Kamuoyu O'nu 17 Aralık yargı darbe girişiminden sonra, paralelci savcılara karşı verdiği mücadeleyle tanıdı. Ancak O, bu haklı şöhretinin dışında asıl uluslararası ilişkileri ve yatırımları olan bir işadamı...
Arabistan'dan Dubai'ye, Kıbrıs'tan Türk Cumhuriyetleri'ne ve Avrupa ülkelerinden Afrika Kıtası'na kadar onlarca ülkede, milyar dolarları aşan yatırımlara imza atan avukat Ali Demirhan'dan söz ediyoruz...
Erzurum'un Hınıs ilçesinden... Hayat mücadelesine, önce Yalova'da ardından İstanbul'da sonra da başta Arap dünyası olmak üzere onlarca ülkede atılmış genç bir işadamı...
1950'li yıllarda Amerika'da siyahi halkın savunucusu olarak öne çıkan ve kısa sürede çok büyük bir üne kavuşan Martin Luther King demişti ki, "Benim bir hayalim var."
Belki aynı şey değil ama Ali Demirhan da aynı çizgide... O herhangi azınlığın ya da ötekileştirilmiş bir sınıfın savunucusu olarak ortaya çıkmadı. O, herhangi bir aday adayı gibi AK Parti'den müracaat etti ve herkese uygulanan prosedür neyse onlara uyarak adım adım ilerleyen bir aday namzeti. Ama diğer aday adaylarından farklı olarak hakikaten Ali Demirhan'ın gerçekleşmesi mümkün bir hayali var. O da, hayvancılık ve turizm sayesinde kalkınmış bir Erzurum...
Ali Demirhan bu hayalinin ilk nüvesini, geçtiğimiz ay Erzurum'a davet ederek getirdiği Arap işadamı Sulaiman Al Muhaidib ile vermişti.
Geçtiğimiz hafta aralarında vali ve belediye başkanının da olduğu bir heyet Suudi Arabistan'a iade-i ziyarette bulundu ve Ali Demirhan'ın nasıl sağlam bir adım attığına tanık oldular.
Yani bu genç işadamı, konuşmak yerine icraat sergileyen yürekli bir Dadaş...
Kürt ama Kürtçü değil...
Memleket milliyetçisi ama şövenist değil...
Hayalleri var ama ütopyacı değil...
Zengin ama şımarık değil...
Genç ama toy ve acemi değil...
Atasına ve vatanına bağlı ama körü körüne mezar taşıyla övünen hayalperestlerden değil...
Erzurum'a dair hayalleri olan biri...
Öyle bir Erzurum istiyor ki, tıpkı Necip Fazıl'ın İstanbul için söylediği gibi, "Güleni şöyle dursun ağlayanı bile bahtiyar" bir şehir...
Hocamız derdi ki, "...çocuklar, hayalleri olmayan birinin yarınlara dair sözü olamaz."
Ali Demirhan'ın hem bugüne, hem de yarınlara dair esaslı hayalleri hatta rasyonel projeleri var.
Çünkü o rüştünü ispatlamış ve genç yaşına rağmen onlarca milyar dolarlık işlerin üstesinden gelmiş biri...
137 aday adayı gibi O da AK Parti'den aday adayı oldu.
Tam bu noktada sorabilirsiniz ki, "...yahu birader bu çaptaki bir işadamı milletvekilliğini niye ister?"
Ali Demirhan'ın bu soruya okkalı bir cevabı var:
"Bir insan, anasını anası olduğu için mi sever, Türkan Şoray'a benzediği için mi?"
Haklısınız...
Öyle değil mi belki de hiçbirimizin anası Türkan Şoray kadar güzel değildir. Ama ne fark eder ki, O bizim anamızdır, canımızdır, bize bu hayatı bağışlayandır. Türkan Şoray kadar güzel olmasa da, bizim için yer yüzünde O'ndan daha güzel kimse yoktur.
Ali Demirhan diyor ki, "memleket sevgisi de tıpkı ana sevgisidir. Her şey para ve şöhret değil ki... Ben parayı da şöhreti de bulmuş biriyim ama memleketim için siyaset yoluyla yapacağım bir hizmet belki de tüm emeklerime değecektir. Erzurum, hizmete layık bir şehir, Erzurumlu hizmete nankörlük etmeyen erdeme sahip bir kültürü taşıyor. Allah nasip ederse biz de gecikmiş bir görevi ifa edeceğiz."
Hepimiz biliyoruz ki siyasette her zaman iki kere iki dört etmiyor.
Ama keşke bu kez dört etse de, Ali Demirhan gibi yürekli ve cesur ama bi o kadar da imanlı gençler eliyle Erzurum o çok özlediği sıçramayı yapsın...
Çünkü: O'nun bu şehre dair olan hayali, aslında hepimizin özlemidir.
Bırakın hayaller vuslat bulsun...