Çevremizde her dakika iyi veya kötü olarak kendimizin değerlendirdiği gelişen, değişen olaylar olmaktadır.

Geçim dediğimizde insanların birbirleriyle geçimleri yani anlaşmalarını anlarız diğer bir kısmımız geçim sözünden hayatı kolay zor yaşadığımızı bir diğer kısmımız da ekonomik durumları anlarız. Hepsi de geçim için doğrudur.

Hayatı ve hayat olaylarını değerlendirirken esas olan gördüklerimiz, duyduklarımız, daha uzak işittiklerimiz ve beynimizdeki düşüncelerimiz, hissettiklerimiz ve bilgimizdir.

Bilgi esastır ama her insanda bilginin seviyesi değişkendir. O yüzden herkese güvenemeyiz.

Düşünce de bilgiyle son derece alakalıdır, o yüzden ona da herkeste güvenemeyiz.

Çevremizde olan bitenleri algılamak için ruhla beden arasında bir filtre vardır ki bu filtre de kirliyse beyne hiçbir zaman doğru bilgiler gitmeyecektir. Doğru bilgi gitse bile kara kutu tarafından imha edilecektir.

Felaket; bilgi, algı ve idrak eksenindedir. Bu yüzden hayatımızda mutsuzluk faciaları yaşar ve bir kısır döngü içerisinde döner dururuz!

Ruh ve beden arasındaki filtreyi temiz tutarak ve bilgi seviyesini normal ölçülere yükselterek ancak gördüklerimizi doğru algılayabiliriz. Doğru algılayarak doğru düşünür ve doğru yaşarız.

Oforik (=içinde bulunduğunuz durum her ne ise, mutlu, mutsuz o durumdan memnun olmak) düşünebilirsiniz. Mesela melankolik veya alkolik, başta sigara olmak üzere maddeyi kötüye kullanma yâda kumarbaz veya duygu bozuklukları gibi ruh hallerinde olabilirsiniz ve bu durumu sevebilirsiniz. Doğru bilgi ve düşünce, doğru algılama içinde bulunduğunuz durumların yanlış olduğunu size söyleyecektir.

“İyi hissettiriyorsa iyidir” felsefesi her ne kadar birçoğumuza cazip görünse de genel bilgi ve genel insani kuralları düşündüğümüzde herkese iyi gelmemektedir. Adil olan herkese iyi gelene ulaşılamasa da bazıları için kötü ve çok kötü olmamalıdır.

İnsanların diğer insanları düşman olarak algılamalarında da algı filtreleri hakkında doğru fikirleri olmadığı içindir. Gördüklerimiz kirli filtrelerden geçerken temizlenmiyor. Ve beynimizdeki meşhur kara kutular daha da kararıyor, böylece düşüncelerimiz bozuluyor!

Algı filtrelerini temizlemenin yolu biraz sosyoloji, felsefe ve psikiyatri gibi yüksek konuları kıyısından ziyaret etmektir. Derin ruh hallerinin ifade kaynağı, nezaketin beşiği, edebin adresi edebiyattır. Düzgün olarak kendini kendine, başkalarına, halini, bilgini ifade edebilmenin yolu edebiyattan geçer.

Hayatımızın en önemli nirengi noktası ve geliştirmemiz gereken yetisi anlamaktır ve bunu edebiyat geliştirebilir.

Doğru fikirlere ulaşmak için doğru bilgi ve düşünceye ihtiyacımız var. Amacımız mutlu olup, mutlu etmekse eğer!

Mutsuz olmağa devam etmek için şimdiye kadar yaptığımız hataları yapmak yeterlidir! Dünyaya kirli, negatif, bilgisiz bakarak anlamaya çalışmak, algılamaya uğraşmak başta kendi ruhumuz olmak üzere birçok başka ruhlarda da mutsuz delikler açmağa yetecektir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.