ERZURUM'UN BİR ZAMANLAR BİT PAZARI VARDI...

Çocukluğumuzda özellikle köylerde oturanlar ve şehirde oturan dar gelirli aileler için elbise satın alma mekanıydı. Hatta benim ilk takım elbisemi Orta bire gittiğim yıl babam buradan satın almıştı. Lacivert takım elbiseydi. Sonraki yıllarda bit pazarından alınmış elbiseleri giymeye devam etmiş, ilk elbisemi 1968 yılında Kandillide terzi Ziya Ustaya diktirmiştim. Bu nedenle yaşları kırkın üzerinde olanlarımız "Bit Pazarı" ile şöyle veya böyle tanışıklığımız olmuştur. Öyle ki şehrin en önemli alışveriş merkezlerinden biri idi.

Osmanlı döneminden Cumhuriyete intikal eden ve Tebrizkapı'da bulunan bu alışveriş merkezi 1940'lara doğru Taş mağazalarının batı tarafına taşınmış sonrasında Gülahmet Caddesindeki yerine taşınarak yaklaşık altmış yıl burada ticari faaliyetlerini sürdüren çok sayıdaki esnama iş merkezi olmuştu.

Tek katlı, sokakları dar, lakin insanlarının gönlü geniş çarşı esnafı gerçekten takdire şayan insanlardan oluşmuştu. Esnafları halden anlayan, ahilik ve loca geleneğini almış edepli insanlardı.

Bit Pazarında özellikle Avrupa'dan ve büyük şehirlerimizden gelen ikinci el kıyafetler satılırdı. Giyim konusunda ne ararsan bulacağın elbiseler, paltolar, kazaklar, rengarenk dükkânların içini süslerdi.

Özellikle 1985 sonrası "Bit Pazarından" giyinen insanların sayısında büyük artışlar yaşanmıştı. Artık insanlar bit pazarı tabirini 1990'larda terk etmiş onun yerine "Rahmetliden giyiniyorum" adı verilmişti.

Özellikle elbise düşkünü pek çok varlıklı insan buradan takım elbise, palto, sako, gömlek, kazak daha neler neler ucuz fiyata satın almış, her gün bir takım elbise giyinir olmuştu.

Bit pazarı sadece elbise alınıp satılan yer olmaktan çıkmış, kültürel bir mekâna dönüşmüştü. İnsanların uğrak yeri dostların buluşma mekânı, ucuz elbise almanın yeri olmuştu.

Ancak 1999 Seçimlerinde Belediye Başkanı olan Mahmut Uykusuz bu Erzurum kültüründe önemli yer etmiş mekânı yıktırarak yüz yıllık geleneği, kültürü yok ederek yerine ruhsuz, işlemeyen, içinde boş iş yerlerinin olduğu "Yeğen Ağa İş merkezini " yaptırmıştı.

Aslında şehir işlevi büyük olan bir iş merkezini kaybetmiş, belki fakir fukaranın uğrak yeri böylece ortadan kaldırılmış, esnafı dağılmış, perişan edilmişti. Yeri de hala doldurulamadı....!

Gerçekte "bit pazarı" sosyal bir ihtiyaç merkeziydi. Birkaç esnaf dükkânlarını Tebrizkapı'da bir apartmanın zemin katına taşımış, beş on yıl faaliyet göstermişti. Ancak Çin'den gelen ucuz giyisiler devri başlayınca artık "Rahmetli Giyime" ihtiyaç kalmamıştı.

Son birkaç yıldır her alanda olduğu gibi giyim sektöründe yeniden ikinci el satışları başladı. Özellikle market reyonlarında sepetler içine konulmuş, birbirine karışmış o eski zevkten uzak bir görünüm sergilemektedir. Son günlerde önemli markaların ürünleri bile ikinci el pazarına düşmüş olması ne o eski zevki vermekte, nede kültürel ve sosyal etkileşimi sağlayamamaktadır.

Evet insanlar radyo, gazete, televizyon ve sosyal medya verilerine göre yeniden "bit pazarı" geleneğine dönmeye başlamış bulunmaktadır. Adını "ucuz giyim" koymak suretiyle olayı sosyal hayata taşımaktadır.

Halk arasında konu darbı mesellere konu olmuş insanlar birbirlerine; nereden giyiniyorsun? Yoksa rahmetliden mi? Diye sorar olmuşlardı. Bir de muhteşem bir deyim ortaya çıkmıştı. Eskiler bunu çok kullanırdı.

Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına gökten nur yağardı.