Zahir işin sırrı bu “hoca”lıkta…
Baksanıza halkla, yeni “hoca başkan” arasında da müthiş bir doku uyuşması olmuş…
İçtenlikle söylüyorum Hilmi hoca (Aktoprak) Uzundere’ye yakışmış…
Öyle ya, Halis hocadan sonra, Uzundere’ye başkan olacak kişinin işi bi hayli zordu.
Çünkü Uzundere halkı, yıllardır “Halis Hoca”larının kaliteli ve güven veren hizmet anlayışına alışmıştı, böylece mutlu mesut yaşayıp gidiyorlardı.
Siyasetin büyükleri, takdir haklarını değiştirdiler.
Uzundere’de AK Parti aday göstermeyince böylelikle Cumhur İttifakı’nın adayı MHP’li Hilmi Aktoprak oldu ve yüzde sekseniki gibi rekor bir oyla da başkan seçildi.
İyi de olmuş hani…
Hilmi Aktoprak da tıpkı Halis Bey gibi öğretmen kökenli, hatta Hilmi Bey, Halis hocanın aynı zamanda öğrencilerinden biri…
Hilmi başkan, imam bir babanın oğlu… Kendisi de ilahiyat eğitimi almış, farklı alanlarda hizmet verdikten sonra öğretmenlik yapmış genç bir insan…
Yarınlara dair hayalleri kadar umutları ve güveni var.
Ülkücü ve Türk milliyetçisi çiçeği burnunda bir belediye başkanı…
Malumunuz Uzundere, dünya ölçeğinde yapılan bir seçimle “en huzurlu, en sakin” yerleşim yerleri arasına girmeyi başarmış bir ilçe… Hakikaten de böyle, çok güven veren ve insanı dingin kılan bir yer…
Tortum Şelalesi…
Tortum Gölü…
Saklıcennet içindeki gizli gölleri…
Rafting…
Kaya tırmanışı…
Piknik alanları…
Türlü türlü meyveleri…
Pırıl pırıl havası…
Temiz suyu…
Ve sevgi dolu insanı…
Uzundere, birkaç yıla kalmaz Rize’nin Ayder’i, Bolu’nun Abant’ı, Trabzon’un Uzungölü ile yarışacak kırata gelecek bir ilçe…
Tamam; henüz çok eksiği var, ama Vali Okay Memiş’in de önayak olmasıyla, hızla yeni yapılaşma içerisine girdi.
Hem merkezi hükümet, hem belediye, hem de özel sektör Uzundere’yi, Türkiye’nin yeni turizm cenneti ilan etmek için çabalayıp duruyor.
Besbelli ki bu çaba da birkaç yılda meyvesini verecek.
Baksanıza bu meseleye yürekten inanmış genç bir belediye başkanları var.
Geçen cumartesi günü Erzurum’dan bir grup meslektaşımla birlikte, Hilmi başkanın davetlisi olarak Uzundere’deydik…
Yediğimiz içtiğimiz bize kalsın, gördüklerimiz harikaydı.
Halis Hoca’nın yaptırdığı ama henüz kamilen hizmete açılmamış olan seyir terası, öyle muhteşem bir manzara sunuyor ki insana, benim gibi yükseklik korkunuz yoksa eğer, o cam teras üzerinde saatlerce Tortum Gölü’ne bakıp huzur bulabilirsiniz.
Şelaleyi dememe lüzum yoktur sanırım…
50 metre yükseklikten dökülen ve daha yere düşmeden havada yağmur olup üzerine çise çise düşen Tortum çayı…
Dutu…
Kızılcığı…
Elması…
Kayısısı…
Armudu…
Eriği…
Cevizi…
Bir avuç yüzölçüme sahip Uzundere, sanırsınız ki meyve ambarı bir ilçe…
Kırmızı benekli alabalık ise, artık Uzundere’nin alamet-i farikası olmuş…
Bugün itibariyle belki aynı anda binlerce turisti ağırlayacak yatak kapasitesi ve restoranlar ya da sosyal donatılar yok, fakat sürdürülen çalışmalar gösteriyor ki yakın bir gelecekte hepsi olacak…
Hilmi Başkan, bu bayrak yarışında Halis hocasını, aynı zamanda da kendisine inanıp güvenen Cumhur İttifakı’nı hassaten de mensubu olduğu MHP’yi mahcup etmeyecek istidat ve azme sahip samimi bir insan…
Hani bazı dostları merhum Osman Bektaş hocaya sormuşlardı.
“Hocam Narman mı iyidir, Tortum mu?” diye…
Hoca Tortumlu’dur, soruyu soran da Narmanlı dostları…
Merhum, ilmi siyaset yaparak, “Kurban, Narman iyidir, zira Tortum’a yakın olduğu için” demiş.
Ben de bir Tortumlu olarak muhterem Osman hocamdan kopya çekerek, güzeller güzeli Uzundere için diyorum ki, “Elhak her şey çok mükemmel, belli ki tüm bu güzelliklerin kaynağı Uzundere’nin Tortum’a çok yakın olmasıdır.”
Latife bir yana…
Uzundere doğru bir yolda emin adımlarla ilerliyor.
Hilmi başkan da bu yolculuğun şimdiki kaptanı…
Yolu açık olsun…
