Engellilerle İletişim Uzmanı, yazar ve televizyon programcısı Mehmet Kızıltaş, "Bu toplumda çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler var ama engelliler yok sayılıyor. Engellilerle karşılaşıldığı zaman fantastik bir film karakteri gibi davranılıyor." dedi.
Erzurum'da, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) Sosyal ve Çevresel Yatırım Programları kapsamında finanse edilen "Engellilerin Sosyal Hayata Aktif Katılımının ve İstihdam Edilebilirliklerinin Geliştirilmesi Projesi" ile ilgili program düzenlendi.
Diyalog Sosyal Girişimcilik Derneğince (DİSODER) yürütülen projeyle ilgili Erzurum Lisesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu'nda iki oturum şeklinde düzenlenen programda, Engellilerle İletişim Uzmanı Mehmet Kızıltaş, "Engellilerle Doğru İletişim Metotları" ve "İş ve Sosyal Yaşamda Engelliler İçin Başarıya Giden Yol" başlıklı iki konuşma yaptı.
Çocuk felci nedeniyle ortopedik engelli olan Kızıltaş, engelli biri olarak geçmişte yaşadığı zorluklardan bahsetti.
Karşılaştıkları engellere karşı koyarak bugünlere geldiğini anlatan Kızıltaş, "Uçurtmalar asla rüzgarı arkalarına alarak yükselmezler, uçurtmalar rüzgara karşı koydukları için yükselirler. Başarıdaki en önemli anahtar budur. Benim en büyük mücadelem bu oldu. İnsanların ne yazık ki çok kolay harcadıkları en değerli sermaye güven. Benim hayatımda üzerinde en çok özendiğim tek şey güvendir, sorumluluk sahibi olmaktır." diye konuştu.
Kızıltaş, toplum olarak güven duygusunun yeterli olmadığı için istedikleri sonuçlarını alamadıklarını aktararak, şunları dile getirdi:
"Bu toplumda çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler var ama engelliler yok sayılıyor. Engellilerle karşılaşıldığı zaman fantastik bir film karakteri gibi davranılıyor. İşte farkında olunmayan yaklaşım tarzı bu. Eğer biz engellilerle birlikte yaşama refleksi gelişmiş bir toplum olsak, engellilere uzaydan gelmiş fantastik bir karakter gibi değil içimizden biri gibi, eşit bir birey olarak, engeline takılmadan toplumun mozaiğinden bir parça olduğunu görebileceğiz. Ama ne yazık ki hala sahip olamadığımız için toplum olarak farkındalık üzerine çalışmalar yapıyoruz."
Kızıltaş, engelliliğin toplumsal bir mesele olduğunda bahsederek, şöyle devam etti:
"Artık engelli kelimesi bir ayrımcılık olarak ifade ediliyor. Dünyada artık engelli kelimesi kullanılmamaya başlandı. O yüzden kelimelerimizde, cümlelerimizde ve terimlerimizde bunları ayıklamamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak rapor sistemine geçerken bile artık engelli raporu tanımı kaldırıldı. Artık dünyada ve Türkiye'de engelli yerine özel gereksinimli bireyler ya da yeti kaybı olan bireyler olarak tanımlanıyor."
Programda avukat Cemal Donat da "Engelli Hakları ve Savunuculuk" konusunda katılımcılara bilgiler verdi.
TANAP boru hattının geçtiği güzergahtaki 14 il ve ilçede uygulanacak "Engellilerin Sosyal Hayata Aktif Katılımının ve İstihdam Edilebilirliklerinin Geliştirilmesi Projesi" kapsamında, kapsayıcılık, hak temellilik ve savunuculuk ilkesi ile hareket ederek engelli bireylerin ve ailelerinin iletişim kurma becerileri ile farkındalıklarının geliştirilmesi doğrultusunda eğitimler yapılması, sosyal hayata katılımlarının ve hizmetlere erişimlerinin geliştirilmesi hedefleniyor.
Editör