Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi sağlık çalışanları, İsrail'in Filistin’e yönelik gerçekleştirdiği saldırılara dikkat çekmek amacıyla sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Saldırıların başlamasından ardından her cumartesi kent merkezinde sürdürdükleri yürüyüşün yanında, Filistin’deki meslektaşlarına destek amacıyla Araştırma Hastanesinde de bir yürüyüş gerçekleştiren sağlık çalışanları, yürüyüşün ardından İsrail’in yıllardır uyguladığı sistematik işgal ve zulme karşı bir bildiri metni okudu.
Kardiyoloji Polikliniği önünden başlayan ve hastane içerisinde sessiz bir yürüyüş gerçekleştiren sağlık çalışanlarına, öğrenciler ve vatandaşlar da eşlik etti. Yürüyüşün ardından grup adına basın açıklaması yapan Doktor Kübra Göğebakan, İsrail'in 7 Ekim'de başlattığı saldırıların, soykırımdan başka hiçbir kelime ile anlatılamayacağını söyledi.
Sebebi ne olursa olsun bu insanlık suçunun hem toplum vicdanında hem de savaş hukuku kurallarına göre affedilemez olduğunu, yapılan soykırımı hiçbir bahanenin haklı gösteremeyeceğini belirten Göğebakan şunları söyledi:
“Hasta, hekim, çocuk, yaşlı demeden masum sivilleri, yerleşim yerlerini, ambulansları, hastaneleri dünyanın gözü önünde bombalayan işgalci İsrail'in yaptığı katliama 'dur' demek için bir araya geldik. Saldırılarda hastanelerin hedef alınmasına tepki gösteren Şimşek, "Hekimler ve sağlık çalışanları elektriksiz, oksijensiz ve ilaçsız tedavi sunmak için destansı bir mücadele vermektedir. Tıbbi malzemelerin temini engellenmektedir. Hekimler, sağlık çalışanları ve hastalar hedef olamaz. Bu saldırılar açık bir savaş suçudur" dedi.
SAĞLIK SİSTEMİ, SİSTEMATİK VE PLANLI BİR ŞEKİLDE ÇÖKERTİLMEK İSTENMİŞTİR
İsrail'in, 75 yıldır insan hayatını, uluslararası hukuku hiçe sayma politikasını sürdürdüğüne, İsrail yönetiminin Gazze'de insanları su, elektrik, gıda ve sağlık gibi temel insani ihtiyaçlarından mahrum bıraktığına dikkat çeken Doktor Göğebakan, "Ayrım gözetmeksizin yapılan bombardımanlar ve kara harekatlarıyla tüm savaş kuralları ihlal edilerek hastaneler, okullar, hatta Birleşmiş Milletlerin sığınakları dahi vurulmuş, 28 bin kişi katledilmiş ve sayıları dahi bilinmeyen daha nicesi, enkazda bırakılmıştır. Bebekler kuvöze oksijen sağlanmasına imkân verilmeyerek öldürülmüş ve daha nice hasta oksijen, ilaç, temiz su ve gıda sağlanamadığından öldürülmüştür. Ameliyatlar dahi elektriksiz, anestezisiz yapılmak zorunda kalınmış, içindeki tüm hastalar ve sağlık çalışanlarıyla birlikte hastaneler bir mezarlığa çevrilmiştir. Şimdiye kadar 30’dan fazla hastane, 60’tan fazla sağlık merkezi tamamen çalışamaz hale getirilmiş, onlarca ambulans hedef alınmış, yüzlerce sağlık çalışanı şehit edilmiştir. Başta Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye olmak üzere onlarca doktor ve sağlık çalışanı tutuklanmış ve mesleklerini yapmalarına imkân verilmemiştir. Bütün bunlar gösteriyor ki Gazze'de sağlık sistemi bilinçli, sistematik ve planlı bir şekilde hedeflenerek çökertilmek istenmiştir."
BARIŞI TEMSİL EDEN BEYAZ ÖNLÜKLERLE EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTEDİK
Yaşananlara karşı tepkilerini her şekilde göstermeye kararlı olduklarını vurgulayan Göğebakan, barışı temsil eden beyaz önlükler ile sessiz yürüyüşü gerçekleştirdiklerini dile getirerek: “Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin duyarlı hekimleri olarak Filistin halkının izzetli direnişine destek veriyor tüm dünyayı vicdani bir tavır almaya davet ediyoruz. Hekimler olarak, tüm meslektaşlarımızı Gazze'de kardeşlerimize yapılan zulme açıktan destek veren ilaç firmalarını boykot etmeye davet ediyoruz. Geride bıraktığımız 4 ayda dünyanın birçok noktasında Filistin'de yaşanan zulme karşı ses olan bütün insanlığa ve burada sessiz yürüyüş kervanımıza katılan hekimlerimize şükranlarımızı arz ediyoruz. Hekimler olarak bir kez daha tekrarlıyoruz. Kanıksamayacağız, normalleştirmeyeceğiz, sindirilmeyeceğiz. Sabırla ve azimle hekimler olarak zulme karşı 'dur' diye haykıranlar olacağız" diye konuştu.
Program, basın açıklamasının ardından İsrail ürünlerinin ve zulme destek veren firmaların isimlerinin yer aldığı boykot broşürlerinin dağıtılmasıyla sona erdi.
Editör