Osmanlı Devleti çok farklı din, ulus ve ırklardan oluşmuş kozmopolitlik bir yapıya sahip olması ve gayrimüslimlere hoşgörülü davranması nedeniyle Osmanlı topraklarını misyonerlik faaliyetlerine açık hale getirtmiştir. Bu misyonerler arasında en çok başarı gösteren Amerikan misyonerleri olmuştur. Amerikan misyonerlerin asıl amacı Protestanlığı yaymaktı. Bunun için 1820 yılında Osmanlı ülkesine gelerek en ince şekilde çalışmalarına başlamışlardır. ABCFM (American Board Of Commissiones for foreign Missions) adı altında örgüt oluşturarak Osmanlı ülkesine gelen ilk Amerikan misyonerleri Levy Paisons ve Plinky Fisk’tir. Bu örgüt, misyonerleri uzak ülkelere göndererek eğitim, sağlık, hayır kurumları, yetimhane merkezleri açmış, halkla ilişki kurumalarını sağlamıştır. Ayrıca halka okuma yazma öğreterek İncil dağıtmış dini ve bazı siyasi emellerini gerçekleştirmeye çalışmışlardır.
Misyonerler Osmanlı üzerindeki çalışmalarına asıl olarak eğitim, sağlık ve kiliseleri kullanarak devam etmişlerdir. Ülke genelinde çeşitli hastaneler, okullar açmış olan misyonerler, genelde kadınlardan oluşuyordu. Kadın misyonerler Ermeni kadınlarla sürekli iletişim içerisinde olmuşlardır. Bunu gören Müslüman kadınlar da bu ilişkiden etkilelenerek Amerika’ya özenmişlerdir. Başta Amerikan yaşam tarzı Türklere uygun olmasa da zamanla Türk Ermeni arasında ayrım gözetilmeksizin sunulan sağlık hizmetleri, Türk halkını da etkilemiştir. Misyonerler bu faaliyetlerle Türk halkının güvenini kazanıp kendilerine çekmeye çalışmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyıl eğitiminde en etkili olan unsur Amerikan Misyoner Okullarıydı. İlk Amerikan okulu 1824’de açılan Syrian Protestant College’dir. Yine bu çalışmalarla birlikte Amerikalı misyonerler halkın arasına girip çocuklara kitapların yanında, onlara şeker vererek sempati kazanmaya çalışmışlardır. Pazar ayinleri, ev ziyaretleri, doğumlar, ölümler, bayramlar, düğünler vb. günlerde halka Protestanlıkla ilgili ücretsiz broşürler dağıtarak halkı Protestanlığa davet etmiş ve birçok okul açmışlardır.
Amerikan Misyoner Okullarının Sayısal Görünümü (1845-1904)
Yıllar
|
Misyoner Sayısı
|
Yerli Görevli Sayısı
|
Okul Sayısı
|
Öğrenci Sayısı
|
1845
|
34
|
12
|
7
|
135
|
1850
|
38
|
25
|
7
|
112
|
1865
|
89
|
204
|
114
|
4160
|
1870
|
116
|
364
|
205
|
5489
|
1885
|
156
|
768
|
390
|
13791
|
1890
|
177
|
791
|
464
|
16990
|
1895
|
177
|
867
|
449
|
20604
|
1900
|
153
|
910
|
425
|
23040
|
1905
|
187
|
1057
|
465
|
22867
|
Amerikalı misyonerler Osmanlı’da birçok okul açmışlardır. Bu okulların en ünlü olanları aşağıda verilmiştir:
1. Harput Amerikan Koleji 1859,
2. Robert Koleji 1863,
3. Merzifon Amerikan Koleji 1863,
4. Antep Merkezi Türkiye Koleji 1876,
5. Maraş Merkezi Türkiye Koleji 1882,
6. Tarsus Amerikan koleji 1888,
7. Talas Amerikan koleji 1889,
8. İstanbul Amerikan Kız Koleji 1890,
9. Uluslararası İzmir Koleji 1898.
Amerikalı misyonerlerinin eğitim faaliyetlerinin yanında önem verdikleri bir diğer konu sağlık olmuştur. Çeşitli hastaneler açarak hem Müslümanlara hem de Gayr-i Müslimlere hizmet etmiş, insanların ilgisini kazanmıştır. Amerikalı misyonerler Osmanlı’da 9 hastane, 10 dispanser açmıştır.Bu hastanelerdeki toplam hasta sayısı ise 40 bin kadardı.
İlk hastaneleri:
Antep, Talas( Kayseri), Mardin ve Van’da kurulmuş olup bunları İstanbul, Merzifon, Sivas, Harput ve Diyarbakır’da açılanlar izlemiştir.
Amerikalı misyonerler eğitim, sağlık faaliyetlerinin yanında bir de kiliseleri kullanarak Osmanlı üzerindeki emellerini gerçekleştirmeye çalışmışlardır. İlk olarak 1842 yılında Kudüs’te bir Protestan Kilisesi açmışlardır. Bu kiliseye İngiltere, Almanya ve Amerika’dan Protestan misyonerleri gönderilerek halk Protestanlaştırılmaya çalışılmıştır.Yine 1844 yılında Gregoryan Ermeni Kilisesi’nde başta Ermeniler olmak üzere Müslüman halkı Protestanlığa davet etmişlerdir.1913 yılına gelindiğinde ise Amerikalıların Osmanlı’daki toplam kilise sayısı 163 kadardı.
Sonuç olarak bütün misyoner gibi Amerikan misyonerleri de Osmanlı’ya kendi emelleri (dini, siyasi…) doğrultusunda gelmişlerdir. Osmanlı’ya gelirken yukarıda da bahsedildiği gibi birçok farklı yol izleyerek gelmişlerdir. Faaliyetlerini ilk olarak halkın arasına karışıp, ilişkilerini kuvvetlendirmiş olan Amerikan misyonerleri daha sonra Osmanlı’da okullar, hastaneler, kiliseler ve daha birçok kurum açarak Protestanlığı Müslüman ve Gayr-ı Müslimlere benimsetmeye çalışmışlardır.Amerikan Misyonerler işte bu faaliyetler sonucunda halka sıcak davranmış, onların güvenini kazanmış,kendilerini kabul ettirerek çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir.
Editör
Son Güncelleme: 11.07.2013 10:10