Kar ne güzeldir, bardan bardan yağarken. Seyrine doyum olmaz. Her kar tanesinin ayrı bir güzelliği vardır. Daldırır adamı uzaklara hele sıcak evindeki pencereden izliyorsan.

Kar tarla eken, bahçesi olan için de rahmettir. O ne güzel bir berekettir. Toprağı ıslatır, kuraklığı önler. Yağdır Mevlam “su” çatlayan dudaklara yağlı kremin iyi geldiği gibi toprağın da çatlaklarına iyi gelir! Hayata bereket gelir.

Kar aslında paradır. Dağlarımıza yerli yabancı turistler gelirler, para harcarlar, eğlenirler, seviniriz, mutlu oluruz.

Kar olmayınca dağlar aslında yetimdir, güzelliklerini su olmadan gösteremezler. Kaynaklar, gözeler, akarsular hatta göletler olmadan olmaz. Baharı bahar, yazı güzel olmaz kar olmadan.

Aslında kar’la ne kadar muhatap oldunuz elbette reel bir ölçüt olmadığı için sorunun cevabı herkes için ayrıdır. Kimi az kimi çok ama hepimizin karla ilgili muhakkak çok güzel veya çok riske maruz kaldığı hatıraları vardır.

Kimimiz dağda kimimiz yollarda kimimiz evimizde karlı kış günleri hatıralara sahiptir.

Belki de kapımız kapalı, bacamız karlı, ocağımızda ateşi olmadan belki ekmek sepetinde bir ekmek kırığı olmadan yaşadığımız kışlar vardır.

Geçenlerde bir resimde üstü başı yırtık pırtık on yaşlarında bir çocuğun ayağını çalışan bir arabanın egzozunda ısıtırken bir resmi vardı; insanlığın utanması gereken bir fotoğraftı. Ben utandım. Hani ibadetlerimizi hele ki umre ve hacca kaç kere gittiklerimizi sosyal medyada paylaşıyoruz ya; tam da burada soruyorum; o çocuğun ayağı gibi kaç ayak gece üşümemek için çullara sarılıyordur? Hani dindarlığımızı göstermek için hiçbir fırsatı kaçırmıyoruz ya; işte burası kırılma noktasıdır ve soruyorum; kim o insanları ısıtacak, kim doyuracak? En azından bunu düşünüyor muyuz? Kendimize hiç soru soruyor muyuz? Fakir fukara ısınamayıp karnı aç oldukça cevaplarımız hep hayırdır!

Biz genelde birikmişten zekat verilebileceğini düşünürüz. Oysa bir sürü harcama yaparız ve hiç birisi birikmişten yapılmaz. Hatta biriktirenlerin biriktirdiklerinden harcadıkları çok fazla görülmüş duyulmuş şey değildir!

Kar hem lütuf hem zahmettir. Nasıl arabamız kara saplandığında arabası olan olmayan herkes yardım için koşuyorsa; bir kısım insanımızın da zor durumda olduğunu görmeli ve kurtarmak için yardım etmeliyiz!

Kar iki ucu keskin bıçak; zenginin bacasına, fakirin yaşam hakkına yağmamalı; insanlık buna izin vermemelidir.