenlere özgü bir hastalıktır. (Aiskhylos)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.