Tek bir fidanın bile dikilmediği köyde hayvanlarını otlatamayan halk, adeta hapis hayatı yaşadıklarını söyledi.
Olay, 350 haneli köyün eski muhtarının 2006 yılında köy halkından imza toplamasıyla başladı. Muhtar, "Çevrede ağaçlandırma gerçekleştirilecek. O yüzden imza topluyoruz" diyerek herkese imza attırdı. İmzalar tamamlanınca Çevre ve Orman Müdürlüğü'nün ağaçlandırma projesi ihalesi yapılarak, köyün dört bir yanı da "ağaçlandırma yapılacak orman arazisine geçiş yapılmasın" diye dikenli tellerle çevrildi. Bölgeye köylülerin de hayvanlarının da girişi yasaklandı. 3 yıl, köyün çevresindeki dağ arazisinde teraslama çalışması ile geçirilirken, her yıl ihale tekrarlanarak ağaçlandırma için ödenek ayrıldı. Sadece ilçe yolu açık olan köyde aradan geçen 7 yıla rağmen henüz tek bir fidan bile dikilmedi.
Köyün şu anki muhtarı Özcan Çaycı, geçim kaynakları olan hayvancılığın geliştirilmesi için çalışmalar yürüterek kooperatif kurarken, kooperatife üye olan köylülere, devlet tarafından 25'er küçükbaş hayvan dağıtıldı. Ancak 3 bine yakın küçükbaş hayvan alan köylü, hayvanlardan gelir beklerken zarar etmeye başladıklarını söyledi. Çünkü kış mevsimi boyunca ahırlarında besledikleri hayvanlarını bahar sezonunda köye ait otlaklara çıkarmak istediklerini anlatan köylüler, ancak karşılarına 'orman arazisi'nin çıktığını kaydetti. Muhtar Özcan Çaycı, "Kel tepeler bize, biz de onlara bakıyoruz ama gidemiyoruz" derken, mağdur köylülerden Tuncay Dağ ise, "Kendi köyümüzde sanki yarı açık cezaevindeyiz. Tek bir ağaç bile yok ama çitten atlayıp araziye giren her bir hayvan için 'ormana zarar verdi' gerekçesi ile bin lira ceza kesiliyor. Güler misin ağlar mısın" dedi. Erzurum Orman İşletmeleri Şube Müdürü Ali Kılıç da, "2011'de Orman Şube Müdürlükleri kapatılarak bir kısmı Orman Bölge Müdürlüğü, bir kısmı ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde görev yapmaya başladı. O günden itibaren bölgeden rapor gelmedi. Bilgiye sahip değiliz. Akıbeti ne olacak onu da bilmiyorum" diye konuştu.
Olay, 350 haneli köyün eski muhtarının 2006 yılında köy halkından imza toplamasıyla başladı. Muhtar, "Çevrede ağaçlandırma gerçekleştirilecek. O yüzden imza topluyoruz" diyerek herkese imza attırdı. İmzalar tamamlanınca Çevre ve Orman Müdürlüğü'nün ağaçlandırma projesi ihalesi yapılarak, köyün dört bir yanı da "ağaçlandırma yapılacak orman arazisine geçiş yapılmasın" diye dikenli tellerle çevrildi. Bölgeye köylülerin de hayvanlarının da girişi yasaklandı. 3 yıl, köyün çevresindeki dağ arazisinde teraslama çalışması ile geçirilirken, her yıl ihale tekrarlanarak ağaçlandırma için ödenek ayrıldı. Sadece ilçe yolu açık olan köyde aradan geçen 7 yıla rağmen henüz tek bir fidan bile dikilmedi.
Köyün şu anki muhtarı Özcan Çaycı, geçim kaynakları olan hayvancılığın geliştirilmesi için çalışmalar yürüterek kooperatif kurarken, kooperatife üye olan köylülere, devlet tarafından 25'er küçükbaş hayvan dağıtıldı. Ancak 3 bine yakın küçükbaş hayvan alan köylü, hayvanlardan gelir beklerken zarar etmeye başladıklarını söyledi. Çünkü kış mevsimi boyunca ahırlarında besledikleri hayvanlarını bahar sezonunda köye ait otlaklara çıkarmak istediklerini anlatan köylüler, ancak karşılarına 'orman arazisi'nin çıktığını kaydetti. Muhtar Özcan Çaycı, "Kel tepeler bize, biz de onlara bakıyoruz ama gidemiyoruz" derken, mağdur köylülerden Tuncay Dağ ise, "Kendi köyümüzde sanki yarı açık cezaevindeyiz. Tek bir ağaç bile yok ama çitten atlayıp araziye giren her bir hayvan için 'ormana zarar verdi' gerekçesi ile bin lira ceza kesiliyor. Güler misin ağlar mısın" dedi. Erzurum Orman İşletmeleri Şube Müdürü Ali Kılıç da, "2011'de Orman Şube Müdürlükleri kapatılarak bir kısmı Orman Bölge Müdürlüğü, bir kısmı ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde görev yapmaya başladı. O günden itibaren bölgeden rapor gelmedi. Bilgiye sahip değiliz. Akıbeti ne olacak onu da bilmiyorum" diye konuştu.
Editör
Son Güncelleme: 29.04.2013 09:37
