EĞİTİM SİSTEMİNDE ÜRETKENLİK ANLATILMALI
Ekonomiyi tabana yaymak için neler yapılmalı?
Amerika’da 1950’lerden beri yine Avrupa da senlerdir uygulanan Girişimcilik modelinin Türkiye de son birkaç yıldır kamuoyunun dikkatine sunulduğunu Nitekim bunların ne kadar yeterli olduğu soru işaretidir Burada önemli bir husus var oda; Girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılarak, kaynaklara ulaşımının önündeki engellerin kaldırılması ve bu kültürün, toplumun tabanına yayılmasına olanak sağlamıştır. Bu kültür ile işletme kuracak olan kişi niçin o işletmeyi kurması veya kurmaması gerektiği, kısa, orta ve uzun vadedeki hedeflerinin neler olabileceği, işin nasıl geliştirilmesi, finansal, organizasyon el yönetimin nasıl olması gerektiği gibi birçok konuda donanım sahibi olmuş olacak, buda belli bir vizyon çerçevesinde kendi işin daha sağlıklı temeller üzerinde kurmasına olanak sağlayacak. Burada en önemli görevde Milli Eğitim, Üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri ve Ajanslara düşmektedir. Tüketen bir öğrenci ve gençlik profili değil tasarlayan ve üreten bir gençlik profili yetiştirilmelidir. Amerikan ekonomisi yaşadığı krizlere rağmen hala dünyanın en güçlü ekonomisi ise hiç şüphesiz ki bunun önemli nedenlerinden biriside, üretkenliğe sevk eden ve girişimci ruhlu eğitim sistemidir.
ÖZELLİKLE BİZİM BÖLGEMİZİN ÖZEL TEŞVİKLERE İHTİYACI VAR
Bölgeler arasında ki gelişmişlik farkını azaltabilmek için Erzurum başta olmak üzere tüm bölgemizin özel teşviklere ihtiyacı olduğunu buradan bir kez daha belirtmek istiyorum.
İş adamının, esnafın, tüccarın, işverenin eksikliklerini arz ve taleplerini bürokrasi değil ancak iş dünyası bilir. Öncelikle bölgemizin daha özel teşviklere ihtiyacı var. Üretim için Yani daha iyi şartlarda üretim, pazarlama, ulaşım imkânlarına sahip daha batıdaki bir ille aynı teşvik şartlarına sahipseniz, hiçbir yatırımcının ilinize yatırım yapmasını beklemek doğru olmaz. Şehrimizin ekonomik anlamda kalkınması, sosyal ve kültürel bakımdan gelişmesi ancak bölgeler arası kalkınmışlık farkının giderilmesi gerçekleşebilir buda KOBİ’ lerin geliştirilmesi ile mümkündür. Bugün Ülkemizde Ar-Ge ya da yenilik projeleri yaşama geçirmek işletmelere çeşitli kurum ve kuruluşlarca teşvik ve destekler sağlanmaktadır. Söz konusu bu desteklere ilgi son derece azdır, nedeni ise destek ve teşvikler için aranan şartların oldukça ağır olmasıdır. Oysaki Türk ekonomisinin bel kemiğidir ve Erzurum da yüzde 99’luk bölümünü KOBİ’ ler oluşturmaktadır. Söz konusu faaliyetlere yeterince ilgi gösterilmemekte de, bütçe ayrılmamakta kendilerine sağlanan teşvik vedesteklerle dahi ilgilenememektedir. Küçük ve orta boy işlemeler (KOBİ) in, AR – GE faaliyetlerine ilgi gösterilmemektedir.
STK’LAR MUHATAP ALINSIN
Erzurum olarak ilimize baktığımızda son 10 yılda biz şuana kadar bu büyümenin neresindeyiz. En son verilen Yeni yatırım ve teşvikten ne kadar yararlandık. Öncelikle belirtmeliyim ki yeni yatırım ve teşvikten hiçbir şekilde yararlanamadık yararlanabilmemiz için mevcut bölgenin merkezi olan Erzurum'a yatırım için gelen firmaların Erzurum'da 2. Organize Sanayi Bölgesi'nin yerini zaten beğenmemişlerdi bunu dışarıdan gelen yabancıları görmesine rağmen biz nedense bir türlü görmüyorduk yada görmek istemiyorduk ve sonuç ortada.
Bu gibi yerlerin muhatabı sadece ticaret odaları değil İş Dünyasını ilgilendiren tüm STK lar muhatap alınmalı aksi takdirde sonuç ortada ketimizin adına çok üzgünüm.
STK LARDA BİRLİK VE BERABERLİK YOK
Pandemi öncesinde Gaziantep Organize Sanayi Başkanı ile bir görüşmemiz oldu tabi konumuz iş dünyası ve üretim di.
Kendisine sanayicilik anlamında nasıl bu kadar ilerleyebildiniz, diye sorduğumda biz Gaziantep liler birlik ve beraberlik içerisinde hareket ediyoruz dedi. Mesela dedi ilimize kim gelecek Cumhurbaşkanı ve Bakanlar tüm STK lar toplanır ihtiyaç tespiti yapılır ve gele yetkili ile görüşmelerimize istediğimiz tek bir ağızdan çıkarmışçasına hep aynıdır. Buyurun birde Erzurum a bakalım?
KENDİ GİRİŞİMCİLERİMİZİ YARATABİLİRİZ
Sonuç olarak, Girişimcilik üzerine çok şey söylenebilir; Nitekim özellikle Amerika da başarı hikayeleri ile beraber birçok şey söylenmiştir de, Türkiye 2023 vizyonun geliştirmek, kişi başına düşen Milli Gelirini arttırmak, refah düzeyi daha yüksek bir toplum oluşturmak ve siyasi arenada daha etkin bir konumda olmak istiyorsa ki şu ekonomik krizde çok zor diye düşünüyorum ama her ne olursa olsun mücadeleye devam diyerek bizler kendi girişimcilerini yaratarak başarı hikayelerini oluşturmak zorundayız.
Girişimciliğin toplumun ve insanların hayatlarını değiştiren ve tüm toplumları ve ulusları geliştiren gücüne inanarak çalışmamız gerekiyor. Dünyanın en refah 20 ülkesinden 19’unun uluslararası endekslere göre dünyanın en girişimci ülkeler olması asla tesadüf değildir.
Yapmış olduğum araştırma göre iş insan ve yönetici profilinin hızla değişmekte olduğunu ortaya koyuyor.