Bilenler kadar duyanlar da şaşıyor.
Erzurum belki de ilk defa böylesine karsız bir kış yaşıyor.
Ocak ayının sonlarına yaklaşırken dahi henüz yeterince kar yağışının olmaması şaşkınlıkla karşılandığı gibi bu duruma endişe ile bakanlar da var.
Bu endişenin temelinde de kuraklık kaygısı bulunuyor.
Şu ana kadar yeterince kar yağışının olmaması kuraklık tehlikesini de beraberinde getirirken, ‘’Eğer Şubat ayı da böyle karsız geçerse durum vahim’’ deniliyor.
Tabi Erzurum ve kar denince akla bir çok şey geliyor.
Nazım Hikmet’in Kuva-i milliye şiirinde bahsettiği gibi kaskatı, dimdik ölen adamlar kadar o geçmişte yağan ve 1,5 metreyi de aşan karlı 2004 yılı da akla geliyor.
Öyle bir yıldı ki o, 500 yılda bir olan bir şeydi o.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mahmut Uykusuz’un son günlerine denk gelmişti o kar ve dün kendisiyle de o günleri konuştum.
‘’O bizim için zulüm değil, bereketti’’ diyor Uykusuz.
3 gün aralıksız yağan kar yağışıydı bahsettiğimiz.
5 günde yolların açılabildiği kardı o yağan kar.
***
‘’Erzurum Fırat, Dicle, Çoruh ve Aras gibi 4 nehiri besleyen bir şehirdir’’ diyen Uykusuz, kar yağışının olmamasının kuraklığa etken olacağını belirtirken, ‘’Açıkçası benim dönemime rastlayan o kar yağışından hiç rahatsız olmadım.
Bilakis memnun da oldum, çünkü o yağan kar bereketti.
Belki bugün aynı kar yağmasın ama az da olsa yağsın.
Yağsın ki kuraklık olmasın.
Kuraklık konusu basit bir konu değildir.
Savaş gibi önemli bir konudur.
22, 23 ve 24 2004 Şubat tarihlerinde yağan o kar 500 yılda bir olan olaydı.
Tarihe geçti o kar.
Ama o kar sayesinde de yıllarca bölge kuraklık sıkıntısı çekmedi.
Belki belediye olarak temizlikte zorlandık ama bunu hiçbir zaman dert etmedik de.
500 yılda bir yağan kar döneminde belediye başkanlığı yapmış olmamı da güzel bir şans olarak değerlendiriyorum.
Kışın meyvesi kardır.
Keşke haftada bir yağsa.
Ama görüyorum ki kar şehrinde bugün kar hayali kuruyoruz.
Palandöken’de kayak için yapay kar yapıyoruz’’dedi.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Kötüler cehenneme gitmezler, gittikleri yerleri cehenneme çevirirler!
DUVARIN DİLİ: Bünyem o kadar geniş değil. Bazı insanları içim almıyor!