Favorisinin açık ara G.Saray’ın olduğu bir maç iken, belki de hiç hesapta yokken Erzurum’un biraz daha dikkatli olsa 1 puanı kaçırdığı maçtı da aslında.
Kaybeden Erzurum idi ama kazanan G.Saray değildi.
Maçta kazanan biri varsa o da kesinlikle tecrübeydi.
2 takım arasındaki oyuncu kalitesi farkı, siyahla beyaz gibiydi.
Onca pozisyonda gelmeyen golün, olmayacak bir pozisyonda gelmesi çok ilginçti. Bir anlık konsantrasyon eksikliği ve de Maicon’un sıradışı kafa vuruşu maçta skoru belirleyen maçtaki en doğru vuruş oldu.
Bu kadar önemli bir rakip karşısında sadece 1-0 yenilmesi Erzurum için bir anlamda teselli olabilir.
Ama kabul etmek gerekirse farkın gelmemesinde G.Saray’ın gol bölgelerinde beceriksizliği etkendi, onu da görmemiz lazım.
Erzurum teknik direktörü olarak ekranda adını gördüğümüzde benim de gururlandığım sevgili Adem Çağlayan’la haddini bilerek oynayan Erzurum, mevcut oyuncu kadrosuyla Arena’da bir sürpriz yapar mıydı, bir defa o Munsy ile zordu.
Zaman zaman pozisyon bulsa dahi G.Saray defansının, özellikle de Serdar Aziz ve Maicon’un izni olmadı Erzurum’un gol atmasına. Topla oynama oranının yüksekliğini de dikkate aldığımızda Erzurum belki üzüldü ama G.Saray gibi güçlü bir rakip de herhalde maçı böyle bitirdikleri için bayram etmiştir. Kaldı ki Erzurum, bugüne kadar en son yenildiği Ankaragücü maçı dahil ilk defa böyle silik bir futbol oynadı ve bu sezon ilk kez bu kadar ciddi bir rakiple karşı karşıya kaldı.
Nihayetinde bugüne kadar aldığı puanlardan çok pozitif futbolu ile futbol camiasının dikkatini çeken Erzurum, artık yeni hocası ile silbaştan yapmalı ve lige yeni başlamalıdır.
Şu ana kadar yaşananları hiç yaşanmamış kabul etmeli ve kendine bir format atmalıdır.
Bana göre bilgisayar çökmüştür, yeniden bir yükleme gerekir.
İşte Alanya maçı, belki de Erzurum’un bu sezon bu ligde kaderini tayin edecek bir maç olacaktır, bence ne Mehmet Özdilek’in ne de oyuncu gurubunun bu şansı tepme lüksü yoktur…