EYYY KEMAL BEY!

Senin demokrasi anlayışını yesinler CHP!

Yesinler, evet!

Sen ki demokratik hakkını kullanarak Erzurum İl Başkanlığı için aday olan bir partiliye yapılan saldırıyla anıldın ve gündeme geldin ya, helal olsun sana!

Kemal Bey duyuyor musun, Kemal Bey?

Lideri olduğun partinin Erzurum il örgütünde neler oluyor, neler!

Partine Erzurum’da ruh kazandıracak olan bir partilin, yine senin partililerin tarafından partilin olmayan bir gruba linç ettirilmeye çalışılıyor!

Söyler misin Kemal Bey!

Kürsüde konuşma yapan birisine saldırmak/saldırtmak nasıl bir ruh halidir?

Sana soruyoruz, çünkü “parti içi demokrasi” hikâyelerini sürekli sen anlatıyorsun bu millete ve partililerine…

Hele söyle bakalım!

Başkan adayını ve partiliyi geçtik, tek gayesi eşine destek vermek olan bir kadın, senin partinin flamalarının asılı bulunduğu bir kongrede saldırıya uğradı!

Buna göz yumacak mısın?

Oturdukları koltukları babalarının malıymış gibi sahiplenip, demokrasinin ocağına incir ağacı dikenlerden hesap soracak mısın?

Cevap ver hele!

Senin için demokrasi, diline sadece pelesenk ettiğin bir kavram mı yoksa?

Ya da konuşma metinlerinde geçen sıradan bir kelime mi?

Belki sormuşsundur kendine Kemal Bey!

“Biz Erzurum’da neden ilerleme kaydedemiyoruz?” diye…

Al sana cevap işte!

Senin Erzurum’da partini emanet ettiğin adamlar, “eli kıran, baş kesen olmuş” baksana!

CHP’nin değerleriymiş…

Demokrasiye olan bağlılığıymış…

İnsan haklarıymış, medeniyetmiş, çağdaşlıkmış, bunlar hikâye beyim, hikâye!

Erzurum’da hafta sonunda yaşananlar gösterdi ki; sizin için bu kavramların zerre değeri yokmuş…

Hay canınıza yanayım sizin!

“Sosyal Demokratız” diye geçiniyorsunuz ya bir de, biz de işte buna ayar oluyoruz…

Haaa!

Bereket, kat ettiğiniz yol arpa boyunu geçmiyor bu ülkede!

Allah esirgesin!

Siz iktidarda olsanız, kim bilir demokrasiyi hangi şekle sokarsınız!

O yüzden Kemal Bey!

Senin neden iktidar olamadığını şimdi çok daha iyi anladık…

Çünkü senin demokrasi diye bir derdin de yok, kaygın da yok… Bu yüzden iyisi mi, biz sana çağrıyla başladığımız yazımızı Orhan Bozkurt’a yapacağımız çağrıyla sonlandıralım!

Sevgili Orhan Bozkurt!

Görmüş olmalısın ki, senin kumaşın da, kaliten de bunlara ağır gelir…

O yüzden çok da dert etme!

Demokrasiye inanmamışların çöreklendiği bir partide Erzurum İl Başkanı olmaktansa, git Kanarseverler Derneği’ne ikinci başkan ol, çok daha iyi…