Şefaat, sadece Allah’a aittir!
Dinimize sonradan sokulan bütün adet ve davranışlara bidat denir! Bidatların iyisi kötüsü olmaz! Bidatlar, o kadar çoğaltılmış ve o kadar dinin gereği olarak kabul edilmiş ki; dine ilave edildikçe, dinin emirleri ile karışmış, o kadar ki bazı durumlarda dini emirlerin yerine geçmiştir.
Bu bidatların en sıkıntılılarından birisi de türbelerdir.
Türbede yatan şahsın nasıl bir kul olduğunu ancak Allah bilir! Cennete gidip gitmeyeceğini de ancak Allah bilir! Türbede yatan kişinin değil hiçbir şahsın şefaat etmesi diye bir şey yoktur! Şefaatçi sadece Allah’tır!
Türbesi yapılan şahsın insanları hiçbir şekilde duymayacağı ayetle bildirilmiştir!
İnsanların türbelerden herhangi bir dilekte bulunması şirktir.
İnsanların türbeleri Allah’a dua ederken, türbede yatan şahsın ruhunu vesile etmeleri Kuran’ı bilmemekten kaynaklanır!
Türbelerin özel ziyaret adapları yoktur! Kimse oradaki ölünün kimlerden üstün veya kimlerden daha alt kademede olduğunu bilemez!
Türbeleri ziyaret adabı diye uydurulan; türbede namaz kılmak doğru değildir. Hatta orada namaz kılmak da yanlıştır.
Türbe ziyaretleri sırasında Kuran okumanın ne ölüye ne diriye faydası yoktur! Kuran, yaşayanlar için indirilmiştir, ölüler için değil!
Türbelere bez bağlamak, etrafında dans(!) etmek, bezleri üstüne sermek, mum yakmak, eğilmek, kıyamda durmak, geri geri çıkmak, onunla konuşmak, derdini anlatmak batıl, kötü bir bidat ve şirktir!
Türbeler için kurban kesildiğinde o kurbanın eti pis olur, yenmez! Kurban keseceksen git nerede istersen kes! Kurban sadece Allah rızası için kesilir!
Çocukların sınav zamanlarında türbelerin önünde araçlardan geçilmiyor. Sınava girmenin artık olmazsa olmazı; türbeler(!). Etmeyin! Buralara ilahiyatçıların bile çocuklarını getirdiğine şahidim!
Türbeler özel değildir, kutsal değildir, dini geçerliliği yoktur, dinimizde yeri yoktur.
İnsanı kutsamak, türbeyi kutsamak; aptal bir tabudur!
Yozgat’ta mezarlık ziyaretimiz sırasında bir ölü için bir türbe yaptırılmış. Abartı olmasın; beş katlı bina yüksekliğinde, her tarafı lüks inşaat malzemeleriyle inşa edilmiş. Sadece üzerine kondurulan kubbeler bir fabrika açmak için yeterli gelebilir. Gördüğüm bir mezar değil, daha çok bir tapınaktı! Allah akıl, fikir ve iman nasip etsin; ne denebilir ki, para onların tapınak onların; dinimizde inanç hürriyeti var, “Senin dinin sana benim dinim; bana”!
Türbe ve mezarları bir tabu, bir tapınak ve bir şefaatçi, Allah’a bir aracı, bir ricacı olarak görmek; İslam’la alakası olmayan, kökten yanlış bir uygulamadır!
Allah, hiç kimseye muhtaç değildir, O herkeste ne varsa onun sahibidir. Bir şey Allah’tan istenir, O’na yalvarılır, tek bahşedecek O’dur! O; otoritesini kimseyle paylaşmaz!
Aç ellerini, aç gönlünü yönel Allah’a ister iste ister dile, istediğin kadar yalvar! yeter ki sadece Allah’tan iste!
“Ne esir-i taht ne de taç olayım,
Ne de muhtacına muhtaç olayım,
Muhtaçlara muhtaç etme beni Ya Rab,
Muhtaç isem bir tek sana muhtaç olayım.”
Anonimleşen bu kıta, çok şey anlatıyor!