Erzurum’un gerek insan kaynağıyla gerek imarıyla yeniden ihya edilmesinin Kanuni eliyle gerçekleştiğini belirten TDED Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş, “Erzurum’un bugünkü dil, edebiyat, estetik zevk, sosyokültürel yapısında Kanuni döneminde yapılan inşa faaliyetlerinin çok ciddi izleri görülmektedir” dedi.
TDED Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş’ın açıklaması şöyle: “Osmanlı Devleti’nin cihan hâkimiyeti ülküsünde zirveyi yaşatan ve dadaşlar diyarı Erzurum’u adeta yeniden kuran cennetmekân Kanuni Sultan Süleyman’ın bugün vefatının 452.yıl dönümü. Kendisini rahmetle, minnetle, hasretle, hürmetle anıyoruz. Mekânı cennet olsun. Her şehrin tarihinde önemli kırılma noktaları vardır. Osmanlı’da Yavuz dönemi ve öncesinde adeta harp meydanı olan, böyle olduğu için de insansızlaşan ve ıssızlaşan Erzurum’u kesin ve güçlü bir şekilde Osmanlı toprağı yapan Kanuni Sultan Süleyman’dır. Kızılbaş-Sünni çatışmalarının ortasında perişan olan ve 40 yıllık bir fetret yaşayan Erzurum’u; Dulkadırlu Mehmet Han ve sülalesini, Tebriz’deki Sünni nüfusu Erzurum’a getirerek ve yaklaşık 4 yıllık imar işleriyle yeniden inşa ederek yeniden ihya eden Kanuni’dir. Kanuni Sultan Süleyman, Erzurum’u ilmiye ve seyfiye (ordu) ile güçlendirmiş, orduyu kalıcı halde Erzurum’a yerleştirerek şehri doğudan gelecek tüm saldırılara karşı garnizon yapmış ve bilhassa İran’a (Safevi Devleti) karşı şehrin Sünnileşmesini sağlayarak Osmanlı’nın doğu hududunu Erzurumla emniyete almıştır. İlk olarak 5 Eylül 1534’te Erzurum’a gelen Kanuni, şehrin virane halini gezdikten sonra bir ferman irad ederek şehrin yeniden inşa edilmesini sağlamış, bir sene sonra 6 Ekim 1535’te de Erzurum’u “beylerbeyliği” ilan ederek bölgenin merkezi haline getirmiştir. Daha sonra iki defa daha Erzurum’a gelen Kanuni başta damadı ve veziri Rüstempaşa olmak üzere Ayas Paşa ve İbrahim Paşa gibi dönemin en kudretli paşalarını Erzurum’un kalkınması ve güvenliği için vazifelendirmiştir. Tarihçilerin Erzurum’un Bânisi sıfatını verdikleri Kanuni, ayrıca Erzurum-İstanbul yolunu (bugünkü dere yolu-Erzincan-Suşehri-Tokat-Amasya-İstanbul) güvenli ve kullanılır hale getirerek Erzurumla Payıtaht’ı ticari ve askeri açıdan birbirine kolay ulaşılabilir hale getirmiş ve Erzurum’a beraberinde getirdiği Matrakçu Nasuh’a şehrin şehir planını çizdirmiştir. Kısacası Kanuni Erzurum’a herhangi bir padişahın sefere giderken uğradığı gibi uğramamıştır, insanıyla, medreseleriyle, saraylarıyla, imar faaliyetleriyle şehri baştan sona bina etmiştir.
Erzurum’un bugünkü insan kaynağının temellerini Tebriz’den getirip yerleştiren Kanuni, Tebriz’de sıkça kullanılan “dadaş” kelimesinin de Erzurumlular için kullanılmasını sağlamıştır. Her haliyle şehrin kültürel ve asabiye kodları Kanuni dönemindeki inşa ve ihya hareketiyle biçimlenmiştir. Vefat günü olan 7 Ekim’de “Muhteşem” ve “Kanunî” sıfatlarının yanında “Erzurum’un Bânisi” olarak anılan Sultan Süleyman’ı Fatihalarla, dualarla ve rahmetle anıyoruz, mekânı cennet olsun. İnanıyoruz ki adeta Kanuni şehri olan Erzurum’da Sultan Süleyman ileride çok daha etkin ve yoğun bir şekilde anılacaktır. Bu vesileyle yapımı tamamlanmak üzere olan Şehir Hastanesi’nin adına ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ mısrasının şairi de olan Kanunî’nin ismini teklif ediyorum.”
Editör