Geçtiğimiz günlerde Antalya'ya giden ve ziyaretinde bulunduğu eski Valimiz Sebahattin Öztürk'ün ikamet ettiği konağın güzelliklerini anlatan Eyüp Tavlaşoğlu'nu dinleyince, yeni Valimiz Ahmet Altıparmak'a gerçekten üzüldüm! O Antalya'da Sebahattin beye Altıparmak'tan miras kalan bir konak varmış ki, tabiri caizse, 'yeme de yayında yat'! Akdeniz ayakların altındaymış! Son derece modern ve yüzme havuzlu bir konak! Her bir santimetre karesinde Altıparmak'ın emeği varmış! Bugüne kadar gelen Valiler hep şehirlerden gelir, bizde Büyükşehir Valisi olurlardı! Ancak belli ki ilk defa bir Vali 'Büyükşehir'den bir 'şehir'e geliyor!
***
Doğrusu yeni Vali'nin ' o kılımlık' bir yerden, yığınla sorunu bulunan Erzurum gibi bir il'e gelmesi, aslında bir şanssızlık. Ama şanssızlık, manşsızlık! Başa gelmiş, çekilecek! Yeni Vali beyin Antalya'dan kalkıp Erzurum'a öyle çok da 'memnun' bir şekilde geldiği, elbette söylenemez! Zaten bazı konulardaki şaşkınlıkları da bunu ortaya koyuyor! Kahvaltıya 30 civarında basın mensubu katılmış, 3 tane Gazeteciler Cemiyeti başkanı yanında oturuyor! Şaşırmasın da ne yapsın! Her '10 gazeteciye neredeyse bir cemiyet'in düştüğü bir il! Şaşırmasın da ne yapsın? 30 tane basın mensubu katılmış kahvaltıya topu topu iki tane bayan var! O ikisi de Anadolu Ajansı'ndan, iyi mi? ''Yahu ben nereye düşmüşüm?'' diye, daha o şaşırmasın ben şaşırayım?.
***
Yeni Vali'nin geçen bir aylık süre içerisinde yaptığı, yapmak istedikleri, yazı konum değil. Onları zaten normal haberlerden okuyacaksınızdır. Ama ben, daha çok o kahvaltı ve Vali ile ilgili izlenimleri anlatmaktan yanayım. Bir defa basına önem veren bir vali ile karşı karşıya olduğumuz izlenimini edindim. Çok kısa bir süre olmasına rağmen çoğumuza artık ismen hitap etmesi, Vali beyin kısa sürede 'ikili ilişkiler'de gayet iyi olduğunu ortaya koyuyor! Bir defa az ve öz konuşuyor! Ağzı çok resmi değil! Bir Vali karşısında kasılmdktan çok, bir belediye başkanı ile karşılaşmışsın rahatlığı veriyor insana! Antalya'dan bir gazeteci dostum da bana yeni Vali ile ilgili bilgi verirken, 'Tam protokol Valisi' demişti! Niye öyle demiş, şimdi anlamakta güçlük çekiyorum! Son derece samimi de gördüm! 'Konuşan' değil daha çok 'dinleyen' bir Vali! Ama aynı zamanda dinledikleri 'bir kulağından girip diğer kulağından çıkan' Vali de değil! Not tutan, en küçük detaylara dahi takılan 'ilgili' ve dahi 'bilgili' bir Vali! 'Yakınlaşılacak' bir Vali, 'çekinilecek' değil!
***
Kahvaltıda bir şeyi çok net anladım ki, Vali bey kısa süre içerisinde Erzurum'un mini bir fotoğrafını çekmiş bile! Hatta 'iyiler' ile 'kötüler'i bile ayırtedebilmiş! Doğruyu da görmüş, yanlışı da! 'Üst kültür' eksikliğine dikkat çekerken, Erzurum'da güzel sanatların ve musikinin mutlaka gelişmesi gerektiğine işaret ediyor ve 'sosyal hayatta çok problemin varlığını' gözlediğinden bahsediyor. Ortak akıl ile bir çok problemin çözüleceğine işaret ederken, Turizm Müdürlüğü ile Spor Müdürlüğü'nün etkisizliğine vurgu yapıyor! Hatta biz Doğu TV'den Ayhan Köseoğlu ile bunu kendi aramıza konuşurken, ''Siyasiler bu etkisizliği 15 yıldır görmüyorlar, bakın Vali bey daha bir ayda farketti'' bile diyoruz! Zaten Vali beyden kaynaklı kahvaltıda damgasını vuran şey de, bu iki kuruma yönelik sitem ve eleştiri oluyor! Hepimiz daha çok bunu yarenlik mevzusu ediyoruz, ve hepimiz de bu mevzudan müthiş keyif alıyoruz!
***
Kahvaltıda arkadaşlarımız tek tek hem kendini tanıttı, hem de Vali beye görüş ve düşüncelerini anlattı! Bana, çok saçma bir görüş ve düşünce ortaya koyan kimse gelmedi! Hepsi de son derece akılcı ve samimiydi! Ben de yeni Valimize kendimi tanıtırken, ''İyi Vali, kötü Vali yok! İz bırakan Vali var! Dilerim iz bırakan Valilerden olursunuz'' görüşümü ilettim! Gerçekten öyle. İyi Vali olmak zor değil! Herkes ile iyi geçinirsiniz, iyi Vali olursunuz! Bundan kolayı ne? Ama asıl önemli olan 'iz bırakan Vali' olmak! Şu ana kadar ki görüntüsü ile Vali beyin şehir insanına moral verdiğine dikkat çektim, bu moral ile sorunların 'birbirini dinleyen ve anlayan' bir düşünceyle çözülebileceğine işaret ettim! Kahvaltıya başlarken hepimizin tek tek elini sıktı. Ayrılırken de öyle yaptı. Sonrasında Polisevi'nin önünde toğlu bir fotoğraf çektirdik. Sonra hepimiz işlerimizin başına döndük. Yazıma artık burada bir nokta koyuyor, hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum..
---