Büyüklerimiz boşuna aksilikler üst üste gelir, dememişler.
Kurban Bayramı coşkusunu yaşadığımız bu günlerde, coşkumuz adeta kursağımızda kaldı.
Önce A Milli Futbol Takımımızın, Ukrayna’dan aldığı mağlubiyetin şokunu yaşarken, gözümüz uyku tutmadı, Cumartesi gecesi…
Pazar sabah uyandığımızda ise da üzüntülü bir haber ulaştı bize…
Tam da kahvaltı saatleriydi yanılmıyorsam, cep telefonumdan beni arayan isim şu anda da BB Erzurumspor alt yapısında kaleci antrenörlüğü yapan Aydın Özyıldırım dı, Erzurum AFAD’ın da cevval isimlerinden biri olan eski takım arkadaşım ve lise takımında yan yana top koşturduğum Aydın, “Her halde, bayramımı kutlamak için bana ‘alo’ diyecek, diye düşünerek, cep telefonundan , efendim Aydın” dedim.
Ama Aydın’ın ses tonu hiç de iç açıcı değildi.
Aydın, “Pala kardeş Kenan Pirim’i kaybettik” dediğinde yıkıldım.
Çocuklarım “Baba hayırdır ne oldu” dediklerinde konuşamıyordum, göz yaşları arasında, arkadaşımın öldüğünü söyledim, kendilerine…
***
O, an 45 yılda yaşadıklarım film şeridi gibi geldi geçti gözümün önünden…
Kenan Pirim ile 32 yıl önce tanışmıştık, 50. Yıl Ortaokulu’nda…
Aynı okulda eğitim görüyor, aynı koridorları paylaşıyorduk.
Aynı kantinde çay içiyor. Aynı bahçenin havasını soluyorduk, Kenan ile…
***
İçine kapanık biriydi, ama güldüğünde inanın iki yanağında adeta güller açardı, Kenan’ın…
Zaten Kenan’ı tanıyanlar, benim üstte yazdığıma aynen katılırlar, hatta “Eksik bile yazmışsın Nurullah” diyebilirler.
İşte o, aynı orta okulda okuduğum arkadaşım Kenan Pirim, atlet olarak okulumuza il birinciliğinde ve il dışında yapılan yarışlarda kupa ve madalya getirdi.
Beden Eğitimi öğretmenimiz Barış Hoca, ‘Kenan’ı anons ettiğinde alkış tufanı kopardı.
Sanki Kenan değil de biz şampiyon olmuşuz gibi sevinir coşardık.
***
Sonra işte o atlet Kenan var ya; o atlet Kenan bir anda kendini futbolun içinde buldu.
Efsane Palandökenspor’da top koşturmaya başladı.
Aras 12 Martspor’da (TEDAŞ) profesyonel oldu.
Ardından Evliya Çelebi misali Bingöl, Tarsus, Nazilli, Iğdır’ı gezdi ve daha nice takımların profesyonel liglerde formasını terletti.
***
Çok ilginç bir oyun stiline sahip bir santrfordu Kenan Pirim…
Sağ açık, sol açık gibi de oynardı…
Ama her ne olursa olsun, ceza yayının önünde topu önünde buldu mu, zıpkın gibi vururdu…
Topa her vuruşunda sanki meşin yuvarlaktan ‘öç’ alıyordu.
***
Dedim ya; Kenan çevresinde çok sevilen bir isimdi.
Arkadaş canlısıydı.
Belki ki de arkadaş canlılığının yüzünden hayatta maddi anlamda çok darbeler yedi.
İzmir’in Selçuk ilçesinde iş yeri kurdu olmadı.
Erzurum Sanayi’de kendine mekan açtı tutmadı.
Kenan’ın işleri tutmuyordu, ama adamlığı hep tuttu bu dünyada…
***
Gezgin bir santrfordu Kenan Pirim…
Onu ben stil olarak Van Basten’e benzetiyordum.
İnanın ölümünün garip olduğu kadar futbol stili de garipti, Kenan’ın…
Düşünün ki, çağımızın illeti kansere yakalanmış ve çevresinde ki, bir çok insan duymamış…
Gizlemiş eşinden dostundan Kenan bu illeti…
***
Sonuçta Kainatın tek sahibi Allah’a yürüdü, o kalbi pırıl pırıl temiz olan Kenan…
Peşinde iki yetim evlat bıraktı.
Bizleri derin bir üzüntüyü sevk etti, ayrıldı bu dünyada aramızdan Kenan…
Ama futbol da öksüz kaldı, Kenan’ın ölümü ile…
***
Evet!...Kenan ölümü ile bizleri yasa boğdu, mekanı cennet olsun.
Kenan Pirim kalbimizde yaşayacak.
Ama suskun ve içine kapanık, derdini kimseye anlatmayan Kenan’ın en çok da gülüşünü özleyeceğiz.
Hakkımız sana helal olsun Kenan kardeşim, Nur içinde yat…