Mağduriyetini eşimin de yaşadığı EYT öncelikle erken emeklilik talebi değil, işe başladıkları dönemde emeklilik pirim gün sayısı ve hizmet süresi ile kazanılmış bir haktır. 1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı kanunla yaş şartı getirilen emeklilik hakkının ötelenmesidir bilinmesi gerekir.!
1999 yılında çıkarılan kanun; Hukukta genel olarak kanunların uygulanması yürürlüğe girdikten sonraki dönemi kapsar. Hukukun bu temel kuralının amacı, hukuka olan güveni sarsmamak ve herkesi bir işlemi yaptığı sıradaki kurallarla sorumlu tutmaktır. Bu sebeple hukuk kuralları ilke olarak geriye yürümez. İlke ve hükmüne rağmen kanunun 1999 öncesine işletilmesi adaletsizliğin bir diğer tarafıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasından hareketli sayının, 1 milyonu kamu çalışanları olmak üzere, toplam 6.3 milyon olduğunu belirtilmekle birlikte, bu imkândan yararlanarak hemen emekli olabileceklerin sayısını 1.3 milyon olarak beyan etmiştir. Bu rakamlar ve oranlar üzerinden oranlayarak hesaplayınca, hemen emekli olabilecek kamu çalışanı sayısı yaklaşık 216 bin kişidir, geri kalanlar ise özel sektörde ya da kendi nam ve hesabına çalışanlardan oluşmaktadır.
Bu nedenlerle, emeklilikte yaşa takılanlar hakkında bir düzenleme yapılması durumunda bundan yararlanacak olanların sayısı da açıklanan rakamların oldukça altında kalacaktır.
Diğer taraftan emekli olanların maaş kesintileri yani emekli aylığı bağlanma oranı 2000 öncesi dönem için % 70, 2000-2008 dönemi için % 60 ve 2008 sonrası dönem için ise % 50 olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla emekli olunca gelir kaybı oldukça yüksek bir oranda olacaktır.
Ayrıca pek çok çalışan iş tatmini gibi gerekçelerle de çalışmaya devam etmeyi tercih ediyor.
Bu da emekli olanların maaş kesintileri ülke ekonomisi üzerindeki yükün hafifletilmesine de yarayacak ve emeklilik talebi olan EYT'lilerin yaklaşık 5 milyonu özel sektördedir devletin sırtına ekonomik külfette değillerdir.!
Ve emekli olup özel sektörde ek işle daha fazla kazanç elde etme nitelendirmeleri eşyanın tabiatına aykırıdır zaten bu insanların büyük bir oranı özel sektördedir.
Emeklilikte Yaşa Takılanlara yönelik yapılan araştırmalara, istatistiklerine göre bundan yararlanacak olanların sayısı yaklaşık 700 bindir.
Mevcut durumda emekli olanlar ve bunlara yapılan ödemeler incelendiğinde, SGK verilerine göre 2018 yılı Ağustos ayı sonu itibariyle emekli ve hak sahibi 12.456.614 kişidir. Emekli ve hak sahiplerine 2018 yılı Ağustos ayında ödenen miktar 21 milyar liradır. 2019 yılının ilk sekiz ayında ödenen toplam tutar ise 179.5 milyar liradır.
Emeklilikte Yaş sınırı kalkması durumunda emekli olmayı tercih edeceklerin de mevcut emeklilerin aldıkları tutarlarda emekli aylığı alacağını varsayabiliriz.
Bu durumda, bu imkânın sunulması halinde bundan yararlanacak olanların sisteme getireceği aylık ek yük mevcut ödemenin % 5.6’sı oranında, yaklaşık 1.176 milyon, yıllık toplam 14 milyar lira olacaktır. Cumhurbaşkanına iletilen rakamların çok altındadır.
Diğer taraftan önemli gözden kaçan bir soru da Türkiye ek maliyeti karşılayabilir mi?
Kamu kaynaklarının israfa yol açmadan yerinde ve yeterince kullanılması bu maliyetleri rahatlıkla karşılayabileceği gibi…
Ayriyeten döviz kurlarının artmaya başladığı dönemde alınan bir karar ile akaryakıttan alınan ÖTV oranları kademeli olarak indirildi ve petrolün rafineri çıkış fiyatı arttıkça bunun benzin fiyatlarına yansıtılmaması için ÖTV oranında indirimlere gidildi. Bu ÖTV vergi kaybı yaklaşık yıllık 8 milyarı bulabilir maliyeti kısmen karşılayabilecek bir kayıptır.
Yine konut satışlarındaki KDV % 18’den % 8’e indirim uygulamasının devam etmesine, mobilya sektöründe KDV’nin % 18’den % 8’e düşürülmesine, beyaz eşyada ÖTV’nin kaldırılmasına, belli araç gruplarında ÖTV’nin 15 puan indirilmesi, ticari araçlarda KDV’nin % 18’den % 1’e düşürülmesi gibi tedbirler neticesinden kaynaklanan vergi kaybı da 10 milyar lirayı bulabilir. Vazgeçilen vergiler aslında vergilerin harcanması anlamına gelmektedir. Bu vergi kayıpları da EYT'lilerin ülke ekonomisini kısmen karşılayabilir boyuttadır.
Diğer taraftan ülkedeki bazı vergi mükelleflerinin vergi borçlarının silinmesi, vergi barışı ile bazı vergilerden vazgeçilmesi aslında ülke ekonomisine maliyet getirip yine EYT'liler için çok görülen maliyeti yine kısmen de olsa karşılayabilecek boyuttadır.
Emeklilikte yaşa takılanların yol açacağı ek maliyet ile vazgeçilen ve silinen vergilerden kaynaklanan gelir kaybı karşılaştırıldığında yapılan tercih açık biçimde ortaya çıkmış olur.
Sayın Cumhurbaşkanımızın EYT hakkında yanlış bilgilendirildiği ve yönlendirildiği kanaatimle birlikte, İskandinav ülkelerinin bu yüzden battığı yönlendirmesi şimdiki söz konusu ülkelerin kişi başına düşen milli geliri incelendiğinde yine yanlış bilgilendirildiğiniz kanaatindeyim.
Ayrıca bu tür reel rakamlar ve verileri size iletenlerin de, meseleyi AK Parti adına televizyon kanallarında tartışmaya çalışan Mehmet Metiner gibi ucubelerin de zarar verdiğini özellikle belirtmek istiyorum.
Şayet millet iradesine müracaat ettiğimiz dönemde verdiğimiz sözleri, iradeyi yönetirken tutmaz isek, millet vicdanında ve dimağında güvenimizi kaybeder, sorgulanır ve unutuluruz.
Velhasıl unutanlar, unutanları asla unutmazlar vesselam.!
Selam saygı dua…