GÜCÜM ARTIK SADECE DUAYA YETİYOR

Sabah erken saatler. Hava kapalı. Dışarıda yağmur yağıyor. Sokaklar boş. Bugün Kargalar bile Erzurum semalarında uçmuyor. Bir iki köşe yazısı okuyorum .Pencereden dışarı bakıyorum ve sonra Yüce Yaradan'a bütün kalbimle yönelerek dua ediyorum:
" Kainatı yoktan yaratan, yarattığına düzen ve nizam veren Kadir olan Rabbim..
Gördüğümüz ve görmediğimiz her şeyi yaratan Hay ve Kayyum olan Rabbim:
Ey Yuhyi ve Yumit olan Rabbim, Esirgeyen, bağışlayan, yediren, içiren ve hayatımızın devamı için her yiyeceği ikram eden Yüce Allah'ım
Hiç bir günahı olmayan hayvanatın hürmetine bizleri bu virüs belasından kurtar....
Hiç bir günahı olmayan sadece şefkatle anasının yüzüne bakan günahsız çocuklar yüzünden ülkemi virüs belasından kurtar...
Yarabbi en iyisini sen bilirsin. Yetim, kul ve kamu hakkı yememiş ve içimizde bulunan bu güzel insanlar hürmetine bizleri doğru yola ilet ve bu güzel kulların için bu hastalıktan insanlarımızı koru.
Kadiri Mutlak, Adili Mutlak olan Allah'ım biz çok adaletsizlik, hukuksuzluk yaptık. Bu yüzden bizleri cezalandırma. Bizlere tövbe edip rızana uygun amel işlemeyi bizlere nasip et...
Bilim adamlarımıza basiret, devlet adamlarımıza adalet, yöneticilerimize ehliyet ve liyakat nasip eyle.
Yüce rabbim biz aciz kullarız. Ne olur bizi bu azaptan kurtar. Bizi affet. Bizlere hidayet nasip et. Kibirden, riyadan, yalandan, dolandan, talandan bizleri koru.
Yanlış yola sapanları Islah eyle.... Islah olmak istemeyenleri de Kahhar ismin hürmetine kahreyle....
Amin. Amin. Amin.