Son zamanların yeni gündemi hobi bahçesi…
Yıkıldı, yıkılacak, yıkılıyor, yıkılmıyor derken, galiba somut bir sonuca doğru gidiliyor artık…
Yani kuvvetle muhtemel bu yapılar yıkılacak…
Hem öyle böyle de değil!
600’den fazla hobi bahçesi varmış Erzurum’da…
Yahu hangi ara yaptınız, hangi ara inşa ettiniz bunları? Yani geceli-gündüzlü hobi bahçesi yapacak olsanız, 600’ünü birden böyle dikemezsiniz be!
Hayır da, biz şunu anlamıyoruz!
Bu kadar hobi bahçesi yapılırken, devletin ilgili kurumları neredeydi?
Öyle ya!
Eğer bu iş olmaz idiyse yüzlerce hobi bahçesinin kurulmasına ne diye göz yumuldu?
Hani “tarım arazisi” deniliyor ya; tamam da!
Hobi bahçeleri yapılırken o araziler tarım arazisi değil miydi? Ya da buraların tarım arazisi olduğu yeni mi akıllara geldi?
Gerçi bu ve bunun gibi soruları çoğaltmak mümkün ama bizim ülkemizde işler bazen böyle yürüdüğü için bu sorulara verilecek cevapların bir anlamı da kalmıyor doğal olarak…
Şimdi!
Ortada bir yanlış var mı, evet var…
Ama bu yanlışın yapılmasında hobi bahçelerini yapan, yaptıran, satan ve satın alanlar kadar, olayın ta buralara kadar gelmesine göz yumanlar da var…
Yani Tarım İl Müdürlüğü gibi…
Yani belediyeler gibi…
Hal böyle iken…
Kimse kendisine gelen topu taca çıkarmaya çalışmasın!
Bu iş sorun olmuş mu, olmuş!
O halde çözümü de, tarafların tamamını ilgilendirir… Çünkü bu cenaze bir ya da iki kişinin değil, tamamının birden eseridir vesselam!
CENAZE NAMAZI…
Temel, televizyonda film izlerken telefon acı acı çalar. Telefona bakan Fadime, kısa bir görüşmeden sonra telefonu kapatıp Temel'e seslenir:
-Cemal'in karısı ölmüş. Seni cenazeye çağırıyor.
Temel üzgün bir ifadeyle:
-Bu sefer gitmem.
-Olur mu Temel? O senin en iyi arkadaşın.
...Temel biraz düşünmüş ve demiş ki:
-Adam, üçüncü kez karısının cenazesine çağırıyor Fadime. Ben onu bir kez davet edemedim. Ne yüzle cenazeye gideyum…