''Bir iletişim formu olarak sosyal medyada fotoğraf paylaşımı selfie örneği'' olarak geçen araştırma üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde yeni iletişim ortamları, sosyal medya kavramı ve uygulamalarının açıklamasını yapan Özge Uzundumlu ikinci bölümde, görsel bir öge olarak fotoğraf unsurunu ele alarak son bölümde popüler akım olan selfie kavramıyla açıklıyor. Tez çalışmasının danışmanlığını yürüten Atik, ‘‘Günümüzde artık bambaşka bir iletişim evreninde olduğumuzu kabul etmek gerekmektedir. Son yıllardaki teknolojik gelişmelerle birlikte internetin gündelik hayattaki yeri ve önemi artmıştır. Artan ve yaygınlaşan internet kullanımı içerisinde en büyük pay; sosyal medya olarak nitelenen paylaşım kanallarına aittir. Günümüzde kullanıcılar sosyal paylaşım ağlarında kendini ifade etmekte veya görünür kılmaya çalışmakta ve sosyalleşmesini bu sanal ortam üzerinden gerçekleştirmektedir. Herkesin kendini farklı şekillerde ifade ettiği bu yeni ortam aynı zamanda herkesin kendi medyasını yarattığı bir ortama dönüşmektedir.’’ açıklamasında bulundu.
"SIK SIK PROFİL GÜNCELLEYEN YA DA FOTOĞRAF PAYLAŞAN KİŞİLER NARSİSTİK EĞİLİM GÖSTERİYOR"
İletişim teknolojisinde yaşanan gelişmelerin insan hayatında değişikliklere sebep olduğunu belirten Özge Uzundumlu “İlk çağda mağara duvarlarına yapılan resimlerle kendini gösteren görünür olma isteği günümüzde çok farklı bir boyut kazanmıştır. Selfie ile insanlar ellerindeki cep telefonu ya da tabletlerinden sürekli kendi fotoğraflarını çekip çeşitli internet ortamlarında paylaşmaktadırlar” dedi. Yürütülen tez çalışmasında Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir Atik ve öğrencisi Özge Uzundumlu 7 farklı bulguya ulaştı. Bu bulgulara göre, sık sık profil güncelleyen ya da fotoğraf paylaşan kişiler narsistik eğilim gösterdiği belirtildi. Narsistik eğilim gösteren selfienin aşırı kullanımı ise kişiye zarar veren özgüven problemine sebep olan patolojik sorun olduğu, sosyal ağlardaki narsisimin kendini beğenilme ihtiyacıyla gösterildiğini kaydeden Uzundumlu, “Sosyal ağlarda insanlar kendi başarılarını ve kendilerini görünür kılarak diğer insanların beğenmesini beklerler. Mükemmelliğe ulaşmaya çalışan kişi ‘‘Ben Güzelim Vurgusunu’’ sürekli profil güncelleyerek ve selfie paylaşarak yapmaktadır.” şeklinde konuştu.
"KENDİ KİMLİKLERİNDEN SIYRILARAK SOSYAL AĞLARDA YENİ KİMLİK OLUŞTURUYORLAR"
Uzundumlu, “İnsanlar en mutlu anlarını sevdikleriyle yaşarlar. Sosyal medyada her gün mutlu, bol gülüşlü fotoğraflar paylaşılmaktadır. Paylaşılan bu fotoğraflar kişiyi ''mutluymuş'' gibi göstermektedir ama bu ağlar kişide kıskançlık ve yalnızlık hissi uyandırarak aslında mutsuzluk hissi vermektedir. İnsanlar sosyal ağ sitelerini güzellik yarışmasına benzetmektedir. Bu sitelerde 'beğen' butonu ön plana çıkarak kişiyi görünür kılmaktadır. Gelen beğeniler ise, insanı sanal olarak mutlu etmektedir. İnternet kullanımı kişilerde sanal kimliklerin oluşmasına sebep olur. Yalnızlık duygusuyla sosyal ağlara katılan insanlar başkaları tarafından beğenilme ve ilgi görme arzusuyla farklı kimliklere bürünmektedir. Kendi kimliklerinden sıyrılarak sosyal ağlarda yeni kimlik oluştururlar. Hem yüzlerindeki kusurları ortadan kaldırabilirler hem de mobil photoshop uygulamalarıyla farklı fotoğraf karesi oluşturabilirler. Araştırmada ulaşılan diğer bulgu ise, insanların selfie’yle beraber her şeylerini teşhir etmesidir" dedi.
'Günümüzde kamusal ve özel alan arasındaki sınırların karıştığı ve özel alana ait konuların medya aracılığıyla diğer insanlara duyurulduğu bir dönemdeyiz' açıklamasını yapan Atik ise, "İnsanlar başkalarının hayatlarını merak eder bu merakını gidermek için kendi hayatlarını açar. Bu da temelde görünür olma amacı taşırken beğenilme ve takdir edilmeyle alışkanlık haline dönüşür. Doğumundan ölümüne kadar sürekli tüketim arzusunda olan insanlar her şeyi olduğu gibi selfieyi de tüketmektedirler. Selfie modası insanlar tarafından hızla yaygınlaşmakta ve benimsendiği için yan kolları vardır. Usie selfie ile toplu fotoğraf çekilebilir, helfie ile kuafor selfileri yayınlayabilir, catfie ile kedi köpeğimizle selfie çekilebiliriz" dedi.
Sosyal medyada fotoğrafın yeni boyut kazanması, özçekimin güncel bir konu olması ve bu konu üzerine henüz araştırma yapılmaması kendini cezbettiğini ve bu konuyu araştırdığını söyledi.
Editör