Editör
04 Ocak 2013 Cuma 13:32
Sosyal devlet ilkesini benimsemiş bir ülke için asgari ücret kaçınılmazdır ve Türkiye Anayasa’nın 2. Maddesine göre Sosyal bir Devlettir. Bununla birlikte Anayasa’nın 49. maddesinde “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir” ifade edilerek emeğin önemine değinilmiştir.
Ayrıca Anayasa’nın 55. maddesinde de “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur” demektedir.
İş Kanunu’nun 39. Maddesinde ise asgari ücret kanunen sisteme konulmuştur. Bu maddeye göre “İş sözleşmesi ile çalışan ve bu kanun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir” demektedir.
Ayrıca, 01.08.2004 tarih ve 25540 sayılı Asgari Ücret Yönetmeliği’nin 4.maddesine göre ise asgari ücret “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret” olarak tanımlanmaktadır.
Asgari ücretin tespiti hem çalışan hem de işveren üzerinde meydana getirdiği mali yük bakımından önemlidir. Buna göre “Asgari Ücret Tespit Komisyonundan” çıkacak karar gündemi meşgul etmektedir. Çünkü;
- Asgari ücret üzerinden vergi ve benzeri bir takım kesintiler yapılmaktadır. Bu kesintiler işçinin net gelirini azaltırken, işverenin parasal yükünü de artırmaktadır. Piyasada işverenler maliyet hesaplamalarını komisyondan çıkacak rakama göre yeniden düzenlemektedirler.
- Türkiye’de sigortalı işçi olarak istihdam edilenler arasında asgari ücret alanların oranı yüzde 40’lar civarında olmakla birlikte, asgari ücret ile asgari ücrette yaşanan artışlar, diğer yüzde 60’lık sigortalı işçi kitlesi açısından da referans olmaktadır.
- Ayrıca asgari ücret, sigortasız başka bir deyimle kaçak istihdam edilen milyonlarca işçi kitlesinin ücretlerinin belirlenmesinde de fiilen etkili olmaktadır. Hatta asgari ücretteki artış düzeyi, aynı dönemde yapılan toplu iş sözleşmelerindeki ücret artışlarını dahi etkilemektedir.
Sonuç itibariyle asgari ücret Türkiye’de milyonlarca işçiyi yakından ilgilendiren bir ücret seviyesidir.
Peki Asgari ücret tespit komisyonu kimlerden oluşur? Komisyon; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın tespit edeceği üyelerden birinin başkanlığında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü veya yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü veya yardımcısı, Devlet İstatistik Enstitüsü Ekonomik İstatistikler Dairesi Başkanı veya yardımcısı, Hazine Müsteşarlığı temsilcisi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı'ndan konuyla ilgili dairenin başkanı veya yetki vereceği bir görevliyle bünyesinde en çok işçiyi bulunduran en üst işçi kuruluşundan değişik işkolları için seçecekleri beş, bünyesinde en çok işvereni bulunduran işveren kuruluşundan değişik işkolları için seçeceği beş temsilciden kurulur.
Komisyon Asgari Ücret Yönetmeliği’nin 7. maddesine göre “Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ücretin belirlenmesinde; ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu, ücretliler geçinme indekslerini, bu indeksler yoksa geçinme indekslerini, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumunu ve geçim şartlarını göz önünde bulundurur”. Umarız söz konusu ülke gerçekleri göz önünde bulundurularak üzerinde ortak anlaşma sağlanan bir “asgari ücret” rakamı belirlenir.
Son Güncelleme: 04.01.2013 13:37