II. ULUSLARARASI TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ VE BÜYÜK GÜÇLER SEMPOZYUMU

Atatürk Üniversitesi tarafından ikincisi düzenlenen uluslararası Türk-Ermeni ilişkileri sempozyuma 100 yerli ve yabancı bilim adamı ve diplomatlar katılarak konuyu enine boyuna tartıştılar.
Açılış Konuşmasını Tarihçi Prof Dr. Erol Kürkçüoğlu yaparak şöyle dedi: Ermeni Meselesi batılı güçlerin Doğu Anadolu'da yeni bir Bulgaristan çıkarabilirmiyiz, Kafkasları kontrol edebilirmiyiz düşüncelerinden yola  çıkarak Ermenilerin batı çıkarları için kullanılmasının adıdır diyerek  işi özetlerken, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen Ermenilerin bölgede yaptığı katliamları örnek vererek suçunun ve suçlunun batılların ve taşeron olarak kullandığı Ermeni Komitacıları olduğunu vurguladı.
AVİM onursal başkanı ve Emekli Büyük Elçi Ömer Engin Lütem ufuk açıcı konuşmasında "artık Türkiye'nin savunma modundan çıkıp saldırı düzenine geçmesi gerekir. Tarihsel veriler bu konuda bize büyük destek vermektedir" dedi. Ayrıca Fransa ve Rusya'nın Ermenilerin yanında  yer almasının sebebi olarak  bu ülkelerin kendi çıkarları için Ermenileri kullanmasının altında yatan suçluluk psikolojisinden kaynaklandığını örneklerle izah etti.
Sempozyumun oturumlar bölümünde gerçekten bilimsel verilere dayanan, objektif sunumların bir bölümünü dinledim. Prof Dr. Yusuf Sarınay "24 Nisan 1915 yılında ne oldu sorusuna" cevap ararken bugün dünyanın aldatıldığını, Ermenilerin yalan söylediğini çünkü bu tarihte 235 Ermeni tedhiş örgüt üst düzey yöneticilerin tutuklandığını örneklerle belgeler ışığında izah ederken, Emekli Büyük Elçi Alev Kılıç "Ermeni iddiaların 100. yılda ulaştığı düzeyi anlattı". Prof Ali Aslan 1921 yılında Ermenilerin Hatay Yayladağı'nda  yaptıkları zulümleri tanıkların dilinden anlatırken Fransızların burada ciddi suçlarının olduğunu vurgulaması dikkat çekti. Dr. Mehmet Perinçek ise  Ermeni ve Rus kaynaklarına dayanarak Ermeni Milliyetçi  Hareketi ve Büyük Güçler başlığı altında Garegin Njde'nin olaylardaki rolünü anlatması Ermeni tedhişçiliğinin boyutlarını vurgulaması bakımından önemliydi.
Bir başka oturumda Prof Dr. Selami Kılıç; "Alman Arşiv Belgeleri Işığında Sevk ve İskan Kararının alınması ve Gerçekler" adlı sunumunda III. Ordu Kurmay Başkanın Alman Feliks Guze olduğunu, Almanların bu işe aslında ciddi katkıları olduğunu ancak Alman Belgelerinin tahrif edildiğini  bu nedenle suçtan kurtulma isteğinin yattığını  belirtirken, Okt. Evren Küçük ve Burak Kazan İsveç ve Ermeni Meselesi konusunda sundukları bildiride işin siyasal olduğunu ancak Türkiye'nin lobicilik ve örgütlenmede çok geri kaldığını vurgularken İsveç'te 120.000 Türk yaşarken 5000 civarında Ermeni , Keldani, Asuri bulunduğunu ancak bunları çok aktif olduğunu oylamada 131 e karşılık 130 oyla kararın kabul edilmesinde oturuma katılmayan Antepli Bakan Mehmet Beyin payı olduğunu örneklerle izah etmesi Türkiye'nin acil lobi çalışmaları yapmasını ortaya koyarken; Romanya'dan Katılan Prof. Dr. Liliana Elana Romanya arşivlerine dayanarak olayı ortaya kodu ve bu olayın tarihçilerin işi olduğunu, siyasilerin karışmaması gerektiğinin altını çizerken, Drt.  Eray Bayramol Rus  Kaynaklarına Göre Ermeni Meselesi ve Rus-Alman Rekabeti üzerinde durduğunu petrol havzalarına Almanların erişebilmesi için Almanların tıpkı Rusların Ermenileri kullandığı gibi Almanlarında Ermenileri kendi çıkarları için kullandığını bu yüzden Rus - Alaman rekabetinin ortaya çıktığını belirtti.
Dinlediğim bir başka oturumda Prof Dr. Ulvi Keser; "Ekmeğine İhanet Edenler; Ermeni Doğu Lejyonunda Görev Yapan Anadolu Ermenileri" adlı sunumunda  Fransa önce Mısır'ın Port Saitte Ermeni gönüllülerini topladığı sonra Kıbrıs'a getirerek eğittiği bunların sayısının 5000 olduğunu vurgulayarak Çukurova ve Hatay bölgesindeki eylemlerin sorumlusu olduğunu Fransız kaynaklarına dayandırarak açıklamasının ardından Prof Dr. Taha Niyazi Karaca "İngiliz Liberal Partinin 1894 Sason Ajitasyonu ve Sir Ashamead Bartlett'in Tepkisi" konulu sunumunda Sason olaylarında 277 Ermeni , 1000'den fazla Müslüman'ın ölmesine karşılık İngiltere ve batı basınında rakamlar abartılarak 30 bin olduğu yazılmış bu işe  Liberal Parti öncülük etmiş Sir Bartlett ise buna karşı çıkarak uluslar arası araştırma komisyonun verileri esas alınması için çalışmıştı. Doç Dr. Barış Özdal "AB organlarındaki 1915 olayları ile alınan kararların gelişimini" izah ederken sunumdan çıkan sonuca göre Türkiye'nin bu konuda aktif olamadığı, pasif kaldığı sonucunu çıkarırken, Yard. Doç Dr. Christopher Gunn  sunduğu bildiride  Ermeni meselesinde batının özellikle ABD deki lobilerin etkileri üzerinde durarak gelişmeleri objektif açıklaması bir başka sunumu oluşturdu.
Bir Başka oturumda Prof Dr. Yavuz Aslan Ermenilerin Erzurum'da yaptığı katliamları ve özellikle Belediye Başkanı Hakkı bey ve Genceli Seyidov'un nasıl katledildiğini anlatmasının yanında Yard. Doç.Dr. Fikrettin Yavuz; Bir dönemler İstanbul'da Ermeni Patikliği de yapan Mıgırdıç Kırımyan'ın 1870'lerde yaptığı çağrıların  ne kadar tehlikeli olduğunu ve "Demir Kepçe Vaazı" ile  Ermeni  tedhiş faaliyetlerini öne çıkarırken "mutlaka silahlı mücadele yapılmasını savunduğunu" ayrıntılarıyla anlattı. Yard. Doç. Dr. Türkan Polatçı sunduğu tebliğde ise "20. Yüzyılın İlk Çeyreğine tanıklık eden Bir siyasinin gözüyle Türk-Ermeni ilişkilerini" açıklaması işin bir başka boyutunu vurgulaması açısından önemliydi.
Bir Başka Oturumda Dr. Bekir Tank; "Avusturya gizli belgelerinde Türk-Ermeni ilişkilerinin Avusturya cephesini" anlatması, Drt. Mehmet Oğuzhan Tulun; "2. Dünya Savaşında ABD'nin vatandaşı olan Japon kökenlilerin hiç bir suç işlemediği halde ülkenin iç bölgelerinde toplama kaplarına nasıl götürdüğünü" izah ederken, benzer Özelliklerin İngilizlerin "Güney Amerika'da" daha büyük oranda uyguladığını 18 bin insanın öldüğünü açıklaması dikkate değer bir başka sunumdu. Okt. Ferdi Daşdemir ise  1. Dünya Savaşı içinde Özellikle Ermeni çetecilerin terör saldırıyla Doğu Anadolu'dan Yüzbinlerce Sivil ahalinin İç Anadolu'ya göç ettiğini , göç edenlerin yollarda ciddi kayıplara uğradığını anlatması yaşanan Müslüman Türklerin  acılarını dile getirmesi de  şimdiye kadar dikkat edilmeyen bir başka konuydu.
Bunların dışında katılıp dinleyemediğim 100'e yakın tebliğde bir o kadar önemliydi. Sonuç bildirgeside yine tarihe tanıklık etmiş bir mekanda bilim adamları, Vali, Belediye Başkanı ve Rektörlerin katılımıyla dünya kamu oyuna açıklandı.
Özetle 1878 yılından itibaren Büyük devletlerin Kafkaslarda ve Doğu Anadolu'da ki güç gösterilerinde Ermenilerin Batılı ve Ruslar tarafından kullanıldığı buna karşılık sivil Müslüman ahalinin  bu olaylarda çok acı çektiği belirtildi.
Bu sempozyumda büyük emeği geçen Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Dr. Mevlüt Yüksel ve diğer ilgililere ayrıca teşekkürlerimizi sunarız.