1839 yılında Reşit Paşa, Gülhane Hattı Hümayunu (Fermanını) Gülhane Parkı’nda halkın huzurunda okudu. Bu fermanla Osmanlı ilk defa din ayrımı gözetilmeden can, mal güvenliği, şeref ve haysiyetin korunması, kişi güvenliği, özel mülkiyet edinmeyi sağlayan haklar verildi. Verilmekle kalınmadı, bu hakların yaşaması için lafta değil hukukun içinde kalarak, koruyup geliştirecek kurum ve kuruluşlar oluşturuldu.
1876 yılına gelindiğinde I. Meşrutiyet ilan edilerek padişahın yetkileri vekillere dağıtıldı. Bu ilanla da; Anayasa kabul edilerek, insanlara kişi güvenliği, konut dokunulmazlığı, ibadet ve basın özgürlüğü, dilekçe hakkı, eğitim hakkı gibi hak ve özgürlükler tanındı. Bu anayasa ve Meşrutiyet bir güvenceye bağlanmadığı için II. Abdülhamit, Rus savaşını bahane ederek hem meclisi kapattı hem de tüm hak ve özgürlükleri 31 yıl süren bir baskıcı dönemde yok saydı.
1908’de tekrar II. Meşrutiyet ilan edilerek 1879 Anayasası yeniden yürürlüğe konuldu. 1919 yılında anayasada bazı değişiklilikler yapılmışsa da insan hak ve özgürlüklerini ihlal edenler için bir yaptırım uygulanamadı. 1921 anayasası; savaştan çıkmış, yakılmış yıkılmış bir yurdun ve bir milletin diriltilmesini önceleyen bir anayasaydı. 1924 Anayasasıyla bu eksiklikler giderilerek laiklik ilkesi kabul edildi. Bu ilkenin kabul edilmesiyle hem dini hukuktan hem de din işlerinin devlet işlerinden ayrılması sağlandı. Bu ilkeyle beraber egemenlik millete verildi.
Bu alt yapı oluşturulunca 1961 Anayasası, insan hak ve özgürlükleri merkeze aldı. 1982 Anayasası, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi temel alınarak hazırlandı.
Bugün yeni Anayasa çalışmaları temelde bu sözleşmelere aykırı olmamak üzere yapılmaya çalışılmaktadır.
Bu tarihi gelişimimizden sonra izin verirseniz şu soruları soracağım:
1- İnsan ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesi ya da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi kabul edilen bildirgeleri ya da beyannameleri Endonezya’dan Fas’a, Kazakistan’dan Pakistan’a, Kırım’dan Sudan’a kadar bizim dışımızda hangi İslam ülkesi Anayasasını yaparken ölçü almaktadır?
2- İnsan ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesi ya da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi kabul edilen bildirgelere ya da beyannamelere Endonezya’dan Fas’a, Kazakistan’dan Pakistan’a, Kırım’dan Sudan’a kadar biz de dâhil olmak üzere hangi İslam ülkesinin katkısı olmuştur?
 
Birinci soruya benim cevabım bizim dışımızda hayır olacaktır.
İkinci soruya sizin cevabınız var mı bilemem ama benim cevabım; kabul etmesem de üzülerek ifade edeyim ki bizim ve diğer İslam ülkelerinin katkısı hiçtir.
 Eğer desek ki, yazmaya ne gerek var zaten bizde de bu haklar vardı ve yaşadık hatta yaşıyoruz. O zaman yukarıdaki tarihi gelişmeleri izah etmemiz zor olacaktır. Tarihi gelişmeler bizi yalanlar. 
Şimdiye dek henüz bir bildiri yapma ihtiyacını niye duymadık?
Yine sizlerin cevabını bilmem ama bana göre bunun temel nedeni; medeniyetimizde “İNSAN” amaç bir varlık değil, araç bir varlıktır. O kendi başına bir değer değil, bir şeyin aracıdır. “İnsan” merkezli bir medeniyet algımız olmadığı için insan üzerine düşünme ihtiyacı duymamaktayız. Dıştan bir zorlama olmadan da bu değişimi yapamamaktayız. Çünkü evinde-barkında, sazında-sözünde, yazısında-çizisinde, hikâyesinde, felsefesinde, tiyatrosunda, romanında, mektebinde, camisinde ve kışlasında velhasıl her yerde ve her zamanda “İnsanı” araç gören biziz. 
İnsanın araç görüldüğü ve hissedildiği bir düşünce dünyasında birey ve onun hak ve sorumlulukları gelişir mi?
Demokrasi kabul edilse bile bu demokrasi anlayışına bir katkı sağlaya bilir mi?     
Medeniyetimizde “İnsan” kavramını evrenselleştirerek ve içselleştirerek yetişen Farabi, İbn Sina ve Yunus Emre gibi düşünürler olmasına rağmen, insanlığın ortak değerlerini kabul eden düşünceyi yaygınlaştıramadık ve insanlığın önüne koyamadık. Filozofunu öteleyen ya da onun yetişmesine zemin hazırlamayan kültür çevresinde bu değerlerin yeşermesinin olmayacağı gün gibi ortadadır. Bugün İslam ülkelerinde  “İnsan” anlayışı üzerine az düşünüldüğü için, insan hak ve hürriyetlerinin en çok ihlal edildiği riskli ülkeler bu ülkelerdir.
Haydin! İnsan üzerine daha açık ifadeyle kendimizi bilmeye, tanımaya ve AMAÇ bir varlık olduğumuzu düşünmeye başlayalım. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.