Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Şerafettin Çakal ekimlerle ilgili olarak yaptığı açıklamada “Kültür" yem bezelyesinin hayvancılık için çok kaliteli ve verimli bir yem bitkisidir. Çok eskiden yetiştirilmesine rağmen giderek üretimi azalan ancak son yıllarda hız kazandırılmaya çalışılan yem bezelyesi yetiştiriciliğinde ilkbahar ekimi zaten bilinen bir ekim şeklidir. Sonbahar ekimleri ile sonucun ne olacağı düşünülerek özellikle Macar fiğine alternatif olarak sürdürülen bu çalışmada sonbahar ekimleri Erzurum, Bayburt ve Bitlis illerimizde başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir.” şeklinde konuştu.
Proje lideri Dr. Sibel Kadıoğlu ise, “Doğu Anadolu Bölgesinin özellikle çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Erzurum ilinin başlıca geçim kaynağı hayvancılık, hayvancılığın ise meraların yanı sıra kaba ve kesif yem üretimine dayalıdır. Meraya dayalı bir hayvancılık sürdürülse de hayvanlar yılın en az dört ayını ahırda beslenerek geçirmektedir. İşte bu noktada meraların yetersiz kaldığı dönemlerde ve ahırda beslenme dönemlerinde yem önemli bir sorun teşkil etmektedir, bu nedenle mera baskısını azaltmak ve beslenmeyi sürdürebilmek için yem bitkilerinin üretimini artırmak gerekmektedir. Eskiden kültür olarak bilinen ve yetiştirilen yem bezelyesinin hem baklagil hem de tek yıllık olması nedeniyle önem arz etmektedir. İlkbahar ekimleri yanı sıra sonbaharda da ekerek hem zamandan kazanılacağını hem de kıraç alanların değerlendirileceğini, sonbahar ekimleri ile diğer kışlık yem bitkilerinden en az 15 gün önce hasat yapılabileceğini tespit ettik. Dönüme yaş ot olarak 1-4 ton verim alınabilen yem bezelyesinde hasat sonrası alanın başka bir bitki ile değerlendirilebileceği, sonbahar ekimlerinde tritikale ve arpa ile karışık ekimlerinin de yapılabilecek. Ayrıca bu konuda çalışmalarımız devam ederken, bölgemize tavsiye edebilecekleri çeşitler olduğu gibi enstitülerine ait çeşitleri de önümüzdeki yıllarda çiftçilerimizin hizmetine sunacağız. “ diye konuştu.
Proje lideri Dr. Sibel Kadıoğlu ise, “Doğu Anadolu Bölgesinin özellikle çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Erzurum ilinin başlıca geçim kaynağı hayvancılık, hayvancılığın ise meraların yanı sıra kaba ve kesif yem üretimine dayalıdır. Meraya dayalı bir hayvancılık sürdürülse de hayvanlar yılın en az dört ayını ahırda beslenerek geçirmektedir. İşte bu noktada meraların yetersiz kaldığı dönemlerde ve ahırda beslenme dönemlerinde yem önemli bir sorun teşkil etmektedir, bu nedenle mera baskısını azaltmak ve beslenmeyi sürdürebilmek için yem bitkilerinin üretimini artırmak gerekmektedir. Eskiden kültür olarak bilinen ve yetiştirilen yem bezelyesinin hem baklagil hem de tek yıllık olması nedeniyle önem arz etmektedir. İlkbahar ekimleri yanı sıra sonbaharda da ekerek hem zamandan kazanılacağını hem de kıraç alanların değerlendirileceğini, sonbahar ekimleri ile diğer kışlık yem bitkilerinden en az 15 gün önce hasat yapılabileceğini tespit ettik. Dönüme yaş ot olarak 1-4 ton verim alınabilen yem bezelyesinde hasat sonrası alanın başka bir bitki ile değerlendirilebileceği, sonbahar ekimlerinde tritikale ve arpa ile karışık ekimlerinin de yapılabilecek. Ayrıca bu konuda çalışmalarımız devam ederken, bölgemize tavsiye edebilecekleri çeşitler olduğu gibi enstitülerine ait çeşitleri de önümüzdeki yıllarda çiftçilerimizin hizmetine sunacağız. “ diye konuştu.
Editör
Son Güncelleme: 18.06.2013 13:51