Bir kere yazıma bir itirafla başlamak istiyorum. Geçtiğimiz Perşembe günü Erzurumlu ünlü dağcı Çetin Bayram’ı gördüm. Kendisi, bana “Pala hazır ol Pazar sabahı önemli bir organizasyonumuz var” dedi. “Hayırdır hocam” diyince. ‘Erzurum Zafer ve İnanç Yolu gezimiz var’ yanıtını aldım.
Ya!... Pazar Pazar sabahın köründe hiç tabya gezisi mi olur? Diye mırıldanmaya başladım. Yani benim endişem geziden ziyade Pazar günü gazetede işlerimizin yoğunluğundan kaynaklanıyordu. Yani bir gazeteci için Pazar aslında diğer günlerden çok daha önemli. Çünkü benim açımdan haberlerin ve aktivitelerin en yoğun olduğu gün Pazar günü… Bir gazeteci için habere giderken, haberi gazeteye yetiştirip, yetiştirme endişesi daha haber yerine gitmeden başlar. Yani bizim Pazar günkü yolculuğumuzda aynen böyle bir gelişme olduğu için endişem iki kat arttı. Sabah başlayan yolculuk bilmem hangi saatte bitecekti. 22 tabya, siperler, mevziler, savaş alanları, şehitlikler hepsi Off Road yolculuğu ile gezilecekti. İtiraf ediyorum, Pazar günkü tabyalar gezisi işte benim bu endişelerim arasında gerçekleşti.
Neyse sözü daha fazla uzatmayalım Pazar sabahı saat 07.45’te Havuz Başı’nda Büyükşehir Belediyesi Kent Meydanı’nda buluştuk. 4 çeker araçlar bir bir yanaştı kent meydanına hazırlıklar yapıldı. Saat 08.00 sularında Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak da, kızı Azra ile birlikte geldi aracı ile kent meydanına. Start verdi Tabyalar gezisi için…
Cumhuriyet Caddesi’nde başlayan yolculuğumuzun ardından kısa süreliğine Konaklı Kayak Merkezi’nde mola verdik. Sonra mihmandarımız ve tabyalar gezisinin mimarlarından Dağcı Çetin Bayram, Ki; biz ona ‘Dağların oğlu, dağ adamı’ gibi lakaplarla hitap ederiz, o da bize büyük bir içtenlikle ‘Sizin bu söylediklerinizin hepsini iltifat sayıyorum’ diye karşılık verir.
İşte, kendini dağcılık ve doğa sporlarına adamış olan ATAK Başkanı Çetin Bayram, düştü Off Road konvoyunun önüne. Palandöken dağının tepelerinde, zirvelerinde geziyorduk. Şehir artık ayaklarımızın altındaydı. İtiraf ediyorum, artık bende endişe falan kalmadı. Büyük Palandöken Tabyasını görünce, bünyemi tarih bürüdü. Kısa kollu ti-shört giyinmiştim, Palandöken Dağı’nın zirvesinde esen rüzgara aldırış etmeden tabyaları fotoğraflamaya başladım. Genel Yayın Yönetmenimiz Salih Tekin’i arayıp, konuyu iletince daha da rahatladım. GHSİM İl Müdürümüz Fuat Taşkesenligil ve Spor Şube Müdürü Güngör Şenses ile birlikte artık iyice ısındık, Tabyalar gezisine…
Evet!...Palandöken’in zirvesinde Büyük Palandöken Tabyası’nı gezdikten sonra diğer tabyalara doğru yol aldık. Palandöken’in zirvesindeki Dadaş’ın Pungarı’ndan akan buz gibi sudan içtikten sonra yolculuğa devam ettik. Mihmandarımız Çetin Bayram, tabyaların özelliklerini anlatırken, içimiz bir anda ‘cız’ etti. Vali Dr. Ahmet Altıparmak’ın açıklamaları bizi tarihin derinliklerine götürdü. Tabyaları gezdikte gördüğümüz manzaranın ihtişamı karşısında kendimizi alamadık, bu manzaradan… Bir girdiğimiz tabyanın bölümlerine bir kez daha girdik. Tabyaların surlarını gezdik, merdivenlerinde yürüdük ve ecdadımızı rahmetle yad ettik. Sonra ver elini, ağzı açık tabyası, toparlak tabyası ve diğerleri hepsi Ecdadımızın bize bıraktığı müthiş miras ve eserler…
Evet!... Sayın Valimiz Dr. Ahmet Altıparmak’ın öncülüğünde tarihi bir gezi yapmanın gururunu yaşadık. İşimiz gereği kafilenin diğer tabyaları gezisine katılamadık, onlardan ayrılmak zorunda kaldık. Ama keşke o gün hiç işimiz olmasaydı da, tüm tabyalarımızı da görme şansı bulsaydık. Yine de Valimiz Dr. Ahmet Altıparmak’a böylesi bir tarihi geziye öncülük ettiği için, Çetin Bayram’ı böylesi bir projeyi hayatiyete geçirdiğinden dolayı, KUDAKA ve GHSİM desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum. En büyük kutlamayı da Pazar günü 4 çeker araçları ile geziye katılarak, bu tarihi günün anlam kazanmasına neden olan katılımcılara gönderiyorum.
Evet!... Pazar günü Ecdadımızın ne zor şartlarda 3 bin 100 metre yükseklikte yaptığı dev tabyaları görünce, onların hangi koşullar altında çalıştıklarını, düşmanla savaştıklarını ve bize bu cennet vatanı, bu güzel şehri armağan etmelerinin gururunu yaşadık. Ecdadımızı bir kez daha rahmetle anıyor, şükranlarımızı sunuyoruz.
Evet!... Pazar günü o ihtişamlı tabyaları görünce, tarihimize yeterince sahip çıkmadığımızı ve tarihimize yeterince kavrayıp bilmediğimizi bir kez daha açık yüreklilikle ifade ediyorum. Bu birbirinden önemli tabyaları bugüne kadar nasıl da görmemiş, bilmemişiz diye kendi kendime hayıflandım. Ve kendime şöyle bir soru sordum. Harbiden biz Erzurumlu muyuz?...
Nurullah bey içten dileklerinize katılıyorum. evet harbiden Erzurumlu muyuz.