Erzurum Kazım Karabekir Stadı’nda bahardan kalma bir gün vardı. 9 Mart’ta güneş tepemize vuruyordu. Bu mevsimde bu sıcak hava pek de hayra alamet değildi Kazım Karabekir Stadı’nda… Nitekim 90 dakikanın sonunda da öyle oldu. Erzurum Büyükşehir Belediyespor-Manavgat Evrensekispor maçının ilk yarısını basın tribününden izledim. İlk yarıda kazanmayı arzulayan bir Büyükşehir Belediyespor vardı sahada… Özellikle 18. dakikada Deniz Sert’in enfes ara pası, Sefer Sever’in kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda dokunduğu topun, tıngır-mıngır az farkla auta çıkışı ve 33. dakikada yine Deniz Sert’in pasında Gencay’ın 30 metreden çektiği füzenin üstten auta gitmesi, ilk yarının en kayda değer olayları idi… Bu yarıda bir tek pozisyon dahi bulamayan Manavgat Evrensekispor, ilk korner atışını 37. dakikada kazandı. Yani ilk yarının özeti buydu.
İlk yarı demişken, şunu da vurgulamadan geçemeyeceğim, bu sezon ilk kez hatırı sayılır bir taraftar vardı, Kazım Karabekir Stadı’nın tribünlerinde, 5 bini aşkın taraftar, avazı çıktığı kadarıyla bağırıyordu. Futbolcuları yaptıkları tezahüratlarla ateşliyordu. Ben bu sezon uzun bir aradan sonra tribünlerde ilk kez 35 dakikayı bulan, “Mavi-beyaz, şampiyon Erzurum” çığlıklarını duyuyordum. İlk yarı taraftar görevini fazlasıyla yaptı, tribünlerde… Dadaşlar Grubu öncülüğünde taraftar, tribünleri festival alanına çevirdi.
Dedim ya; Kazım Karabekir Stadı’nda bahardan kalma bir gün yaşanıyordu. Kavurucu bir sıcak vardı. Mesai arkadaşım Furkan Nehri, rahatsız olmasına rağmen, meslek ve görev aşkı ile maça gelerek kale arkasından fotoğraf çekip, tribüne çıktı. Çektiği fotoğrafları gözden geçirdikten sonra, “Sen hastasın, ikinci yarı ben ineyim sahaya” dedim. Ve soluğu Manavgat’ın kale arkasında aldım. İkinci yarı başladı, maçın stresi, fotoğraf kurtarma telaşı ve tribünlerdeki atmosferin heyecanı ile deklanşöre basıyordum. 9 Mart’ta sıcaktan kavruldum. Ama maçın ateşi ve atmosferi daha da yakıcıydı.
Dakikalar 66’yı gösterirken, konuk takım Manavgat Evrensekispor verilirdi, verilmezdi tartışmalarının yaşanacağı bir penaltı kazandı. Ferhat’la da 1-0 öne geçti. Bu gol Erzurum Büyükşehir Belediyespor’un kısa süreliğine panik yapmasına neden oldu. Burada kaleci İlker Günay’a bir hatırlatmam olacak. Maç sonrası gazeteci arkadaşım Mahmut Akdağ’la stattan ayrılırken, İlker’in kalecilikte başarılı, ancak penaltı atışlarında başarısız olduğundan yakındı. Evet! Kaleci İlker, bu sezon başarılı bir grafik çiziyor. Ancak penaltı atışlarında henüz, isabet yakalayamadı. Artık ekstra penaltı kurtarma çalışmaları yaparak bu eksikliğini gidermeli. Manavgat’ın penaltı golünün ardından, taraftarın ateşlemesi ile birlikte, Büyükşehir beraberlik için bastırıyordu. Teknik Direktör Yavuz İncedal tüm kozlarını oynuyordu. Deniz Sert, Sever Sever, Fatih Arat, Güner Okay tam dört hücumcu ile gol arıyordu, Erzurum Büyükşehir Belediyespor…Yani dördüncü oyuncu değişikliği olsa, Teknik Direktör Yavuz İncedal, Abuzer Gaffar Toplu’yu da sürecekti sahaya… Yani Erzurum Büyükşehir Belediyespor’un maçı kazanmaktan başka hiçbir şansı yoktu.
Ahlar, vahlar arasında ataklar ve gol girişimleri sonuç vermezken, zaman su gibi akıp gidiyordu. Dakikalar 90’ı gösterirken, taraftar Türkiye’de bildik bir şeyi dillendirmeye başladı. “Yavuz İncedal istifa” diye bağırmaya başladı. Takibi taraftarın tepkisine saygı duyuyorum, ama köprü geçerken de at değiştirilmez lafından yola çıkarak, ne alakası var. Yavuz İncedal mı golü atacak yani? Adam ne yapsın, maçı kurtarmak için elinde ne kadar gol silahı varsa, hepsini sürmüş sahaya… Yani o anda Manavgat Evrenseki, 1-0’a razı olmasa, 2’yi de bulup evine 3 puanla gidecekti. Ama kaderine razı olmuştu. Sonuçta dört forvetle oynayan Erzurum ekibi Fatih Arat’la müthiş bir gole imza attı. 30 metreden isyan edip, ‘bu da mı olmayacak’ cinsinden bir şut çıkartan Fatih Arat’ın füzesi ağlara gitti ve durum 1-1 oldu.
Bu maçın doksan dakikasının özeti kanımca şuydu: Bir yanda iyi niyetle kazanmaya çalışan bir Erzurum Büyükşehir Belediyespor vardı, sahada… Diğer yanda profesyonelliğin cılkını çıkarıp, sakatlık pozisyonlarının arkasına sığınıp, kötü niyetle hareket eden bir Manavgat Evrensekispor vardı. Bu etkenlerin arasına çirkinlik derecesine varan bir hakem yönetimine şahit olduk Kazım Karabekir Stadı’nda… Biz demiyoruz, hakem ev sahibi takımı tutsun. Ama bu kadar da rakip takımın zamandan çalmasına göz yummasın. Orta hakem Murat Kaya, bir yanda oynamaya çalışan Büyükşehir Belediyespor’un önüne set çekerken, diğer yanda skor üstünlüğünü ele geçirdikten sonra oynamamak için ısrar eden Manavgat’a göz yumdu. İşte bu tür yönetimlerle Türk futbolunun ilerlemesi bir mucize olur.
geçen sene de aynı bahaneler üretildi aynı türküler söylendi.madem aynı tantanaları dinleyecektik ne diye teknik direktör değiştirdik taşkın hocayla devam etseydik..bize bahane değil somut başarı lazım üç puan var mı yok mu?önemli olan bu.hep iyi oynayıp kaybeden olacağımıza kötü oynayıp kazanan olalım..hatice-netice muhabbeti yani...saygılar.