Şöyle ki insanımız devlet tarafından yapılan hizmetlerin muhakkak suretle kişisel faydasını tatmin etmesi gerektiğine inanmaktadır. Aslına bakılırsa rasyonel-akılcı bir varlık olan insan için bu durum normaldir. Fakat unutulmaması gereken bir şey daha vardır ki o da “birlikte” yaşadığımız gerçeğidir.
Bu gerçeği fark etmek için ise kişisel ihtiyaçlar ile toplumun ihtiyaçları arasında ki farkın nelerden oluştuğunu bilmek gerekir.
Bu farklar için bir ayrım yapıldığında aşağıdaki sıralama ortaya çıkmaktadır;
• Bireysel ihtiyaçların karşılanmasında bireylerin o mala veya hizmete ilişkin taleplerinin rol oynadığı görülür. Yani pazar ekonomisinde veya diğer bir deyimle özel ekonomide talep edilmeyen mal üretilmez. Ancak “toplumsal” ihtiyaçların tespitinde ise kamu makamları ön plana çıkar ve nihayetinde bu durum siyasal bir özelliğe bürünür. Buna göre girişimciler talebi karşılarken kamu hizmetlerini ise kamu görevlileri üstlenir.
Editör
Son Güncelleme: 27.02.2013 10:08