Şap hastalığı nedeniyle il genelinde 200 hayvan ölümü yaşanırken, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ekiplerince hastalığın görüldüğü köylerde karantina çalışmaları başlatıldı.
Erzurum’da şap salgınının artması ile ilçe ve bağlı köylerde yüzlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvanın telef olduğu iddia edildi.
Erzurum Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriya Erdurmuş, “ Şap salgınının batı bölgesinden gelerek iç bölgelere doğru yayıldığını ve şuanda iç bölgede toplanmış olduğunu, ahırlarda ilaçlama, hayvanlarda aşılama çalışmalarının yanı sıra karantina uygulamasına geçildi” dedi.
Erdurmuş, İHA muhabirine konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, ”Şap Hastalığı salgın tarzında seyreden genellikle öldürücü olmayan ancak önemli ekonomik kayıplara neden olan viral bir hastalıktır. Şap Hastalığı Virüsünün A, O, C, ASIA 1, SAT 1, SAT 2, SAT 3 olmak üzere 7 sero tipi mevcut olup, bu serotipler çok sayıda alttip ve varyanta sahiptir. Direk temas, enfekte ve duyarlı hayvanlar arasında en yaygın bulaşma formudur. Şap hastalığı mihraklarının yaklaşık %95' inde bulaşma direk temasla olur. Birbirlerine çok yakın mesafede bulunan hayvanlar arasında oluşan solunum yoluyla bulaşma direk temasın en önemli yoludur. Şap virüsü hayvanların soludukları havada enfeksiyondan beş gün sonrasına kadar bulunabilmektedir. Sığırlar geniş solunum hacimleri ile hava yolu ile enfeksiyona en duyarlı olan hayvanlardır. Şap hastalığının en önemli epidemiyolojik özelliklerinden birisi de virüsün hava yolu ile çok uzak mesafelere taşınması nedeniyle hastalığın yayılmasıdır. İnsan ve hastalığın konakçısı olmayan hayvanlar, kontamine materyaller, nakil araçları, et, et ürünleri, süt, süt ürünleri enfeksiyon kaynağı olabilir. Hastalığın ilk devresinde virüsün kan dolaşımında olmasından dolayı hayvanlarda ateş görülür. Bu dönemde ateş 40- 410C ye çıkar. Ancak bu devre kısa sürer ve ateşsiz dönem başlar. Daha sonra ağızda veziküllerden dolayı iştahsızlık ve depresyon görülür. Şap virüsünün en çok yayıldığı dokular özellikle ağız, ayak ve meme epitelidir. Genç hayvanlarda ilk belirti yüksek ateştir. Bunu ağız mukozasında, ayaklarda tırnak arasında ve memelerde veziküllerin oluşumu takip eder. Sığırlarda ağız lezyonları koyun ve keçilerden daha şiddetlidir. Veziküllerden dolayı ağızdan bol miktarda ip gibi uzayan salya akmaya başlar. Ağızda bol salya mevcut olup, mukoza kırmızı ve sıcaktır. Dil ve dudakların iç yüzeyinde, yanak, dişetleri ve damakta veziküllerin oluştuğu görülür. Koyunlarda klinik belirtiler hafif seyreder. Virüs miktarına bağlı olarak hastalığın kuluçka süresi 2-14 gün arasında değişmektedir. Koyunlarda belirtiler sığırlardakine benzer; fakat daha hafif seyreder ve bazen varlığı bile anlaşılamaz. Ağızdaki lezyonlar küçük ve çabuk kaybolan niteliktedir. Çoğu zaman ayaklar daha duyarlıdır, topallık klinik belirtilerin başında gelir. İlimizde havaların ısınması, kar örtüsünün kalkmasıyla beraber artan hayvan hareketliliği hastalığın yayılmasında etkili olmuştur. Hastalıkla mücadele kapsamında; hastalık çıkan mihraklarda hayvan hareketleri sınırlandırılarak kordon ve karantina tedbirleri başlatılmıştır. Hastalık mihraklarında dezenfeksiyon işlemleri yapılmakta olup; yetiştiricilerimize bireysel olarak kullanmak üzere dezenfektan ve antibiyotik desteği sağlanmaktadır. Ekiplerimizce aynı zaman hastalık hakkında yetiştiricilerimizi bilgilendirme çalışmaları devam etmektedir. Yetiştiricilerimizin alınan tedbirlere riayet etmeleri, köylerinde hastalık belirtisi gösteren hayvan tespit ettikleri takdirde vakit geçirmeden ilçe müdürlüklerimize ihbar etmeleri yaptığımız mücadelede bizlere büyük kolaylık sağlayacaktır.” dedi.
Erzurum’da şap salgınının artması ile ilçe ve bağlı köylerde yüzlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvanın telef olduğu iddia edildi.
Erzurum Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriya Erdurmuş, “ Şap salgınının batı bölgesinden gelerek iç bölgelere doğru yayıldığını ve şuanda iç bölgede toplanmış olduğunu, ahırlarda ilaçlama, hayvanlarda aşılama çalışmalarının yanı sıra karantina uygulamasına geçildi” dedi.
Erdurmuş, İHA muhabirine konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, ”Şap Hastalığı salgın tarzında seyreden genellikle öldürücü olmayan ancak önemli ekonomik kayıplara neden olan viral bir hastalıktır. Şap Hastalığı Virüsünün A, O, C, ASIA 1, SAT 1, SAT 2, SAT 3 olmak üzere 7 sero tipi mevcut olup, bu serotipler çok sayıda alttip ve varyanta sahiptir. Direk temas, enfekte ve duyarlı hayvanlar arasında en yaygın bulaşma formudur. Şap hastalığı mihraklarının yaklaşık %95' inde bulaşma direk temasla olur. Birbirlerine çok yakın mesafede bulunan hayvanlar arasında oluşan solunum yoluyla bulaşma direk temasın en önemli yoludur. Şap virüsü hayvanların soludukları havada enfeksiyondan beş gün sonrasına kadar bulunabilmektedir. Sığırlar geniş solunum hacimleri ile hava yolu ile enfeksiyona en duyarlı olan hayvanlardır. Şap hastalığının en önemli epidemiyolojik özelliklerinden birisi de virüsün hava yolu ile çok uzak mesafelere taşınması nedeniyle hastalığın yayılmasıdır. İnsan ve hastalığın konakçısı olmayan hayvanlar, kontamine materyaller, nakil araçları, et, et ürünleri, süt, süt ürünleri enfeksiyon kaynağı olabilir. Hastalığın ilk devresinde virüsün kan dolaşımında olmasından dolayı hayvanlarda ateş görülür. Bu dönemde ateş 40- 410C ye çıkar. Ancak bu devre kısa sürer ve ateşsiz dönem başlar. Daha sonra ağızda veziküllerden dolayı iştahsızlık ve depresyon görülür. Şap virüsünün en çok yayıldığı dokular özellikle ağız, ayak ve meme epitelidir. Genç hayvanlarda ilk belirti yüksek ateştir. Bunu ağız mukozasında, ayaklarda tırnak arasında ve memelerde veziküllerin oluşumu takip eder. Sığırlarda ağız lezyonları koyun ve keçilerden daha şiddetlidir. Veziküllerden dolayı ağızdan bol miktarda ip gibi uzayan salya akmaya başlar. Ağızda bol salya mevcut olup, mukoza kırmızı ve sıcaktır. Dil ve dudakların iç yüzeyinde, yanak, dişetleri ve damakta veziküllerin oluştuğu görülür. Koyunlarda klinik belirtiler hafif seyreder. Virüs miktarına bağlı olarak hastalığın kuluçka süresi 2-14 gün arasında değişmektedir. Koyunlarda belirtiler sığırlardakine benzer; fakat daha hafif seyreder ve bazen varlığı bile anlaşılamaz. Ağızdaki lezyonlar küçük ve çabuk kaybolan niteliktedir. Çoğu zaman ayaklar daha duyarlıdır, topallık klinik belirtilerin başında gelir. İlimizde havaların ısınması, kar örtüsünün kalkmasıyla beraber artan hayvan hareketliliği hastalığın yayılmasında etkili olmuştur. Hastalıkla mücadele kapsamında; hastalık çıkan mihraklarda hayvan hareketleri sınırlandırılarak kordon ve karantina tedbirleri başlatılmıştır. Hastalık mihraklarında dezenfeksiyon işlemleri yapılmakta olup; yetiştiricilerimize bireysel olarak kullanmak üzere dezenfektan ve antibiyotik desteği sağlanmaktadır. Ekiplerimizce aynı zaman hastalık hakkında yetiştiricilerimizi bilgilendirme çalışmaları devam etmektedir. Yetiştiricilerimizin alınan tedbirlere riayet etmeleri, köylerinde hastalık belirtisi gösteren hayvan tespit ettikleri takdirde vakit geçirmeden ilçe müdürlüklerimize ihbar etmeleri yaptığımız mücadelede bizlere büyük kolaylık sağlayacaktır.” dedi.
Editör
Son Güncelleme: 29.05.2013 11:20