Şimşek, “Adaletin olmadığı yerde kaos çıkar. Süreç doğru yönetilmezse, Türk futbolu geri dönülemez bir noktaya sürüklenebilir” dedi.

Yapay Zeka (YAFA) Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Şimşek, Adana Demirspor’un, Trendyol Süper Lig'in 23. haftasında 1-0 geride olduğu Galatasaray maçının 34. dakikasında sahadan çekilme kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu özetleyen Özcan Şimşek, kurtuluş reçetesini de kaleme aldı. Özcan Şimşek, yazısında şu görüşlere yer verdi: “Türkiye Futbol Federasyonuna, hakemlere olan güvensizliğin had safhada olduğu, yöneticiler, teknik heyet, futbolcu ve spor yorumcularının kısır tartışmalarının gölgesinde geçen bir sezon yaşıyoruz. Kulüpler TFF’ye güvenmiyor. Bunu her hafta her maç sonrası dile getiriyorlar. Buna futbol yorumcuları da katılıyor. Eleştiri sınırlarını aşan ifadelerle hakemler hakkında yorumlar yapılıyor.Kulüplerin yönlendirmesiyle MHK yönetimi, önce genç ve tecrübesiz hakemleri görevlendirdi. Artan hatalar ve özellikle kulüplerden gelen talepler nedeniyle bu kez yabancı VAR uygulamasına geçildi. Ancak sorunlar çözülmek yerine daha da arttı. Bu süreçte maçlarda görevlendirilen genç hakemler, kariyerlerinin başında yıprandı. Her maçın ardından yapılan açıklamalar Türk futbolu adına bir utanç tablosuna dönüştü. Kulüpler sosyal medya aracılığıyla hakemleri, yorumcuları, federasyonu kısaca futbolun tüm dinamiklerini etki altında alma ve kamuoyu oluşturma peşinde.”

NE İLKTİ NE DE SON OLACAK

Bir gümüş de Şeyma Düztaş’tan... Bir gümüş de Şeyma Düztaş’tan...

YAFA Genel Başkanı Şimşek, “Pazar akşamı  verilen hatalı penaltı kararı ne ilkti ne de son olacak. Ancak hatalar nedeniyle sahadan çekilmek bir çözüm mü? Sahadan çekilmek, futbolun kaosa sürüklenmesine neden olurken, zaten yıpranmış olan hakemlik sistemini daha da çıkmaza sokuyor. Adaletin olmadığı yerde kaos çıkar. Hukuk olmayan yerde güç fanatiklere geçer. Şu an futbol dünyasında yaşanan da bu maalesef. Süreç doğru yönetilmezse, Türk futbolu geri dönülemez bir noktaya sürüklenebilir” dedi.

NERESİNDEN BAKILIRSA BAKILSIN KÖTÜ YÖNETİLEN BİR SÜREÇ VAR

Kötü giden süreci yönetmek için başta federasyon olmak kulüplere kadar herkesi kapsayan bir sorumluluk paylaşımı yarattığının altını çizmek gerektiğine işaret eden YAFA Genel Başkanı Özcan Şimşek, şunları kaydetti: “Hakemler kötü olabilir, sistem yanlış olabilir, ancak bu süreç doğru yönetilmezse, Türk futbolu geri dönülemez bir noktaya sürüklenebilir. Hem yönetici hem de takımların birlikte güçlü markalar haline gelmesi için objektif olunması gerektiğini düşünmekteyim. Türkiye’de var olan futbol kültürünün en dinamik olgularından biri olan taraftarlık, son yirmi yıldır stadyumlardan gösteri alanlarına, sosyal meydanlara taşmış, adeta kendi meşruiyetini yaratmış durumdadır. Sosyal medyalardaki söylem ve faaliyetler, uzun yıllardır kalıplaşmış taraftarlık anlayışının getirdiği yeni boyutlardır. Britanyalı yazar Simon Kuper’in çok bilinen “Futbol asla sadece futbol değildir” sözünden hareketle, sosyal medya örneğinde, taraftarların tuttukları takımı adeta kutsal bir değer gibi sahiplenişi ve bu duygusal bağın toplumsal ve siyasal işlevlerini değerlendirmektir.”

TÜRK FUTBOLUNDA TARAFTARLIĞI BİR KENARA BIRAKIP MARKA DEĞERİNİ KORUMAK İÇİN ÇABA HARCANMALIDIR

Büyük paraların döndüğü bu mecrada sadece saha, oyuncu, yönetici ve teknik adam boyutu ile bakılmamalı küresel baronların iletişimde olduğu adamları tespit edip bunları sporun içinden ayıklamak gerektiğinin altını çizen Şimşek şunları ifade etti:

“Bahsin spora maddi desteğinin yanında manevi anlamda büyük zararı vardır. Bugün yaşanan olayların fikir zehirlenmesinin başında gelmektedir. Türk futbolunda yeni bir dönem başlamalı iyi olan kazanmalı ve futbolun paydaşları ile bu iş yönetilmeli. Bataklığı hep birlikte kurutmalı, geçmişe bir sünger çekmelidir. Herkes birbirine güvenerek, inanarak devam etmeli. Futbol, futbol olarak oynanmalı. Oyuncular, yöneticiler ve futbolu yönetenler doğrunun peşinden koşmalı. Yoksa futbol camiası kendi kendini bitirir. Buradan spor yorumcularına da seslenmek istiyorum; Ayağıyla üç kez top sektiremeyecek olan insanlar, futbol yorumcusu olmuş da futbol dersi veriyor. Fanatikliği, taraftarlığı bir tarafa bırakıp lütfen doğruları söylesinler. Türk futbolunda taraftarlığı bir kenara bırakıp marka değerini korumak için çaba harcanmalıdır. Ahlaklı yönetici, doğru ve dürüst sporcularla marka korunur ve değer kazanır.”