İş Adamı mı? İşin Adamı mı (1)

Bu iki kavram arasında yegane fırkan maddiyat olduğunu söylemek mümkündür… Zira İşin adamı olabilmek için yapılacak nevi işlerin sorumluluğunu taşımak elzemdir… Fakat iş adamlığı faktörü her ikisini de bir arada yapabilme yeterliliğini gerektirir… Aslına bakarsanız her ikisi arasında çok kuvvetli bir paralellik vardır…

Zira Erzurumlu kişisel gelişim uzmanı Üstün Dökmen’in ‘Empati’ isimli kitabında okumuştum… Kitabında Dökmen, özellikle kişilerin cesur olabilmelerinin henüz daha yürümeye başlayıp koltuğa tırmanma sürecinden başladığını anlatıyordu…

Üstün Dökmen yazısında Doğu’da ki gelenekçi aile yapısında ataerkil bir yapının ağırlık kazanmasından dolayı koltuğa tırmanmaya çalışan çocuk fark edilir kucaklanarak koltuğa oturtulur, aksine batıdaki aile yapısında aynı şekilde koltuğa tırmanmaya çalışan bebeğin düşe kalka kendi azmi ve kararlılığıyla tırmanması için hiç müdahale edilmediğini anlatıyordu…

Dökmen’e göre her iki yaklaşımda yanlış ve ileride çocuğun gelişiminde büyük olumsuzlukların oluşmasına etkendi…

Öyle ki koltuğa tırmanmasına yardım etmeksizin direkt oturtulan çocuk gelecekte tüm alacağı kararlarda ailesinin onayını bekler ve tek başına adım atma kabiliyetinde olmaz… Ama ailesine olan bağlılığı daha güçlü bir şekilde devam eder…

Aynı şekilde batıda ki koltuğa kendi çabalarıyla düşe kalka tırmanan çocuğun ise ailesine olan sevgisi ve saygısı yeterli olmadığı gibi tüm işlerinde inanılmaz başarı sağlarmış…

Büyüttüğünüz çocuğunuzun her iki vasfı ve kavramı en iyi şekilde devam ettirmesini isterseniz koltuğa tırmanmaya çalışan çocuğu kendiniz oturtmak yada düşe kalka tırmanmasını izlemek yerine düştüğü anda tutulacak hissi verdirilerek onun tek başına tırmanmasına izin verebilirsiniz…. Evet ünlü empati uzmanının bu tespitlerini yıllardır gözlemledim ve ne denli doğru bir kanaat olduğunu anladım…. Bu yazılanların iş adamı veya işin adamı olmak ile ne alakası olduğunu merak ettiğinizi tahmin etmek güç değil… İş adamı olabilmek istihdam sahibi erk olmak hiç şüphesiz cesaretle eşdeğerdir… Erzurum’da işadamı veya işin adamı olanların sayısı parmaklarla ifade edilecek kadar azdır…

Bunun doğu kültüründeki aile yapısından kaynaklandığını kolaylıkla tespit edebilirsiniz…

Ailelerin duygusal hareket ederek çocuklarına ‘Aman borca harca girme, devlet memuru ol kurtul’ mantığıyla hareket etmeleri şüphesiz bu şehrin sanayi şehri olamamasının altında yatan nedenlerin başında gelir…

Bugün Organize Sanayi Bölgelerinin sayısı 10’un üzerinde olan Gaziantep’te dört genç bir araya geldiğinde şirket kurarken maalesef Erzurum ve çevre illerde ‘Çocuklarım ille de devlet memuru olsun’ diye direten aileler yüzünden dört genç bir araya geldiğinde kafe ve kahvehaneleri doldurmayı marifet sanıyorlar….

İşte bu hal nedeniyledir ki Erzurum’un gelişmesi bir avuç işadamına bırakılmıştır…

Ne yapmalı ne etmeli derken;

Siz bugün devlet olarak her bir işsize kredi verseniz de işadamı ve işin adamı olabilmek değil yalnızca günü kurtarmak için onun çabaladığına şahit olursunuz….

EKONOMİK REFORMLARDA EKSİKLİKLER GİDERİLMELİ

Uluslararası ilişkilerin temel taşını belirleyen en önemli unsurun hiç şüphesiz ki, ekonomik ilişkilerdir ve devlet mekanizmasının küresel denklemindeki yerini belirleyen de ekonomik unsurlardır. Ekonominin önemini uzun uzadıya anlatmaktan ziyade, Buradaki kalkınmanın nasıl olacağını bilmemiz gerekiyor.

ÜRETEN GENÇLERE İHTİYAÇ VAR

TÜKETEN bir öğrenci ve GENÇLİKprofili değil tasarlayan ve ÜRETEN bir gençlik profili yetiştirilmelidir.

Ekonomik sorunlarımız arasında ekonominin yayılmasını ve istihdamsız büyüme önemli bir yer tutmaktadır.Pandemi’ yle birlikte Evrensel krize güren dünyada anladık ki üretmeyen ülkeler başka ülkelere bağımlı kendi ayaklarının üzerinde duramayan ve aç kalacaktır. Bununda tek bir modeli var O nedenle ki Ekonomiyi tabana yaymak için üreten gençlik yetiştirmek zorundayız.