Sağlık konusu her açıldığında doktor ve muhatabı hasta arasında istenmeyen diyaloglarda bir taraf oluruz. Doktor haklı, hasta haklı şeklinde değerlendirebiliriz!
Aslında üçüncü boyut olan sistemi düşünmeyiz.
Doktora yapılan şiddetin hiçbir şeklide kabul edilemez olduğunu savunurum.
Mağdur olan hastanın ve hasta yakınının da mağduriyeti ve çaresizliği bir gerçektir.
Sistem, doktor ve hastayı karşı karşıya getirmektedir.
Acil hastaların başvurdukları klinikler, (Aciller) kaç hastaya göre yapılmışlardır? Diyelim elli. Doktor sayısı iki, sayalım üç. Hastalar acil! Haydi, doktor, gelen hastalara yetişsin! Doktor semptom alsın, hasta yakınından şikayetlerini dinlesin, muayene etsin, tahlil istesin, tahlile baksın, daha önce yatırdığı hastaları kontrol etsin, ilaç yazsın, tekrar tahlillerine baksın, hastanın klinik seyrini takibe çalışsın, sağa sola cevap yetiştirmeye çalışsın; mümkün mü? Değil! Doktor, çalışıp, koşturmaktan, cevap vermekten, düşünmeye fırsat bulabilir mi, bulamaz!
Sistem doktorla hasta sahibini karşı karşıya getiriyor; sistemin kendisi hep orada ama sorumluluğu yok!
Sistem bütünüyle kapitalist bir anlayışın içine hapsedilmiş!
Tahlil yaptırmak ise başlı başına bir bela!
Doktor acil tahlil ister, size on beş güne randevu verirler.
Doktor, normal kliniğinde teşhis koyup tedaviye başlayacak; altı aya MR için gün alırsınız!
Büyük üniversite hastanelerinin vatandaşa özel kan muayeneleri için (üst kanser tetkikleri) özel hastanelere sevk etmeleri ise anlamlandırılabilir. Özel hastane oldu mu, fiyatı da özel. Açıklaması ise özel insanların ancak fiyatlarını karşılayabileceği normal maaşlı insanların (asgari ücretliyi ve emekliyi zaten geçiniz) seviyede değil!
Bir arkadaşım bugün aradı ve: Havale geçiren torununun epilepsi ve tümör araştırması için yapılacak MR için altı aya gün verdiklerini, ne yapması gerektiğini sordu! Sahi ne yapacak, ben de bilmiyorum. Bir MR makinesi al, belki bize veya başkasına da lazım olur, demem geldi, içimden (!)
Doktor teşhis ve tedavi için basit tahliller istediğinde bu tahliller sağlık ocağında bile aynı gün içinde genelde yapılan tahlillerdir. Ancak üst tahlillerin gerekli olduğu durumlar ise oldukça sıkıntılıdır.
Bina yapmakla övünmek, doktorun hasta ile arasındaki para ilişkisini kestiğini söylemek, hastaya fayda sağlamıyor.
Gelişmiş modern binalar yapmışız, dünyada başarısını kanıtlamış hekimlerimiz var; ancak tahlil icap ettiğinde tahlili zamanında yaptıramıyoruz!
Vatandaşın illa başına geldiği zaman problemi öğrenmesi, bir başka vatandaşın hikâyesinin sadece o vatandaşa özel olduğunu düşünmesi çare ve hak aramanın yollarını da tıkıyor! Siyasilere bağlılığımıza zarar gelmesin diye dile getirmiyoruz, seçtiklerimize sormak aklımıza gelmiyor, başına gelenler ise çıkış yolu bulamıyorlar!
Kanser teşhisi konabilmek için günlerce ultrason, tomografi, manyetik rezonans sırası verilen bir hastanın kanser olduğunu düşünürsek; kanserin bu arada metastaz yapma ihtimali oldukça yüksektir. Sorumlusu bu durumda kim acaba? Sistemi bu şekilde yürütmek yanlıştır, insanlarımıza yazıktır.
Sağlıkta kangrene dönüşen bu sistemi değiştirmek, tamir etmek veya uygun bir sistem içerisinde sağlık hizmetleri yeniden yapılandırılmalıdır.