Onur SAĞSÖZ yazdı...

‘Hristiyanlığı yayma’ amaçlı görülen misyonerlik faaliyetlerinin Erzurum’da nasıl yürütüldüğünü anlatacağım sizlere.

Herşey bir e-postayla başlıyor, bazen de internette gezinirken, “Hediye İncil ister misiniz?” görseliyle...

Tıklıyorsunuz ve çark dönmeye başlıyor.

Önce bir talep formu dolduruyorsunuz.

İletişim bilgilerinizi yazdıktan kısa bir süre sonra iletişime geçiyorlar.

Erzurum’da yaşayan misyonerlerden biri sizinle bir çay içmek ve İncil’i hediye etmek için davette bulunuyor.

Kabul edip giderseniz misyonerin yanında şaşırmayın Türkçe bilen (!) yabancı birkaç kişiyle sohbet edip İncil’i alıyorsunuz. Muhabbette Hristiyanlık oluyor.

Gitmek istemezseniz İncil, adresinize geliyor.

İster okuyun ister okumayın o sizin bileceğiniz iş!

Ama oyuna bakın!

Erzurum’da yaşayan bu aileler, Türkiye’de kalabilmek için şirket kuruyor.

Evet, yasal bir durum.

Tabi bazı şartlar var ki, örneğin kurulan bu firmada 5 yerli eleman çalıştırmak zorundalar.

Çok fazla iş yapmasalar da vergi de ödüyorlar.

Lakin, ne kadar kontrol ediliyorlar bilmiyorum.

Erzurum’da sayılarının iki ya da üç olduğunu öğrendiğim bu firmalarda kaç Türk çalışıyor sorusunun cevabını sanırım bu yazıdan sonra müfettişler verecektir.

Ayrıca bu yabancıların her birinin şirket kurma gibi bir zorunluluğu da yok!

İşte bunlarda belli bir süre turist vizesiyle sonra da o firmalarda çalışan olarak görünüp oturma izni alıyorlar.

Benim merak ettiğim şu;

Vermezler de oldu ki, vize alabildik.

Kalkın Amerika’ya ya da Kanada’ya gidelim.

Eğer Nusret gibi bir takım garantiler göstermez ve milyon dolarlık yatırım yapmazsak bizi bir dakika orada tutmaz, ümüğümüzü sıkar sınır dışı ederler.

Bir yığın örneği var.

Peki, bizde niye böyle?

Türkiye’ye “turistim” ayağına gelebilen bu arkadaşlar, tırışkadan bir şirket kurup, rahatlıkla içimize girebiliyorlar.

Adım gibi eminim bizim istihbaratımız bunların ensesindedir, adım bile attırmazlar.

Ama unutulmamalı ki, sinek küçüktür ve mide bulandırır.

Anlayacağınız benim midem bulandı.

Düşünsenize New Yorklusunuz ya da Teksaslı belki de New Jerseyli bir yıl, iki yıl, üç yıl niye Erzurum’da oturursunuz?

Soğuğa mı aşıksın, benim gibi Palandöken’e mi?

Dedim ya midem bulandı.

O yüzden takipteyim!