Doğma, büyüme Erzurumlu’yum.
Dere Mahalleli’yim.
Merkezden yani.
Babam da öyleydi, dedem de, dedemin babası da.
***
On iki yaşımdan beri hayat mücadelesinin içindeyim.
Çok çalıştım, çalışmaya aynı hızla devam ediyorum.
***
Deyin ki, uzunca bir hayat serüveni.
***
Meslekte ise neresinden bakarsanız bakın, 36 koca yıl geride kalmış durumda!
***
Bu süreçte elimizden kalem hiç düşmemiş, hep “Ne Mutlu Türküm Diyene” veciz sözünden hareketle, yolsuzu, hırsızı, arsızı ile boğuşmuş, vatan ve millet düşmanları ile mücadele etmiş…
***
Yeri gelmiş görevini kötüye kullananların, işini savsaklayanların ipliğini pazara çıkartmış, yeri gelmiş elimize bayrağı alıp, hainlere karşı Mehmetçik’e destek verme adına meydanlara çıkmış, “vatan sana canım feda” diye haykırmaktan geri durmamış…
***
Hançeremizi yırtarken, kişisel menfaat temin etmeyi aklımızın ucundan bile geçirmemiş, falana filana da yaltaklanmamışız.
***
Anlayacağınız hep Erzurum olmuş od’umuzda da, odağımızda da!
***
Dolayısıyla, emanet olarak kabullendiğimiz bu kadim şehre ne pahasına olursa olsun, eğilmeden, bükülmeden, dik duruşumuzdan ödün vermeden sahip çıkmışız.
***
Gelin görün ki, biz kimseye “eyvallah” etmeden yaşama gayreti güderken, birileri de “Allah Allah” diyerek malı fena götürmüş, deveyi olduğu gibi, havuduyla yutmuş!
***
Bir gazeteci olarak Erzurum’un son 35 yılını iyi-kötü hatırlıyorum.
***
Bu şehir, bir zamanlar yüzü gülen, kimseye minneti olmayan, vatanını, devletini, ezanını, bayrağını canından çok seven insanların çoklukla yaşadığı bir yerdi.
***
Küçüğün-büyüğüne saygı duyduğu, komşunun komşu hakkını gözettiği, paylaşımın üst düzeyde olduğu, kimsenin biri birini şucu, bucu diye ayırmadığı…
***
Ekonomisi hayli canlı ve hareketli, sosyal yönü oldukça iyi bir şehirden, nasıl olmuştu da bugünlere gelmiş, adeta çukura yuvarlanmış, sosyo-ekonomik sıralamada 81 il içinde 70’inciliğe düşmüştük?
***
Hep aklımı kurcalardı bu sorular benim.
***
Şimdi, yani 15 Temmuz hain darbe girişimiyle birlikte cevabını bulur gibi oldum aradıklarımın.
***
Evet, Erzurum gerçekte bir kadim şehirdi.
***
Bir kültür ve medeniyet şehriydi burası.
***
Üniversitesi vardı mesela.
***
Havaalanı, demiryolu, karayolu ağı ile örülmüş memleketin, çarşısı, pazarı da hayli hareketli ve zengindi.
***
Çoğu kamu kurumunun bölge müdürlükleri Erzurum’daydı.
***
Bir ara çok sayıda gazete matbaası ardı ardına Organize’de kurulmuş, bu prestijli yatırımlarla Erzurum’un yüzü giderek gülmeye başlamış, nüfus neredeyse bir milyon sınırına dayanmıştı.
***
Erzurumspor, tarihinde ilk defa süper lige çıkmıştı.
***
“Her şey yolunda gidiyor” darken, bir anda Erzurum’un talihi ters döndü!
***
Önce göç körüklendi.
***
Bir anda şehrin kültürü ile yoğrulmuş, biçim almış insanları Erzurum’dan kaçarcasına uzaklaşmaya başladı.
***
Beyin ve sermaye göçü artan bir hızla koca şehri adeta eritti.
***
Atatürk Üniversitesi’nin çok değerli onlarca bilim insanı, başka taraflara gitti, belki gitmeleri için zorlandı.
***
Kamu daireleri ve piyasalar FETÖ’nün tekeline geçti.
***
Bazı bölge müdürlükleri ve gazete matbaaları Trabzon’a kaydırıldı.
***
Bu arada çevre il ve ilçelerden çok sayıda insanın Erzurum’a gelip, yerleşmesi teşvik edilerek, memleketin demografik yapısı dumura uğratıldı.
***
Sadece demografik yapı tahrip edilmedi, inanç bazında da Allah’ın yüce dini, kitabı ve peygamberi, haraç mezat pazara sürüldü.
***
Biz cambazla uğraşırken, sermayenin el değiştirdiğini pek anlayamadık.
***
Ardı ardına, adı sanı bilinmeyen zenginleri, ardı ardına gazetecileri, ardı ardına siyasetçileri türedi memleketin, hem de öyle böyle değil.
***
Altlarında lüks arabaları ile caka satan, sıkma başlı, kara gözlükllü, süslü püslü hanımefendilerin boy gösterdiği Erzurum, cemaat mensuplarının, hocaefendilerin(!) cirit attığı bir şehir halini alırken, halk da giderek yoksullaşmaya başladı.
***
Adını “kader” koymuşlardı oyunun!
***
Fukaralık, yokluk, yoksulluk kader’di, haşa Allah’ın takdiriydi.
Allah Resulü, hasır üzerinde yatmamış mıydı?
Müslüman infak etmeli, cemaatten himmetini esirgememeliydi!
***
Böylesi söylemlerle kitlelere yokluğu, yoksulluğu kader diye kabullendiren Fetullah Terör Örgütü’nün (FETÖ) 100 milyar dolara hükmettiğini, üniversiteler başta olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) ve Adalet Bakanlığı’nğı ele geçirdiğini örendiğimde, inanılmaz bir öfke seline kaptırdım kendimi.
***
Zıkkım olsun çaldıkları, zıkkım olsun hakkımız!
***
Şimdi daha iyi anlıyorum trilyonlarca liraya hükmeden, okur-yazar olduklarından bile şüphe duyduğum, beni fazlasıyla şaşırtan ve kendilerine hayran bırakan(!) zenginlerimizin keramet ve de maharetlerini.
***
Himmet eden, iyi etmiş demek ki!
Ne demeli?
Babalarına rahmet!!!
***
Bi başka konu daha…
***
Yakın çevremde üçü benim evladım olmak üzere, en az 20 canım, ciğerim yeğenim var.
***
Kızı-erkeği ile hepsi pırıl pırıl en az 20 genç ve belki daha fazla.
***
Bazısının en kötü alışkanlığı sadece sigara.
Ötesi yok yani.
***
Kimi üniversite bitirmiş, ama tamamı devlet, millet sevgisi ile yoğrulmuş, biçim almış, dürüst, namuslu, haysiyetli gençlerimin hepsi ne yazık ki “işsiz!”
***
İnanıyorum ki, sizin de tanıdığınız, aynı özelliklere sahip onlarca işsiz genç vardır çevrenizde.
***
Niye yoklar bu gençler devlet kadrolarında, niye yoklar üniversitelerde, okullarda?
Geri zekalı oldukları için mi?
***
Yoksa FETO evlerinden, dersanelerinden, okullarından geçmediler de ondan mı?
***
Onu, bunu bilmem de…
Dünün cemaatçileri, bugün ellerinde bayraklarla meydanlardalar ve hepsi FETO düşmanı kesilmiş halde görüntü vermekle meşguller.
***
Ne diyeyim, umarım eylem ve söylemlerinde samimidirler.
***
Bize gelince…
***
Biz dün neredeysek, bugün de aynı yerde, yani “Ne Mutlu Türküm” ülküsüne sımsıkı sarılmış haldeyiz ve de gönül dünyamızda şanlı bayrağımızı dalgalandırmakla meşgulüz.
erzurum ile alakalı ne zaman umutsuzluğa kapılsam ,çıkıp has erzurumlunun biri öyle güzel şeyler yazıyor ki,Allahım sana şükürler olsun diyorum.
i̇yi ki sizin gibi adamlar var öztürk ağabey. iyi ki var. yoksa biz uzaktan erzurumu garip ve incitici haberler ile ülke gündemine gelen sahapsız memleket olarak görüp kahroluyoruz. Allah sizi var etsin. selamlar sevgiler.