Erzurum’daki futbol kamuoyunda şöyle bir algı var.
Her halükarda BB Erzurumspor zirveye oynar, sezon bitmeden hem de direkt süper lige çıkar!
Bu algı niye vardır, çünkü aşağı yukarı geçen yılki iskelet kadro korunmuştur.
Bu algı niye vardır, çünkü geçen yıl küme düşülmesine rağmen fark yaratan oyuncuların çoğu takımda kalmıştır.
Her ne kadar Lokman Gör ve Egemen Korkmaz gibi iki klas savunma oyuncusu gitmiş olsa bile yerlerine oyuncular alınmış, en azından teknik direktör Muzaffer Bilazer’in onayı ile alınmıştır.
Bu algı niye vardır, çünkü geçen sezon bu takımın en büyük sorunu gol sorunuydu. Onca pozisyona girilmesine rağmen gol atmakta zorlanan bir takım vardı. Golcü diye alınan Munsy, Thy ve Ofset de yaraya merhem olmamıştı. Ama şimdi Pote var. Ligi de iyi tanıyan bir golcü var ve bu yüzden Erzurum takımının o sorunu kafadan çözdüğüne inanılıyor.
Erzurum futbol kamuoyunda bu takımın süper lige çıkacağı algısı var, çünkü arkasında her yerde olmadığı kadar bir seyirci desteği var.
Bu algı niye vardır, çünkü tüm futbol otoriteleri de Erzurum takımının düşecek takım olmadığını söylüyor ve her fırsatta mavi-beyazlı kulübe methiyeler diziyordu.
Bu algı niye vardır, çünkü arkasında medya desteği de vardır, her medya kuruluşu BB Erzurum takımına karşı bir olumlu ittifak içindeydi.
O açıdan..
İşte o açıdan Erzurumspor’un işi belki de geçen sezondan da daha zordur.
Düşmeme mücadelesi ne kadar zorsa hele de onca kurt hocanın çalıştığı ve bir çok kulübün süper lig hedeflediği böyle bir ligde çıkmak zor oğlu zordur.
Esasında hiçbir kulüp çalıştırıcılığı tecrübesi olmayan Muzaffer Bilazer, omuzuna büyük bir yük almıştır ve o yükün altından kalkmak zorundadır.
Hele de kağıt üzerinde şampiyon bir takımda çalışmak zorunda kalmıştır ki, dilerim başarılı olur.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Uğrunda ölemeyeceğin şey için hayatta kalmaya değmez ! (Martin Luther King)
DUVARİZMALAR: Yanlış Hayat Doğru Yaşanmaz Usta