ANNE VE BABANIN ÇOCUĞA KARŞI TUTUMLARI NASIL OLMALIDIR
Anne ve baba disiplinin cezalandırma ve mahrum etme olduğunu düşünmemesi gerektiğini vurgulayan Uzman Orhan Karaca,” Disiplin sınırlama, planlama, erteleme, otokontrol gibi başlıkları da içerir. Ebeveynler çocuğun gelişiminde her ikisinin de önemli olduğunu unutmamalı, sevgi veren, ağız birliği içinde tutarlı davranan bir tutum içinde olmalıdır. Çocuğa empatiyle yaklaşmalıdır. Aşırı katı, serbest bırakan ya da aşırı sevgi gösteren, donuk bir tutum ve sevgi anlayışı içinde olmamalıdır. Çocuk gelişimi ile ilgili fikir ayrılıkları olsa da bunu çocuğa yansıtmadan aralarında konuşarak halletmelidirler.” şeklinde konuştu.
ANNE-BABA ARASINDA FİKİR AYRILIĞININ OLMASI DİSİPLİNDE NE GİBİ HATALARIN ORTAYA ÇIKMASINA NEDEN OLUR
“Çocuk böyle durumlarda kendini destekleyen ebeveynin tarafını tutar ve istediğini elde etmeye başlar. Zaman geçtikçe bunlar yetmemeye başlar kendini destekleyen ebeveynin kısıtlamalarını da dinlemez.”
ANNE VE BABA ÇOCUĞA NASIL BİR DİSİPLİN UYGULAMALIDIR
“Çocuğun yaşına uygun bir sınırlama stratejisi belirlenmelidir. 2 yaşındaki çocukla 12 yaşındaki çocuğu aynı kefeye koyarak hareket edilemez. Sınırlar çocuğun eğitimi için şart olan gerçeklerdir. Ancak aşırı sınırlanan çocuklar pasif ve içe kapanık olabilirler. Çocuk yönetildiğini düşünmeyeceği, aynı zamanda belirli sınırların dışına da çıkamayacağı bir sistem içinde eğitilmelidir. Ebeveynin amacı çocuğun erişkin bir birey olduğunda kendi başına yaşamını devam ettirmesi, sorun çözebilmesi ise bu çerçevede bir eğitim verilmeli, çocuğun sorumluluk alması sağlanmalı, kendini özgürce ifade edebileceği bir ortam sağlanmalıdır.”
DİSİPLİNDE YAPILAN YANLIŞLAR VE DOĞRULAR
“Aşırı katı ya da gevşek tutum, ses yükseltme, tehdit, baskı, fiziksel şiddet, başkalarının yanında küçük düşürme, ebeveynler arası ya da çocuğa uygulanan disiplin konusunda tutarsızlık, rüşvet (bir işi yapmak için sürekli bir karşılık alması gerektiğini düşündürmek)”
ÇOCUK DİSİPLİNİNDE ANNE-BABALARIN DİKKATE ALMASI GEREKEN KURALLAR
“Eğitim ve disiplin bebeklikten itibaren verilmeye başlanmalı, çocuğa sevildiği hissettirilmelidir. Çocuğun tüm alanlarda kademe kademe gelişeceği bir hayat sürmesi sağlanmalıdır. Çocuk gelişiminin birçok yönden eş zamanlı yürütülmesi gereken bir süreç olduğu unutulmamalıdır.”
ÇOCUĞA DOĞRU VE YANLIŞ UYGULANAN DİSİPLİN TUTUMLARININ ARASINDAKİ FARKLARI ANLATABİLİR Mİ?
“Aşırı ilgi ve sevginin verildiği ve eğitimin gevşek tutulduğu ailelerde yetişen çocuklarda sorumluluk duygusu yeterince gelişmez. Çocuk ben merkezci, talepkâr, alaycı olma eğilimindedir yakalar. Eğitimin gevşek verilmesi dışında çocuğun yaşadığı kıskançlık duygusu da alaycı davranışa zemin oluşturabilir. Anne ve babasının kendisi dışında başka çocuklarının olması ve sevginin bölüşülmesi çocuğu rahatsız edebilir ve güven duygusunu zedeleyebilir. Yarışmak zorunda hissetme ve onaylanmama endişesi bir mücadelenin doğmasına yol açar. Kardeşe karşı agresyon ve öfke gelişir. Bu da alay etmek, kavga etmek, paylaşamamak, karşı gelmek, mızmızlanmak gibi biçimlerle kendini gösterir. Böyle durumları ailenin öngörmesi ve bu tür davranışlar ortaya çıktığında ailenin, çocuğun değersizlik düşüncelerini değiştirmeye çalışması büyük önem taşır. Çocuğun gerekçeleri fark edilmeye çalışılmalı, ayrıntılı dinlenmeli, düşünceleri yargılanmadan net bir şekilde öğrenilmelidir. Aileler “ben biliyorum” tarzı bir tutum içine girip, çocuğa düşüncelerini sormak yerine varsayarak genel konuşmalar yapabilmektedir. Nasihat tarzı bu yaklaşımlar -ailenin tespitinin hatalı olması durumunda- çocuğun ailesine kendini kapamasına, düşüncelerini açmamasına neden olabilir. Çocuğumuz için neler yapabiliriz diye soran ebeveynlerin ilk önce çocuklarının düşüncelerini sabırla dinleyip sorunları tespit etmeye çalışması büyük önem taşır. Yeterince sevgi almayan ancak aşırı disiplinle yetiştirilen çocuklarda da vicdan duygusu yeterince gelişmeyebilir. Zira değer yargılarının gelişmesi konusunda yetersizlik söz konusudur. Aşırı sevgi ve yoğun disiplin sonucunda oluşan nevrotik kişilikler ve yetersiz sevgiyle disiplin azlığı durumunda oluşan donuk, pasif bireylerde de mutlaka terapiye başvurulmalıdır. Çocuk için yapılması gerekenler ertelendiğinde ileride başka sorunların çıkabileceği unutulmamalıdır. Geleceğimiz olan çocuklara yeterli sevgi, yeterli disiplin, yeterli hoşgörü ve biraz olumsuzluğun içinde bulunduğu bir eğitim verilmesi en idealidir. Bu konuda ebeveynlerin kendi davranışlarını gözlemlemesi, gerekiyorsa profesyonel yardım almaları gerekmektedir. Ağaç yaşken eğilir sözü hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır.”
ANNE-BABALARA ÖNERİLERİNİZ NELERDİR?
Karaca, “ Çocuklardan istediklerini önce kendilerinin uygulamaya başlaması ve güzel örnek olması, ilgili olunmalı, kuralların dışına çıkmak isteğini olağan karşılamalı, bu tutumu nedeniyle hemen onu cezalandırma yoluna gidilmemeli, eğitimin bir süreç içinde olduğu unutulmamalı, çocukla olan sevgi bağını eğitim için olumlu yönde kullanmalıdır. Çocuğa bazı aşırı davranışlarında sınır konmalıdır. Çocuğa hayır demek kötü ebeveyn olduğunuzu göstermez. Çocuk hayatı boyunca karşılaşacağı “Hayır”ları basitten zora doğru ailesinde görmelidir. Bu ifadeden çocukların sürekli reddedilmesi mesajı da alınmamalıdır. Zira baskı ve zorlama ile sadece korku oluşur. Çocuk ileride ayakları üzerinde duran bir birey olduğunda kendisine dayatılan kuralları en kısa sürede terk eder. Çocuğun eğitiminde ödül kadar, ceza ve kısıtlamaların da önemli olduğu unutulmamalıdır. Aşırı kısıtlayıcı, aşırı müsamahakâr tutumlardan kaçınılmalıdır. Çocuğun kendi başına hareket edebileceği ancak aşırıya kaçıp bazı zararlı şeylere bulaşmasının engelleneceği bir tutum geliştirilmelidir. Ceza verirken tutarlı olunmalı, amacın çocuğun canını yakmak değil, eğitimi olduğu unutulmamalıdır. Çocuk olumsuz davranışların bir bedeli olduğunu ailesinde öğrenmeye başlamalıdır.” dedi.
Editör