İhanetle- samimiyet arasında kıldan ince kılıçtan keskin bir fark vardır aslında…
Biri ihaneti acemilikle suçlar, biri ise bedelini ödetmekle karşılar.
Biri mahkumiyeti, mecburiyeti ve bağımlılığı ile ihaneti zamansız ve yersiz olarak değerlendirip geçiştirir ve ihanete aslında alternatif hazırlayarak zaman kazandırır.
Biri ise şeksiz, şüphesiz ve koşulsuz ihaneti bıçak gibi kökünden kazır asla müsamaha göstermez.
Biri ihanetin yayılmasında, olgunlaşmasında, kıvama gelmesinde ülkeye ve millete karşı ağır bir vebal ve sorumluluğun müsebbibidir.
Biri ise, bu ülkeyi ve milleti bu vebal ve sorumluluğun ağır bedelinden kurtarmanın içerisindedir.
Biri makam, para, şöhret ve tayfanın, akrabanın derdinde şahsi hasenatı için benden sonra tufan derken…
Biri, önce vatan, millet ve ülkem der salih itikatla şahsi ve siyasi menfaatlerini elinin tersi ile iter.
Birileri şahsi hasenatı için yaşayıp sadece kendine müslümanken
Biri ise salih insan olma mücadelesi ile başkaları için yaşayabilen bir mümindir.
Biri hasenatını artırıp kendi maddi ve manevi kesesini geliştirip artırmaya çalışırken…
Biri namaz, hac, zekat, örtünme, gibi ibadetleri sadece kendi hasenatını artırmak için çabalayan şahsi hasenatla dolu bir insan olur.
Birileri ise, salih emeller ile kendisini göz ardı edip, yaptığı ibadetler ile başkalarına fayda ve katkı sağlamaya çalışan mümin insandır.
Hasenat sahipleri, yaptıkları ibadetle kendi kumbaralarında sadece kendilerinin harcayabileceği harçlık biriktirirken veya sonra kullanabilecekleri kontür artırırken…
Salih insanların böyle bir endişe ve kaygıları yoktur, çünkü şahsi menfaat ve kazanımları öncelikli değildir.
Makam, mevki, şan, şöhret ve itibar elde etmek için şahsi dünyalığını, kumbarasını, kontür ve kupon biriktirir gibi ibadetini kazanca ve pazara dönüştüren Müslüman, nasıl ki şeytanın bir projesi ise,
Sadece Allah için inanan ve yine sadece Allah için başkalarına iyilik ve hasenatta bulanan salih insanlar Allah cc’un projesidir.
Bu yüzden de anlamı ile okuyanlar iyi bilir. Kur-an sadece salih insanlardan bahseder ve sadece inanarak salih emeller işleyenlerin kurtulabileceğinin altını çizer.
İhanet ve samimiyet, hasenat ve salihayat arasında kıldan ince kılıçtan keskin bir elbette ki uhrevi bir fark vardır.
Bunları neden mi yazdım?
Ülkenin ve milletin istiklal ve İstikbal konumunda her daim salihat itikadı ile onurlu ve inançlı duruş sergileyen Ülkücü şühedanın, Ülkücülerin ve Liderleri Başbuğ Alparslan Türkeş ve Devlet Bahçeli'nin dünden bugüne sergiledikleri ameli itikadı ölçülerin daha iyi anlaşılması ve algılanması temennisi ile yazdım..
Şahsi kazanç, menfaat ve iktidarları için şahsi hasenat biriktirmeye çalışanlar ile…
Şahsi ve siyasi kazanımlarını bir kenara itip Ülke ve Millet menfaatleri için kendilerini göz ardı edip başkalarına fayda ve yarar sağlamaya çalışanların ülkücü farkındalığından ibarettir sadece…
Şahsi ve siyasi ikballerini bir tarafa bırakıp, ülkesinin ve milletinin menfaati için, serden, candan, maldan ve dünyadan vazgeçen salih ülkücülerin en temel dünyevi ve uhrevi yaşam felsefesidir.
Belki de dünyevi kaygı ve beklentiler ile hem kendi içinde hem de harici unsurlarca anlaşılamamasının, sorgulanmasının, tartışılmasının yegane sebebi dünyevi hasenat peşinde olanların şahsi ihtiras ve beklentilerinden ibarettir.
Milli ve manevi inanç ve değerlerimizi asla istismar etmemiş, riya ile insanların gözüne sokmamış, kulağına haykırmamış, ıspanak fiyatına pazara çıkarıp üzerinden menfaat ve çıkara dönüştürmemiş,
Değerlerin istismarı ile iktidarı elde edip milleti karanlık odakların, dahili ve harici düşmanların, devleti bölmeye ve ele geçirmeye çalışan terör örgütlerinin, insafına ve insiyatifine terk etmemiş salih müslümanlar olarak gönüllerde ve Allah katında inşaallah hak ettiği yere ulaşmıştır.
Bu salihatı ve kutsaliyeti anlayamayanlar, taşıyamayanlar yollarını ayırıp ayrılığa yelken açsalar da…
İnşaallah salih olma itikadı ile hem dünyevi hem de uhrevi alemde hak ettikleri dereceye ve değere de ulaşacaklardır.
Rabbim cümlemizi salih kullardan eylesin inşallah…
Selam-saygı-dua…