Birbuçuk günde ne kadar olursa eh işte biz de o kadar gözlem yapma imkânı bulduk.
Evet; İstanbul'daki şu neredeyse "Türkiye'nin en önemli meselesi" haline gelen belediye seçiminden söz ediyorum.
Kesin nüfusu bilinmemekle beraber resmi verilere göre 16 milyon altı, rivayetlere göre de en az 18 milyon insanın yaşadığı İstanbul...
Aşırı yüksek nem yüzünden öyle boğucu ve iç karartıcı bir hava vardı ki, insan kendi kendine sormadan edemiyor, "...yahu birader şu sıcakta nasıl da hoş geliyor size bu seçim çalışması?"
Nafile...
Bırakın, Cumhur ya da Millet ittifaklarının taraftarlarını...
Çünkü, partili partisiz herkes tek bir meseleye kilitlenmiş durumda:
İstanbul seçimi!
Son anketler, Cumhur İttifakı'nın AK Partili adayı Binali Yıldırım'ı bir puan da olsa önde gösteriyor, ama buna mukabil CHP ve İP cephesinde ise, tam tersi bir hava estiriliyor. Onlara göre, Ekrem İmamoğlu bu kez daha yüksek bir farkla kazanacak...
Elbetteki, kimse "ayranım ekşi" demiyor.
Kesin olan şu:
Kimse işi şansa bırakmıyor.
Birbuçuk günde İstanbul'daki Erzurumlular özelinde müşahade ettiğim şu oldu:
Her şeyden önce Erzurum adını taşıyan vakıf ya da derneklerin önemli bir kısmında, bariz biçimde bir AK Parti ve Binali Yıldırım havası esiyor.
Yaşı kırkın üstünde olan Erzurumluların önemli bir kısmı, sanki de "kol kırılır yen içinde" misali, her şeye rağmen Binali Yıldırım diyor.
Kağıthane'de karargâh kuran AK Parti Erzurum teşkilatı ise, adeta 7/24 esasına göre çalışıyor, sahada ayak basılmadık yer bırakmıyor. Karargâhın kaptan köşkünde eski vekil Mustafa Ilıcalı ve AK Parti'nin Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz var...
Takviye birliklerinin başında ise, özellikle Anadolu yakasını hallaç pamuğu gibi atan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve ekibi var.
MHP Erzurum İl Başkanı Naim Karataş ve partili arkadaşları da boş durmuyor. Onlar da, dünden itibaren İstanbul'a "mitili atan" liderleri Bahçeli'nin çizdiği rota üzerine, İstanbul'da yaşayan Erzurumlu seçmeni adeta markaja almış durumda.
Siyasi hava semt semt farklılık arzediyor. Misal; CHP'nin seçim kazandığı Şişli, Beşiktaş, Bakırköy civarında havayı koklarsanız. "Bu iş bitmiş kardeşim, İmamoğlu uzak ara bu seçimin galibi olur" dersiniz ve tespitinizden ötürü de yanılmazsınız.
Fakat beri yanda ise, Üsküdar, Fatih, Beyoğlu gibi ilçelerde dolaştığınızda da, dört bir yanda "Bu seçimin galibi hiç tartışmasız biçimde Yıldırım'dır" şeklinde haykıran gür bir ses duyarsınız.
Hani deniliyor ya, "23 Haziran seçiminin sonucunu kararsızlar belirleyecek" diye... Azizim, bu sözü yabana atmayın ben de öyle gördüm. Kararsızların oranı ne kadar bilemem ama seçimin sonucuna tesir edecek oranda bir kararsız seçmen var İstanbul'da...
Seçime artık sayılı günler kaldı. Şu bir hafta içinde kim kendini iyi anlatır, tez'ini kararsız kitleye kabul ettirirse, ipi o göğüsleyecek.
Sorabilirsiniz "Peki senin temennin ne kimin kazanmasını istersin?"
Daha önce de arzetmiştim, ama bir kere daha altını kalınca çizerek söyleyeyim:
Bendeniz hem AK Parti'nin şu on sekiz yılda bu ülkeye yaptığı hizmetler ve kazandırdıkların ötürü, hem de Binali Yıldırım'ın bilgili birikimi, devlet tecrübesi ve güçlü bir yönetim anlayışı sebebiyle Yıldırım'ın kazanmasını istiyorum.