Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu'nda "Türkiye'yi Geleceğe Taşımak" konulu konferansta öğrencilerle bir araya gelen Kurtulmuş, kişilerin ne işle uğraşırsa uğraşsın esas hedefinin, idealinin, rüyasının ve hülyasının olması gerektiğini söyledi.
Rüyası olmayanın hedefinin olamayacağını anlatan Kurtulmuş, "Hedeflerimiz olacak, rüyalarımız olacak, rüyamız bu ülkeyi daha ileriye götürmek, bu ülkeyi daha yükseğe taşımak ve Türkiye'yi geleceğe taşımaktır." dedi.
Kurtulmuş, bu anlamda gençlerin Türkiye'nin geleceği olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu anlamda sizler Türkiye'nin gönül coğrafyası dediğimiz millet varlığımızın geleceğisiniz. Bu anlamda sizler Orta Doğu coğrafyasının ve insanlığın geleceğisiniz. Onun için çok iyi yetişmek, çok güçlük olmak ve çok güçlü idealler etrafında buluşmak mecburiyetindesiniz. Onun için ideallerimizi, geleceğimizi, fikirlerimizi, ne yapıyorsak olalım çok iyi tartmak ve tartışmak, özümsemek, benimsemek ve ona uygun hareket etmek zorundayız. Bizim siyasetimizin ve yaptığımız işin amacı, esası iddia, irade ve ahlaktır. İddiamız güçlü büyük bir Türkiye'yi kurmak, adalete dayalı bir dünya sisteminin tesisi için mücadele etmek ve bütün dünyada mazlumların öncüsü olmaktır. İrademiz, özgür iradeyi tam manasıyla gerçekleştirmek, adanmışlık ruhuna sahip olmak ve direnme gücüyle hareket edebilmektir. Ahlak ise sadece bireysel ahlaktan ibaret değildir, sistem ahlakı denen yani toplumsal olarak hareket eden toplulukların sahip olması gereken ahlaki prensiplerdir."
İddia sahibi olmayanın herhangi bir hedefi ve gideceği yolu olmayacağını belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin gençlerinin içinde yaşadığı coğrafyanın zorlukları, dünya sisteminin zorlukları ve bölgenin ateş yumağına dönmüş olması dolayısıyla bu coğrafyada bulunmanın bedelini çok ağır ödediğini, daha da ağır ödeyeceğini ve bundan dolayı ayaklarını sağlam basması gerektiğini kaydetti.
Kurtulmuş, en önemli idealin güçlü ve büyük Türkiye olma ideali olduğuna dikkati çekerek, şöyle dedi:
"Güçlü derken sadece top ve tüfeği kastetmiyorum ama bunlar da dahil olmak üzere Türkiye her alanda güçlü olmak zorundadır. Barış Pınarı Harekatı'nı yaparken aklımızdan hep şu geçti. Biz yıllardır Amerikalılardan insansız hava araçları almak için kapılarında bekledik, vermediler. İyi ki vermediler. Türkiye kendi İHA'larını üretti. Eğer biz Amerikalıların İHA'larıyla bu operasyonu yapsaydık o İHA'ları bize kullandırtmazlardı. Türkiye güçlü ve büyük ülke olmak zorundadır. Türkiye, istikrarlı güçlü bir ekonomiye, güçlü demokrasiye, toplumsal istikrara sahip olmak, güçlü ve etkili bir dış politika ve millet varlığına sahip çıkmak zorundadır. Türkiye sadece 82 milyondan ibaret değildir. Türkiye dediğimiz ülke 100 milyonlarca insandan oluşan bir millet varlığına sahiptir."
Türkiye'den medet uman milyonlarca insanın olduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, "Dünya her bakımdan gücü elinde bulunduranların istediği şekilde dünyayı yönettiği adaletsiz ve haksız bir dünyadır. Onun için dünya beşten büyüktür diyoruz. Dünya sistemi hiçbir krizi çözebilme yeteneğine sahip değildir. Ne Ukrayna ne de Suriye krizini çözebiliyor. Dolayısıyla yeni, adalete ve hakkaniyete dayalı bir sistemi kurmak zorundayız. Dünyanın hiçbir döneminde bu kadar büyük adaletsizlik olmamıştır. Bütün bunların ortadan kaldırılması için hep siyaseten hem finansman ve ekonomik bakımdan yeni adaletli, hakkaniyetli bir dünya sistemi kurmak boynumuzun borcudur, bu ülkenin çocuklarının vazifesidir." şeklinde konuştu.
TOPLUMLARIN KENDİ MESELELERİNİ KENDİLERİNİN ÇÖZMESİ GEREKİR
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Bu topraklarda Allah'ın izniyle yeni bir Selçuklu, yeni bir Osmanlı, yeni bir Endülüs medeniyeti gibi Türkiye Cumhuriyetimiz döneminde de çok büyük bir medeniyeti inşa edecek ve güçlü bir ülkeyi kuracağız." dedi.
"Eğer bugün Orta Doğu'da halklar kendi meselelerini çözecek iradeye sahip olsalar ne savaşlar olur ne terör örgütleri olur ne de Orta Doğu halklarının karşılaştığı bu zulüm ve yoksulluk olur." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Doğruyu anlatmak, yol göstermek ve iyi şeyler için mücadele etmek gerekiyor. Toplumsal değişimi esas olarak kabul etmek, zenginlikleri insanların ortak malı olarak görmek, iki güne eşit olmamak, bütün alanlarda gelişmek, birleşmiş irade olarak mutabakatı karşılıklı sorunları doğru anlatmak için mücadele etmek gerekiyor."
"TEMEL DEĞERLER ÜZERİNDEN TOPLUMU GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞALIM"
Bu temel değerlerin uygulanması halinde Türkiye'nin değişeceğini dile getiren Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Bu temel değerler üzerinde toplumu güçlendirmeye çalışalım inanın ki 5-10 yıl içinde Türkiye bambaşka bir yer olur. Tarih boyunca toplumu ayağa kaldıran bu ilkeler etrafında ileriye doğru atılım yapılmalıdır. Bunları yaparsak geleceğin Türkiye'si özgürlük ve adalet ilkeleri üzerinde yükselen farklılıklarımızın bir arada yaşadığı çok güçlü büyük bir ülke, büyük bir toplum olacaktır. Biz bütün bu alanlarda toplumu daha güçlendirirsek, bu ilkeler çerçevesinde ortak hedefe yürümeyi başarırsak insanı önceleyen bir kalkınmayla Türkiye'nin birkaç yıl içinde dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi olmasını sağlayacak bu ilkeler etrafında toplumu güçlendirebilirsek, onurlu ve güçlü bir toplum olarak Türkiye'yi uluslararası alanda güçlendireceğiz.
Toplumlar yan gelip yatarak kendilerine bildirilmiş olan bu ve benzeri konularda üzerine düşeni yapmazlarsa ilerlemeleri, güçlenmeleri mümkün değildir. Eğer söylenenler yapılırsa yıldız gibi parlayan toplum olup muazzam medeniyetler kurar ve ileriye doğru atılım yaparlar. Bu Anadolu coğrafyasında aziz milletimiz çok büyük medeniyetler kurdu. Bir zamanlar bu coğrafyanın şehirlerine dünyanın dört bir yanından insanlar okumaya geliyordu. Bağdat, İstanbul, Konya, Enderun büyük ilim merkezleriydi. Biz niye Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri ile dünyanın en güçlü medeniyetlerinden birisi olduk. Bu değişimin esaslarına uygun davrandığımız için."
"DEĞİŞİMİN ESASLARINA UYGUN DAVRANILMADIĞINDA ÇÖKÜŞ BAŞLAR"
Kurtulmuş, değişimin esaslarına uygun davranılmadığında çöküşün başladığını belirterek, "Dünyayı emanet gibi görmeyen meselelerde ne zaman aksamaya başladık ne zaman ayaklarımız sürtmeye başladı o zaman duraksadık, çözüldük ve sonunda çöktük. Toparlanışımız da aynı şekilde olacaktır. Bu topraklarda Allah'ın izniyle yeni bir Selçuklu, yeni bir Osmanlı, yeni bir Endülüs medeniyeti gibi Türkiye Cumhuriyetimiz döneminde de çok büyük bir medeniyeti inşa edecek ve güçlü bir ülkeyi kuracağız. 2-3 asır ya da 100 sene öncesinde burada konuşsaydım, dibe vurmuş bir İslam coğrafyasına ve dibe vurmuş Anadolu insanına konuşuyor olurdum." dedi.
"MEDENİYET HAKKANİYETİ KAYBETTİ"
Kurtulmuş, medeniyetin herkese güçlü şeyler vadettiğini söyledi. "Karşımızdaki medeniyet herkese dünyayı cennet haline getirmeyi vadediyor." ifadesini kullanan Kurtulmuş, "Geldiğimiz noktada son 3 asırdır dünyaya hakim olan, güçlü olan, bütün bölgeleri kontrol altına alan medeniyet çatırdıyor, çöküyor ve bütün değerleriyle insanların gözünde değer kaybediyor. Hakkaniyetin, adaletin olmadığı, dünya nimetlerinin belli ellerde toplandığı ülkelerin işgal edildiği, halkların ırzına, namusuna, geleceğine bir şekilde saldırıların gerçekleştiği, geleceğin yok edildiği medeniyetle karşı karşıyayız." diye konuştu.
Mevcut medeniyetin hakkaniyeti kaybettiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Askeri olarak güçlü olabilir ve birtakım kontrol mekanizmalarına sahip olabilirler. Mevcut medeniyet ve bu medeniyetin sahipleri vicdanını, insafını ve hakkaniyeti kaybetmiştir. Sözü doğru söyleme ve insanların hayrına söz söyleme imkanını kaybetmiştir. Onun için gençler söz sırası sizindir. Artık bundan sonra insanlık adına, hakkaniyet adına, adalet adına ne söylenecekse bunları siz söyleyecek, inşallah dünyaya öncülük edeceksiniz."
Konuşmasının ardından Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Kurtulmuş'a hediye verdi.
Konferansa, Erzurum Valisi Okay Memiş, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti Erzurum Milletvekili Recep Akdağ, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, belediye başkanları ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Editör