Kırk bir İl’in valisi değişti, 18 İl’in valisi merkeze çekildi.
Erzurum Valisi Okay Memiş’e kimse dokunmadı…
Daha öncesi de var ama en son beş İl’in emniyet müdürü görevden alındı, haydi daha naif bir ifadeyle diyelim, merkeze çekildi.
Erzurum Emniyet Müdürü Mehmet Aslan’a kimse dokunmadı.
Daha dün binlerce hâkim savcı ataması yapıldı, 18 İl’in de başsavcısı değişti.
Erzurum İstinaf Mahkemesi Başsavcısı Ünal Bingül’e kimse dokunmadı.
Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Bölükbaşı’na kimse dokunmadı…
Sanmayın ki bu isimlerin arkasında kuvvetli dayıları ya da Başkent’te büyük torpilleri olduğu için kimse dokunmadı…
Hayır…
Sizi temin ederim hepsi de bugün bulunduğu noktaya liyakati, başarısı, cesareti, dürüstlüğü ve çalışkanlıklarıyla gelmiş kimseler…
Yani sırtlarını dayadıkları güçlü abileri yok.
Bu isimlerin atamalarından önce bu şehirde siyaseten çok önemli bir şey oldu.
O da şudur:
Hatırlayınız AK Parti hükümeti bizzat kendi eliyle İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, seçilmiş belediye başkanlarının istifalarını istemiş ve almıştı.
Sonra ilk yerel seçimde de onlarca belediye başkanı adayını değiştirdi.
Dokunmadığı kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmedi.
İşte “yerinde kalsın” dediği o isimlerden biri de Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’di.
Bu hatırlatmayı şunun için yapıyorum:
Erzurum’da (özellikle son iki yıldan buyana) gerek kamu kurumlarının kendi aralarında gerekse kamu kurumları ile siyasetçiler ve toplum arasında muazzam bir uyum, karşılıklı saygı sevgi ve adeta başta belediyeler olmak üzere bir hizmet yarışı var.
Oysa eskiden o gördüğünüz müdürler, belediye başkanları ve siyasetçiler birbirlerinin ayağını kaydırmak için şeytanın dahi aklına gelmeyecek oyunlar tertiplerdi.
Bugün o türden işlerin esamesi bile okunmuyor bu şehirde…
Bana sorarsanız nedir peki bunun sebebi hikmeti, kanaatimi arz edeyim.
1- Bu şehrin artık bir “Ak Sakallı”sı var. (Ha bu arada hakikaten de sakalları ak) O kişi Recep Akdağ’dır. Gerek siyasetteki ve devletteki tecrübesi gerek mutedil ama bi o kadar da sorgulayan ve neden niçin ilişkisini önemseyen kişiliği ile şehrin her meselesinde başrol üstleniyor. Yol gösteriyor, yapıcı eleştirilerde bulunuyor, ön yargıdan uzak herkesi anlamaya çalışıyor. Ama tayin edici, belirleyici ve müessir. Eğer o ifade bir zamanlar FETÖ’nün alametifarikası olmasaydı, Akdağ için “Erzurum’un abisi” derdim, ama bunun yerine Erzurum’un en hakiki bir evladı demeyi yeğliyorum.
2- Mehmet Sekmen… O da artık bir “Ak Sakallı” (O’nun şimdilik sakalı yok ama az olan saçları tamamen ak) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Erzurum Sekmen’le devam etsin” dediğinde esasında bugünkü yol haritası şekillenmişti. O yol haritası da, senelerce örselenen, ihmal edilen ve ne yazık ki yerelde iyi yönetilmeyen bu şehri yeniden ayağa kaldırmak, eski şaşalı günlerine geri döndürmek ve burada yaşayan insanlara ‘iyi ki Erzurum’da yaşıyorum dedirtmekti. Sizi temin ederim ki belki bugün bile bunun farkında kâmilen değiliz, ama yarın tarih Sekmen’in rolünü de misyonunu da aynen böyle kaydedecek.
Mümkün ki beni aşırı iyimser yahut da duygusal bulabilirsiniz, eyvallah…
Lâkin değerli dostlar, müsaadenizle bu fakir de bu şehre dair az çok şey bilen biridir.
Eğer bu kadar iddialı ifadeler kullanıyor ve bazı yapılmayan tayinleri tesadüf olarak görmüyorsam, anlayınız ki bu süreç şansa bırakılmış bir zaman dilimi değil Erzurum için…
Ne kadar takip ediyorsunuz bilmiyorum, fakat bu şehrin hakikaten bir “Ak Saçlı”sı daha var. (O’nun da saçları bütünüyle ak) Mehmet Emin Öz…
AK Parti il başkanı…
Daha fazlası ise, bir bilen, bir feraset ustası, denge kurucu, şehir sevdalısı ve inandığı doğruları konuşan yürekli bir insan…
Velhasıl değerli dostlar, Erzurum kalkınma ve gelişme adına bir vuslata adım adım yaklaşıyor.
Öteden beri demekteyim, eğer bu ülkenin bir devlet geleneği varsa-ki vardır-Erzurum asla tali dereceye itilemez…
Bu fakire itimat ediniz, saydığım bu isimlerin hiç biri tesadüfen seçilmiş kimseler değil.
